Tokluk bandı orucu bozar mı?
Sıcak hava uzun günler daha şimdiden ramazana damgasını vurdu. Uzun süre açlığa dayanamam diyenlerin başvurduğu tokluk bandı ilahiyataçılara göre caiz ama…
ABONE OLOruca başlamaya niyet etmeden ‘Ramazan piyasası’ çoktan oluştu bile. Bu sene günlerin uzun olması ve yaz sıcaklarının devam etmesi diyet sektörünü harekete geçirdi. Tokluk hissi veren ilaç ve bantlar birer ikişer sunuluyor piyasaya. Peki ama bunları kullanmak ne kadar doğru?
Eskiden tiryakiler Ramazan ayında afyonu macun haline getirir, mercimek büyüklüğünde toplar yapıp kâğıtlara sarar, sonra da her sahurda iki üç tane yutarmış. Kâğıt, mide özsuyunda eriyince macun midede dağılır ve uzun süre keyif vermeye devam edermiş. Geçmişten bu örnekle harekete geçen pek çok kişi, şimdilerde Ramazan’da oruç tutmanın kolay yollarını arıyor. Tokluk bandı bu ürünler arasında en revaçta olanı. Diğeri ise elma lifinden yapılan hap şeklindeki ürün. Bu ürün sahurda yutuluyor, öğle saatlerinde lif giderek mideyi kapsıyor ve açlık hissi uyandırmıyor. Bu elma lifi ağırlıklı ürünler suyla içildiğinde mide çemberinde bir jel oluşturup uzun süre tokluk hissi veriyor, bazılarının içeriğinde açlık kan şekerini düzenleyici ve bağırsakları hareketlendirici maddeler bulunuyor.
Daha oruca niyet etmeye başlamadan ‘Ramazan piyasası’ çoktan oluştu bile. Bu sene günlerin uzun olması ve yaz sıcaklarının devam etmesinin, oruçlu insanları epey zorlayacağı tahmin edilirken diyet sektörü işin içine hemen giriverdi. Eczaneler arka arkaya bu ürünlerin siparişlerini verirken tam bir satış stratejisi izliyorlar. Önce binbir türlü tokluk hissi veren ilaç ve bant sunuluyor önünüze, sonra da ‘boyunuzu kilonuzu, yağ durumunuzu bir ölçelim, bilmem ne testi yapalım sonra da size uygun ürünü verelim’ diyorlar. Fiyatlar ise öyle tahmin ettiğiniz gibi 5-10 YTL değil; 50 YTL’den başlayıp 180 YTL’ye kadar çıkıyor. Kimi bantları her gün değiştirmeniz gerekiyor, kimisini uzun süre kullanabiliyorsunuz. Yüzde 100 doğal bileşimi olduğu söylenen ürünler genelde omuza yapıştırılıyor ve gün boyunca emilip kana karışıyor. İlaçların ise her gün kullanılması tavsiye ediliyor.
Bazıları da ‘hazır Ramazan’da oruç tutuyorken fazla kilolarımdan da kurtulayım’ anlayışı içinde. Ama tabiî ki işin aslı öyle değil. Çünkü uzmanlara göre Ramazan, asla bir diyet uygulama ayı değil. Üstelik ‘tok tutan’ ürünleri kullanmanın İslami açıdan bir sakıncası olup olmadığı, açlık hissetmemek için bu bantları ve ilaçları kullanan kişilerin oruçlarının kabul olup olmadığı tartışmaları epeydir gündemde. Hatta Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ‘Alo Fetva’ hattına en çok sorulan sorular arasında ‘Tok tutan bant oruç bozar mı? Oruca hile karışmış olur mu?’ soruları yer alıyor. Hal böyle olunca işin içine hemen ilahiyatçılar giriyor. İslam hukuku profesörü Hayrettin Karaman’a göre, daha az açlık hissetmek için bu bantları ve hapları kullanmakta herhangi bir sakınca yok. Üstelik bu ürünleri kullananlar hiç açlık ve susuzluk hissetmeseler bile oruç tutmuş olurlar. Ancak orucun mana ve hikmetinden bazı unsurlar eksik kalır. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğretim Üyesi Vecdi Akyüz’e göre ise sağlıklı insanların bu tür şeyleri kullanması kesinlikle doğru değil. Çünkü oruç ibadetinin nefis terbiyesi, aç insanın halinden anlamak gibi insana kazandırmak istediği bazı özellikler var. Akyüz de tıpkı Karaman gibi bu bantları takan kişilerin oruçlarının bozulmayacağını, ama oruçlarını sakatlayacağını ve Ramazan’ın hikmetinden faydalanamayacağını düşünüyor.
‘Tok tutan bant’ oruç bozar mı?
Anlaşıldığı üzere İslam hukuku hocaları normal kişilerin bu ürünleri takmasını pek hoş karşılamıyorlar. Ancak oruç tutamayacak kadar bünyesi zayıf olan kişilerin oruç tutmasına da vesile olacaksa kullanılmasında sakınca görmüyorlar. Çünkü ilahiyatçılara göre doğrudan oruç tutma; orucu kazaya bırakma ya da fidye verme durumlarıyla asla aynı değil. Şayet bu kişilerin oruç tutmasına destek sağlıyorsa kullanılabilir. Ayrıca hamile bayanların, süt veren annelerin, ergenlik çağındaki gençlerin, iyota karşı hassasiyeti olanların, yüksek tansiyon, tiroit ve diyabet gibi rahatsızlıkları olanların bu ürünleri kullanması kesinlikle önerilmiyor. Aile hekimliği uzmanı Dr. Ender Saraç, tokluk hissi veren ürünler beynin kimyasını bozduğu için hiç kimseye önermiyor. Saraç, geçtiğimiz yıllarda bu tür ilaçların ciddi sıkıntılar oluşturduğunun da altını çiziyor.
Peki bütün bunlar bir yana bu sıcakta saatlerce yemek yemeden açlık ve susuzluğun üstesinden nasıl geleceğiz? İşte burada da devreye beslenme uzmanları giriyor. Sağlıklı beslenme ve diyet uzmanı Taylan Kümeli’ye göre, Ramazan’da 4 öğünlük bir beslenme programı takip edilmeli. Bunun bir tanesi kahvaltı olarak düşünülen sahur. İftar ikiye bölünmeli. Birinci kısımda kan şekerini çabuk etkilemekten kaçınacak besinler tüketilmeli ve öğle yemeği mantığında olmalı. Bunun ardından bir saat ara verilerek esas akşam yemeğine geçmeli ve ikinci iftar yapılmalı. Gece yapılacak ara öğün de az ve sık yeme mantığı içinde hazırlanmalı. Sıcaklarla beraber vücut sıvı kaybedeceği için de en az 2 buçuk litre sıvı alınması gerekiyor. E bu kadar yedikten sonra da zaten aç kalabilirseniz kalın artık…
Zaman