Yahya Efendi'nin 450 yıllık külliyesi restore edildi

Kanuni Sultan Süleyman'ın sütannesi Afife Hatun'un oğlu, dönemin tanınmış şair ve mutasavvıflarından Şeyh Yahya Efendi'nin 1570 yılında II. Selim tarafından yaptırılan külliyesi yeniden restore edildi.

ABONE OL
GİRİŞ 25.08.2013 11:56 GÜNCELLEME 25.08.2013 13:36 Mimari
Yahya Efendi'nin 450 yıllık külliyesi restore edildi

Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından iki yıllık çalışma sonucu restorasyonu tamamlanan türbe, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ile AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış tarafından dualarla ziyarete açıldı.

Yahya Efendi'nin yenilenen türbesinin orijinal anahtarı ise sembolik olarak Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'e teslim edildi. Bakan Çelik, 450 yıla yakın bir geçmişe sahip tarihi külliyeyi, orjinal anahtarıyla ziyarete açtı.

"YAHYA EFENDİ İSTANBUL'UN ASIL KORUYUCULARINDANDIR"

İstanbul'un sadece fiziki görüntüsüyle, bedeniyle var olmadığını söyleyen Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, "İstanbul kendisine ebediyete kadar ruh üflenmiş bir şehirdir" dedi.

İstanbul'un muhafızlarının sadece üzerinde yaşayanlar olmadığına dikkati çeken Bakan Çelik, Yahya Efendi Hazretleri gibi zatların İstanbul'un asıl koruyucuları, muhafızları ve sahipleri olduğunun altını çizdi.

Bu manevi koruyuculara duydukları hürmetten bahseden Bakan Çelik, sözlerine şöyle devam etti: "Biz memleketimizi, milletimizi ve aziz İstanbul'u koruyan bu muhafızlara, bunların hayırlı hayatlarına bir kere daha hürmet ediyoruz, rahmet ediyoruz. Hepinizin duasıyla birlikte burayı açıyoruz." 

KÜLLİYE DUVARLARINDA TARİHİ YAZILAR

Mimar Sinan tarafından yaptırılan Yahya Efendi Türbesi'nde ilk zamanlara ait sıva tabakaları üzerine siyah kalemlerle yazılmış dua ve notlar ortaya çıktı. Türbede bulunan bu tarihi yazılar şeffaf plastik koruyucu levhalarla korumaya alındı.

Restorasyon çalışmaları için 5 milyon 114 bin 500 lira harcanırken, 2011 yılında başlatılan restorasyon Haziran 2013 tarihinde tamamlandı.

Külliye içerisinde gerçekleştirilen çalışmalarla cami, müştemilat, imam ve müezzin odaları ile Yahya Efendi Türbesi, Güzelce Ali Paşa Türbesi, II. Abdülhamit tarafından yaptırılan Şehzade ve Kadınlar Türbesi yeniden restore edildi.

Mezarlıkların külliyeye yakın bölümünde ise çevre düzenlemeleri yapılarak, külliye içerisinde yer alan ısıtma ve güvenlik sistemleri ile elektrik tesisatları ise tamamen yenilendi.

ŞEYH YAHYA EFENDİ TÜRBESİ

Şeyh Yahya Efendi Türbesi, İstanbul'un Beşiktaş İlçesi, Ortaköy yolu üzerinde, Yahya Efendi Sokak, 511 ada 39 parselde, Yahya Efendi Külliyesi içerisinde yer alıyor.

Ahşap bölümler ile çevresine sonradan eklenen cami-tevhidhane gibi yapılarca kuşatılan türbeye dikdörtgen bir çerçeve içindeki basık kemerli kapıdan giriliyor. Kare planlı (içeriden 9x9 m) basık, bağdadi teknikle yapılmış kubbe ile örtülü ve süsleme açısından da oldukça zengin olan türbenin kapısının sağında ve solunda iki sıra pencere bulunuyor.

Türbenin çevresi dergâha ait ahşap yapılarla kuşatılırken, asıl kagir kubbesinin yerine sonradan basık bir ahşap kubbe yapıldığı için türbe dışarıdan görülmüyor. Bu kubbe kasnaksız olarak sekizgen bir kornişle gövdeye oturuyor. Sade bir yapı olan türbenin cephesi tuğla ve taş ile örülü olup, iç duvarlarda 19'uncu yy. üslubunda kalem işi nakışlar bulunuyor.

Şeyh Yahya Efendi'nin türbesinde kendisinden başka birinci sırada Kanuni Sultan Süleyman'ın kızlarından ve Yahya Efendi'nin manevi evladı olan ‘Tasasız' Raziye Sultan, II.Abdülhamid'in evlatlarından Hatice Sultan ile Şehzade Ahmed Bedrettin Efendi, Yahya Efendi'nin büyük oğlu Şeyh İbrahim Efendi, Yahya Efendi'nin annesi Afife Hatun, ikinci sırada Yahya Efendi'nin hanımı Şerife Hatun, dervişlerden Ali Efendi, küçük oğlu Şeyh Ali Efendi, tekke şeyhlerinden Mehmed Nuri Şemseddin Efendi ile torunu Şeyh Hasan Hayri Efendi olmak üzere 11 kişinin kabri yer alıyor. Üstlerinde ahşap sandukaların yer aldığı bu kabirlerin etrafı "İstanbul işi" sedef kakmalı ahşap korkuluklar ile kuşatılmış olup, türbenin dışında ise demir kanatlı cümle kapısının iki yanında 7 kişinin daha kabri bulunuyor.

Şeyh Yahya Efendi'nin hayatta iken sahip olduğu büyük şöhret İstanbul'da vefatından sonra da devam etmiş, türbesi ile tekkesinin çevresi kendisine "komşu" olmak isteyen binlerce insanın kabirleri ile dolmuştur. 16'ncı yy.'ın ikinci yarısından itibaren türbeye gömülmüş olan birçok tarikat ehli, devlet ricali, ulema, hanedan ve saray mensubuna ait mezar taşları ise çeşitlilik gösteriyor.