'Medya o kadar ciddiye alınmamalı'

Başbakan'ın iletişim danışmanlığını yapan Prof. Dr. Nabi Avcı katıldığı bir programda, medya ve gazetecilerin çok ciddiye alınmaması gerektiğini söyledi. Avcı, Erdoğan'la çalışmanın zorluğuğuna da değindi.

ABONE OL
GİRİŞ 02.05.2011 15:53 GÜNCELLEME 02.05.2011 15:53 MEDYA
'Medya o kadar ciddiye alınmamalı'

Nabi Avcı: Başbakan’ın medya ile ilişkileri daha iyi yönetilebilirdi…

Gazeteci yazar Nuriye Akman Akılda Kalan’da bu hafta siyaset bilimci ve iletişim danışmanı Prof. Dr. Nabi Avcı’yı ağırladı. Sekiz yıldır Başbakan’ın iletişim danışmanlığını yapan Avcı, şimdi Ak Parti Eskişehir milletvekili adayı olarak mutfaktan vitrine çıkıyor. İletişim danışmanlığından milletvekilliğine uzanan süreçte medyaya hiç konuşmayan Avcı, ilk defa Akılda Kalan’da Başbakan’ın medya ile ilişkilerini değerlendirdi. İşte Avcı’nın Akılda Kalan açıklamaları… 

Nabi Avcı, Başbakan’ın medya ile iletişim biçimindeki sorumluluğun danışmanlarında  olduğunu belirtti. “Hakikaten birçok şey önüyle arkasıyla daha iyi yönetilebilirdi” diyen Avcı, “Konunun özü itibariyle haklı olmak ve haksız olmak meselesi var. Haklı olabilirsiniz ama bunu kamuoyu ile paylaşırken kullandığınız üslup, sizin haksız gibi görünmenize yol açabilir. En çok aksadığını zannettiğim yer burası olabilir. Başbakan’ın iletişiminden sorumlu kişiler olarak, özünde haklı olsak bile, bazı konuları üslup olarak yeterince iyi ifade edememiş olabiliriz. Oradaki sorumluluk bizimdir” dedi.

'AL GÜLÜM, VER GÜLÜM' OLMADI

Avcı, Akman’ın “Medya ile ilişkiler konusunda iyi bir performans gösterildi mi?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: Performansı nasıl algıladığınıza bağlı. Mesela iyi bir performanstan şunu anlıyorsak, herkes mutlu… Genel yayın yönetmenleri, gazete sahipleri, televizyon sahipleri, siyasetçiler mutlu. Herkes al gülüm, ver gülüm. Sen benim sırtımı sıvazla, ben senin sırtını sıvazlayayım ilişkisini, eğer iyi bir performans ilişkisinin göstergesi sayarsak, çok başarısız bir dönem geçirdik. Hiç böyle olmadı. Kimse kimsenin sırtını sıvazlama ihtiyacını duymadı. Al gülüm ver gülüm ilişkileri olmadı”

'MEDYAYI O KADAR CİDDİYE ALMAYALIM'

Medya ile ilgili düşüncelerini de açıklayan Avcı, “Medyayı ve gazetecileri o kadar da ciddiye almayalım. Medyayı, dünyayı belirleyen, her şeye ölçü koyan, her şeyi yöneten, her hareketimizi, her düşüncemizi ona göre ayarlamak zorunda kendimizi hissedeceğimiz bir otorite gibi, bir onay makamı gibi görmek zorunda değiliz” dedi. Avcı, Başbakan’ın iletişim danışmanlığı yaparken, bu görüşlerinin Başbakan’a etkisi olmuş olabileceğini de kabul etti.

"BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN KİŞİLİĞİ İMAJ GİYDİRMESİNİ KALDIRMAZ"

Nabi Avcı, Başbakan’ın iletişim stratejisinde bir imaj çalışması yapıp yapmadıklarını da anlattı. Başbakan için imaj danışmanlığı yapmadıklarını belirten Avcı, “Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olduktan sonraki performansının belirleyiciliğinde, danışmanlarının payı olabilir. Ama en önemlisi, kendi oyununu, kendisi gibi oynamasıdır. Tayyip Bey’in en önemli özelliği, bu anlamda, medyatik başarısında bir şey aramak gerekirse, herhangi bir imaj çalışması filan kabul etmemesidir. Kendisi neyse onu oynamasıdır. Onun gereğini yapmasıdır” dedi.

Avcı sözlerine şöyle devam etti: “Tayyip Bey’i ne belediye başkanlığı döneminde, ne başbakanlığı döneminde olduğundan farklı göstermeye yönelik hiçbir imaj çalışması yapılmamıştır. Zaten kaldırmaz da. O kişilik bir imaj giydirmesini kaldırmaz”

MOLLA KASIM'LIK YAPTINIZ MI?

 Nuriye Akman, Başbakan Erdoğan’ın bugüne kadar Nabi Avcı’nın belirlediği iletişim stratejilerine uyup uymadığını da sordu. Avcı, “Baştan böyle strateji gibi çok parlak görünen şeylerle bu işin yürümediğini söylemeliyim. Daha doğal akışlar içerisinde, daha insani ilişkilerle yürür” dedi. Her zaman son kararı Başbakan’ın verdiğini belirten Avcı,  Akman’ın “Başbakan’a Molla Kasımlık yapıp yapamadığınızı merak ediyorum. Sayın Başbakanım bu yaptığınız yanlış diyebilecek düzeyde bir samimiyet ve ilişki biçiminiz var mıydı?” sorusunu ise “Bu sorulara cevap vermem doğru olmaz. Kendinizi merkeze koyarak bir şeyler anlatmanız gerekir. Ben ona şöyle dedim, o da böyle dedi. Böyle şeyler konuşulamaz” şeklinde yanıtladı.

Avcı, sözlerine şöyle devam etti:  “Tabii ki kendi doğrularınızı ve yanlış gördüklerinizi uygun bir üslupla söylemeniz için siz orada görevlisiniz. Başbakan da sizden bunu bekler. Her dediğini, her yaptığını onaylayan insandan yararlanamayacağını Başbakan bilir”

SEÇMENLER BİRER MOLLA KASIM

Bir dönem “Molla Kasım” takma adıyla köşe yazıları yazan Nabi Avcı, Nuriye Akman’ın “Siyasete girdiğinize göre bütün seçmenleri, sizi hizaya çekecek birer Molla Kasım olarak görebilecek misiniz?” sorusunu “Tabii ki. Hamama giren terler. Öyle görmek gerekir. Siyasette Molla Kasımlara ihtiyaç vardır. En büyük Molla Kasımlardan biri de seçmendir” şeklinde yanıtladı.

Nabi Avcı, Akılda Kalan’da neden Başbakan Erdoğan’ın kendisini bundan sonra milletvekili olarak görmek istediğini de açıkladı. “Herhalde önümüzdeki dönemde mecliste böyle bir adam olursa iyi olur diye düşünmüş olabilir” diyen Avcı, şunları söyledi: “Önümüzde ciddi bir anayasa süreci var. Zannediyorum Başbakan, zaman zaman hayır öyle değil, şöyle olsa daha iyi olur diyebilecek ve bunları uygun üsluplarla dillendirebilecek, diğer partilerle paylaşmasına katkıda bulunabilecek bir figür mecliste iyi iş görür diye düşünmüş olabilir”

Nabi Avcı, Başbakan Erdoğan’ın kendisine nasıl etki ettiğini de anlattı. “Siyasete giriyorum. Siyasete girmek, düşünmediğim bir şeydi” diyen Avcı, Başbakan’ın kendisini daha cesur yaptığını söyledi.

"KİMSE İÇİN TEHDİT UNSURU OLMADIM"

Birçok danışmanla çalışan Başbakan Erdoğan ile Nabi Avcı,  sekiz yıl boyunca nasıl çalışmaya devam ettiğini de açıkladı. Kimseye tehdit unsuru olmadım diyen Avcı,  “Danışmanlık, ölçüleri belli, üslubu belli. Geçmişe dayalı bir hukuk da var. Dolayısıyla karşılıklı anlayış içinde çalıştık” dedi.

Avcı, Akman’ın “Parti muhabirleri bir süre sonra o partinin üyeleri gibi düşünmeye başlıyorlar. Sizde de böyle bir tehlike oldu mu?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Olabilir. İnsan kendi içinde yaşadığı için onu ölçemez. Ama sekiz senede insanlar birbirlerinin neye evet, neye hayır diyeceğini içgüdüsel bir şekilde öngörüyor olabilirler. Ama o zaman danışmanlığın kalitesi de düşer. İnşallah bizde öyle olmamıştır veya bundan sonra öyle olmaz”

"BAŞBAKAN'LA ÇALIŞMANIN EN ZOR YANI"

Başbakan’a danışman olmanın en zor yanının ise zaman meselesi olduğunu söyleyen Avcı, “Başbakan hakikaten çok yoğun bir tempo ile çalışır. Dolayısıyla sizin aktaracağınız her konu için önceden bunu minimum ne kadar zamanda anlatabileceğinizi düşünerek, masaya oturmanız lazım” dedi. Avcı, Başbakan’a bir konuyu en fazla üç cümlede anlatmanın uygun olduğunu belirtti.

BÜYÜKERŞEN OY VERİRKEN DÜŞÜNECEK

Nuriye Akman, Nabi Avcı’ya Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’nin 12 Haziran seçimlerinde kendi partisinden olan Süheyl Batum’u mu yoksa Nabi Avcı’yı mı destekleyeceğini sordu. Avcı, Akman’ın sorusunu “Ben de merak ediyorum aslında. Kabine girdiği zaman oyunu kime verecek. Büyükerşen’in oyunu hemen vereceğini zannetmiyorum” şeklinde yanıtladı.