Aldatan eşi ele veren 'en yeni' ipuçları
Kasetler havada uçuşuyor, aldatma haberleri gündemden düşmüyor. Ama aldatanları ele veren artık yakadaki ruj, arabada unutulan toka ya da cekete sinen parfüm kokusu değil.
ABONE OLŞehriban Oğhan'ın haberi
Şimdi cep telefonları, MSN mesajları karıştırılıyor. İspiyoncularınız hesap ekstreleriniz ve otel kayıtlarınız. Yanınızda gizli aşkınızla hızlı mı araba sürdünüz? Trafik cezası evinize fotoğraflı olarak servis ediliyor. En kötüsü, saatten kaleme kadar sınır tanımayan gizli kameralar ve dinleyiciler ilişkinizi internette kamuya açabiliyor
EN BÜYÜK BOŞANMA NEDENİ
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; 2010 yılının ekim, kasım, aralık döneminde boşanan çift sayısı 29 bin 326. 2009 yılının aynı döneminde ise 27 bin 670. Yani bir önceki yılla arasında yüzde altılık bir artış var. Açılan davaların yüzde 95’ten fazlasının nedeni şiddetli geçimsizlik. Perdeyi kaldırdığınızda geçimsizliğin baş sorumlusu da ortaya çıkıyor: İkinci partner.
Cep telefonu külodunda uyuyan eş var
İLKİM ÖZ (Aile terapisti)
Aldatma son beş yıldır o kadar ortalığa düştü ki... Haftada en az yedi-sekiz aldatılmış kadın geliyor. Kadın sezdiği için şüpheleniyor. Sağlıklı ilişkide kadın niçin eşinin cep telefonuna baksın veya takip etsin ki? Bir danışanım, eşinin cep telefonunu külodunun içine koyarak uyuduğunu anlatmıştı. Gerçekten aldatıyormuş. Hayatlarımız o kadar şeffaflaştı ki, bir insanın ne zaman, nerede, ne yaptığını bulmak artık çok kolay. Günümüzde aldatma delillerinin başını cep telefonu çekiyor. Eşe hediye edilen cep telefonuna dinleme programı yerleştirmek, arabasına dinleme cihazı koymak, dedektif tutmak... Kameralar çok önemli bir araç. Mesleğe başladığım yıllarda kadınlar aldatıldıklarını gömlekteki parfümden, ruj lekesinden anlarlardı. Cepler, cüzdanlar karıştırılırdı. Bunlar artık ‘out’. Yine bir danışanım anlatmıştı. Gece yatarken külotlu çorabının bir ayağını kendine, bir ayağını kocasına giydiriyormuş. “Oğlumun kız arkadaşları evde olduğu zamanlar rahat uyuyorum” diyordu. Aldatan kadın yakalanmıyor, analitik beyni olduğu için arkasında delil de bırakmıyor; itiraf ediyor. Zaten aşık olduğu için aldatıyor, cinsellik için değil. İtiraf ettikten sonra da ilişkilerinden birini bitiriyor. Aldatılan erkekse ve sosyo-ekonomik düzeyi yüksekse eşinden çok kendini suçluyor ve bu sebeple evliliğinin yıkılmasını istemiyor. Erkekler daha sık ve kolay yakalandığı için erkeğin daha çok aldattığı zannediliyor ama bana gelen vakalara göre oran yüzde 50.
Kadınlar MSN, erkekler kredi kartından yakalanıyor
CENGİZ HORTOĞLU (Boşanma avukatı)
Artık el yazısı mektuplar, kartpostallar bitti. Deliller arttı ve çeşitlendi. Cep telefonu veya sabit telefon görüşme kayıtları, kredi kartı hesap dökümleri, hesap ekstreleri (sevgiliye gönderilen havale vs.), eşten veya sevgiliden gelen, ima da olsa aldatmaya ilişkin mail veya mesajlar, otel kayıtları, birlikte çekilen resimler, sevgiliyle yapılan yolculuklara ait bilet... Müvekkiller davanın ilk aşamasında delilleri kendileri buluyor. Biz sadece hangi delilleri sunabileceklerini belirliyoruz. En ilginç delil bir harcama defteriydi. Adam çok tutumlu, harcamalarını yazdığı bir not defteri var. Kadın defteri detaylı incelediğinde, yüksek bir harcama görüyor. Yanında bir de tersten yazılmış bir kadın ismi var. Aynı tarihli kredi kartı sliplerini incelediğinde o tarihte bir pırlanta yüzük alındığını tespit ediyor. Adam sözüm ona sevgilisinin ismini tersten yazarak önlem almış. Kadınlarla erkeklerin bıraktığı deliller farklı. Aldatan kadını telefon görüşmeleri ve sosyal paylaşım sitelerindeki mesajlar ele veriyor. Erkekleriyse ek olarak kredi kartı ekstreleri ve otel kayıtları... Aldatıldığı için boşanma kararı veren erkek sayısı kadınların oranına göre daha az ama erkek aldatıldığını kolay kolay açıklamıyor. Veya aldatmayı boşanma nedeni olarak bildirmiyor./_np/2240/13562240.jpg
Karısını aldattı ama bir erkekle
MEHMET UZUNER (Özel Dedektifler Derneği Başkanı)
Her aldatan arkasında delil bırakır. Bir sefer yapan daima yapar. Pişman olan görmedim. Çok ekstrem durumlarla karşılaşıyoruz. Bir kadın müşterinin aldatıldığını belgeledik ama eşinin sevgilisinin kim olduğunu söylemekte zorluk çektik. “Sevgilisi şu adammış” demek biraz zor oldu. Ama kadın normal karşıladı. Meğer adamın eğilimi varmış. Bilseydik, işimiz bir buçuk ay sürmezdi. Kişi bize geldiğinde genelde eşinin aldattığı kişiye kadar tüm bilgilere sahip oluyor. Bizden de belgelememizi ve detaylandırmamızı istiyor. Evden çıktığı andan eve girene kadar kamuya açık tüm alanda takip ediyoruz. Eskiden fotoğraf makinaları kullanıyorduk ama artık teknoloji kullanıyorsunuz. Dom kameralar, araçlara monte ettiğiniz dijital sistemler, hava ve arazi şartları uygunsa beş kilometreden alınabilen görüntüler... Anlaşmalı boşanmaların yüzde 50’den fazlasının nedeni aldatma.
Delilleri birleştirmek bile profesyonellik
PROF. DR. ALİYE MAVİLİ AKTAŞ (Sosyal psikolog)
Kentleşmiş toplumlarda, birey yaşamı farklı organizasyon ve toplantılar içinde olmayı gerektiriyor. İş yaşamındaki ortaklıklar, hobiler, gruplar yeni kişilerle farklı faaliyetleri kolaylaştırıyor. Formal eşin bilindik yanları onu ‘başka’ olmaktan çıkardığı için, yeni ve farklı olan her tür ilişki, başka bir keşif yolculuğu gibidir. Böyle olunca aldatmanın delilleri de o kadar farklı olabilir ki, akıl ve mantık sınırlarıyla bu işlerin peşine düşmek akıl dışılık gibidir. Birliktelikler küçücük zamanlara ve farklı mekanlara sıkıştığında sadakatsizliğin delilleri de görünmez olabilir. Küçük kasabada herkes herkesi tanıyacağı için sinemaya sevgilisiyle giden olmaz. Toplumun küçük ve karmaşık olmayan yapısı aldatmanın delillerini de basit, yalın, bilindik yapabilir. Oysa şimdiki kent ortamında izler bile profesyonel dedektiflerle takip ediliyor. Birey akşama kadar o kadar çok yerde ki, bunların içinde her yerde olan delilleri birleştirmek bile ayrı bir profesyonellik. Toplum büyüdükçe ve geliştikçe kusurların delilleri de karmaşık ve bilinmez hale gelebilir. Her şey, her yer aldatma delilleriyle dolu olabilir.
SEÇİM MEYDANI KASET KAYNIYOR
Siyasetteyse aldatılan eş değil, hasımlar devreye giriyor. Çoğunlukla evli siyasetçilerin mahrem alanına konulan gizli kameralar onları siyaset sahnesinden silerken, rakiplerinin elini güçlendiriyor. Belki de bu nedenle seks kasetlerinin seçim meydanlarına inmesi önlen(e)miyor. Geçen haftalarda MHP yöneticileri ve milletvekili adaylarının başına gelen olay, daha önce de eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, eski Ankara Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, eski DYP’li Bakan Hamdi Üçpınarlar’ı da zor durumda bırakmıştı. Eski Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel ve eski Başbakan Adnan Menderes de yasak ilişki kurbanı olan siyasiler arasındaydı.
Hürriyet - Cumartesi