Sarai Sierra cinayetinin 'arka yüz'ü

Marmara Üniversitesi İstanbul Araştırmaları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, Sarai Sierra Cinayetiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunurken, Topkapı Sarayı ile ilgili gözden kaçan bir gerçeği hatırlattı.

ABONE OL
GİRİŞ 06.02.2013 15:59 GÜNCELLEME 06.02.2013 15:59 Mimari
Sarai Sierra cinayetinin 'arka yüz'ü

Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı ve M.Ü. İstanbul Araştırmaları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, Amerikalı turist Sarai Sierra'nın öldürülmesinin kamuoyunda derin bir etki bıraktığını belirtirken, "Devlet, olayın aydınlatılması için ilgili birimleriyle olağanüstü bir çalışma içerisinde. Bu menfur cinayet, İstanbul'a gönül verenlerde Saray-ı Topkapı'ya dair soruların tekrar gün yüzüne çıkmasına vesile oldu. Her yıl milyonlarca turistin ziyaret ettiği Topkapı Sarayı'nın arka bahçesinde nasıl böyle bir olay yaşanabilir? Saray'ın ön bahçesi gayet bakımlı ve nezih iken, arka bahçesi nasıl bu kadar ıssız, bakımsız ve güvensiz olabilir? Dünya üzerinde ancak birkaç ülkede bu kadar kıymetli bir saray kompleksi varken ve hepsi de muntazam bir şekilde muhafaza edilirken, Topkapı Sarayı daha fazla ihtimamı hak etmiyor mu?" sorularını sordu.

İSTANBUL'UN EN KIYMETLİ HAZİNESİ TOPKAPI SARAYI

İstanbul'un en kıymetli hazinesinin Topkapı Sarayı olduğunu belirten Prof. Bozlağan, "İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti kapsamında gündeme getirilen ve Topkapı Sarayı'nın çehresini değiştirecek olan Sur-ı Sultanî Projesi, aradan geçen 3-4 yıla rağmen neden tamamlanamıyor? Banliyö seferlerinin Yenikapı istasyonunun ötesine (Kumkapı, Cankurtaran, Sirkeci istasyonlarına) yapılmayacağına dair daha önce açıklanmış kararlar neden uygulanmamakta? Saray'ın sahil surları niçin restore edilmemekte? Anadolu'daki şehirler bile halkın ve turistlerin kullanacağı (güvenli) kültür yolları oluştururken, İstanbul'un en kıymetli hazinesi olan Topkapı Sayarı'nı çevreleyen bir kültür yolu neden yapılmamakta? Topkapı Sarayı ile Eminönü, Beyazıt, Fatih, Karaköy ve Taksim gibi tarihî ve kültürel mekânları arasında neden (güvenli) kültür ve yaya yolları oluşturulmamakta? Bakü'de, Beyrut'ta ve Tiflis'te bile tarihî ve kültürel mekânlar hayranlık uyandırıcı bir şekilde aydınlatılmışken, Saray'ın yakın çevresi neden korku filmlerine platform oluşturacak kadar karanlık?" dedi.

"ONLARCA SARAİ SİERRA'NIN DA HAYATI KURTULMUŞ OLUR"

Prof. Dr. Recep Bozlağan, "Yukarıdaki soruları 'dava düşmanı', 'içimizdeki hain' yaftalarından korkmadan sorar ve aynı cesaretle cevaplarını ararsak, İstanbul'un en kıymetli yerini katillerin, alkol ve madde bağımlılarının ve gayr-i ahlâkî işlerin mekânı ve 'yatağı' olmaktan kurtarabiliriz. Kim bilir belki de onlarca Sarai Sierra'nın da hayatı kurtulmuş olur. Suriçi'nin ve özellikle de Sur-ı Sultanî'nin muhafazası sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı'na veya İstanbul Emniyeti'ne bırakılamayacak kadar büyük bir sorumluluk ister. Bu sorumlulukta belediyelerin payı sanıldığının aksine çok büyük" diyerek sözlerini tamamladı.