Erdoğan: CHP Milli Şefi değiştirdi

Erdoğan, Afyonkarahisar'da muhalefetin vaatlerini hatırlattı ve Akıl hocalıklarını Demirel'in yaptığını ima etti. MHP'nin kasetleri için ise Erdoğan şunları söyledi...

ABONE OL
GİRİŞ 10.05.2011 15:07 GÜNCELLEME 10.05.2011 15:07 Partiler
Erdoğan: CHP Milli Şefi değiştirdi

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iktidarları döneminde Türkiye'yi bir dünya ülkesi, bir lider ülke konumuna yükselttiklerini belirterek, ''Bugün sadece ülkemizde, bölgemizde değil, tüm dünyada ezilmişlerin, dışlanmışların, yoksulların umudu haline gelmiş bir Türkiye var'' dedi.

Erdoğan, partisince Afyonkarahisar'da Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.

Afyonkarahisarlılara 12 Eylül'de yapılan halk oylamasında yüksek oranda ''evet'' oyu verdikleri için teşekkür eden Erdoğan, ''Siz 12 Eylül'de 'büyük Türkiye' dediniz. Siz 12 Eylül'de 'hukukun üstünlüğü' dediniz, üstünlerin hukukuna 'hayır' dediniz.

12 Eylül halk oylamasında yüzde 66 gibi yüksek bir oranla 'evet' dediğiniz için sizlere tekrar teşekkür ediyorum. Afyonkarahisar'a yakışan budur.

Afyonkarahisar'dan beklenen budur. Çünkü AK Parti'nin temelleri burada atıldı. Biz yola Afyonkarahisar'dan çıktık. Rotamızı burada çizdik, milletimizle beraber çizdik'' diye konuştu.

AK Parti'nin kutlu yürüyüşünün bu kentte başladığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

''Çünkü Afyonkarahisar ilklerin şehridir. Demokrasinin, özgürlüklerin, hakkın hukukun şehridir. Afyonkarahisar, istiklalin, bağımsızlığın, zaferin şehridir.

Nasıl ki Gazi Mustafa Kemal, şehitlerimiz, gazilerimiz buradan 1923'e yürüdüyse biz de Afyonkarahisar'dan 2023'e yürüyoruz. Onlar Afyonkarahisar'da zafer kazanıp, 1923'te Cumhuriyeti kurdular.

Biz de Afyonkarahisar'da AK Parti'yi kurup, 'Hedef 2023' deyip, o Cumhuriyeti daha da yüceltiyoruz. Yüzüncü kuruluş yıldönümüne böyle gireceğiz. Cumhuriyetimize itibar kattık, güç kattık.

Cumhuriyetimizi büyüttük, sizin hayır dualarınızla. Türkiye'yi bir dünya ülkesi, bir lider ülke konumuna yükselttik. Bugün sadece ülkemizde, bölgemizde değil, tüm dünyada ezilmişlerin, dışlanmışların, yoksulların umudu haline gelmiş bir Türkiye var.

İşte dün İstanbul'da 4. Dünya En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'nı başlattık. On yıl süreyle buna başkanlığı Türkiye olarak biz yapacağız. Neden? Çünkü dünya yoksullarının yanında, dirayetli ses Türkiye. Her yıl 200 milyon dolar buna ayıracağız.

Eğer sizler bize 'yürü' demeseydiniz bizler yürüyebilir miydik? Sizler bize güç katmasaydınız bizler yürüyebilir miydik? Sizler bize 'yürüyün' dediniz, yürüdük. Hani şair diyor ya, 'Delikanlım işaret aldığın gün atandan, yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan.' İşte böyle yürüyoruz, böyle yürüyeceğiz.''

''ARTIK BİZİM AY YILDIZLI BAYRAĞIMIZ TÜM DÜNYADA GURURLA, ONURLA DALGALANIYOR''

Bugün Afganistan'da, Irak'ta, Kosova'da, Bosna'da, Lübnan'da, Aden Körfezi'nde barışa hizmet veren bir Türkiye olduğunu belirten Erdoğan, ''Bugün dünyanın neresinde olursa olsun haksızlığa karşı sesini yükselten, hakkı hukuku, adaleti en gür sedayla savunan bir Türkiye var'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi.

''Afyonkarahisarlı kardeşlerim, senin cebindeki pasaport bugün artık itibar görüyor. Emirdağlı kardeşim iyi bilir. Öyle mi? Senin cebindeki paran bugün artık değer taşıyor. Yani artık Türk Lirası'nın bir kıymeti var. Biz gelmeden önce maaşı alır nereye koşardık?

Döviz bürosuna. Gidip hemen dolar alırlardı. Neden? Para değer kaybetmesin, diye. Şimdi böyle bir derdimiz var mı? Şimdi artık döviz büroları da zaten neredeyse tamamına yakını kapandı. Niye? Artık iş yapamaz hale geldiler. Neden? Türk Lirası değerli de onun için. Artık bizim ay yıldızlı bayrağımız tüm dünyada gururla, onurla dalgalanıyor.

Ben Balkanlar'da soydaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı köylere gittim. Türk kardeşlerim benim boynuma sarıldılar. Ne dediler biliyor musunuz? 'Buraya gelen ilk Türk başbakanı sizsiniz' ve ağlaştılar.

Prizren'e gittim, Priştine'ye gittim, Fatih Sultan Mehmet'in orada inşa ettirdiği camileri biz sahiplendik, restore ettik ve açılışlarını yaptık. Hala da yapmaya devam ediyoruz.

Kosova Meydan Muharebesi'nde şehit düşen Murat Hüdavendigar'ın türbesine biz sahip çıktık. O mahzun türbeyi tamir ettik, dünya mirasına yeniden kazandırdık. Prizren'in, Priştine'nin, Mamuşa'nın sokaklarında, ellerinde Türk bayrakları, Kosova bayrakları ile binlerce çocuğun sevgi gösterileri arasında inanın gözyaşlarıyla geçtik.

Melbourne'den Toronto'ya, Bişkek'ten Londra'ya, Trablus'tan Düsseldorf'a kadar nerede Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı, soydaşımız, kardeşimiz varsa hepsine el uzattık, hepsini kucakladık. Moğolistan'da Türk tarihine ait ilk yazılı eserler olan Orhun Abidelerine biz sahip çıktık.

O hani 'milliyetçiyiz' diye geçinenler, geçmişte iktidar olduklarında oralara gittiler mi, gidebildiler mi? Bizim tarihimize sahip çıktılar mı, çıkabildiler mi? Afyonkarahisar'da Adeyze Camii'ne, Akmescit'e, Seydi Hasan Basri Camisi'ne, Kölehanı'na nasıl sahip çıktıysak, onları nasıl onardıysak, Türkiye genelinde nasıl 4 bin vakıf eserini gün yüzüne çıkardıysak Saraybosna'da, Mostar'da, Üsküp'te, Kudüs'te, Beyrut'ta Osmanlı yadigarı eserlere de yine biz sahip çıktık.''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''CHP, milli şefini artık değiştirmiş durumda. 1991'de o emekli siyasetçinin vaatlerini aynen kes, kopyala, yapıştır yapıyor'' dedi.

Partisince Afyonkarahisar'da Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap eden Erdoğan, Doğru Yol Partisi (DYP) tarafından 1991 genel seçiminde, ''iki anahtar, askerliği kısaltma, çalışma süresinin 20 yıla indirilmesi, asgari ücretten vergi almama, Erciş ve Tatvan'ın il yapılması'' gibi vaatlerde bulunulduğunu anımsattı.

CHP tarafından seçim sürecinde ifade edilen seçim vaatlerinin, DYP'nin 1991 yılındaki vaatlerinin tıpkısı olduğunu söyleyen Erdoğan, ''Bu benzerlik nereden geliyor acaba? Çünkü o zat CHP'ye akılzatlık yapıyor, akıl hocalığı yapıyor. Silivri'dekileri oraya transfer etmeye hazırlık yapıyor. CHP milli şefini artık değiştirmiş durumda. 1991'de o emekli siyasetçinin vaatlerini aynen kes, kopyala, yapıştır yapıyor'' diye konuştu.

1991 yılındaki seçimin ardından DYP ve SHP'nin koalisyon ortağı olduğunu belirten Erdoğan, Afyonkarahisarlılara, 1991'deki seçim sürecinde vaat edilenlerin 500 günde yerine getirilip getirilmediğini sordu.

Vatandaşların ''hayır'' cevabının ardından, ''Bunlar hırsla, bol keseden dağıttılar. Ardından enflasyon, faiz, borç. Kaşıkla verdiklerini kepçeyle geri aldılar'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Ne diyor Afyonkarahisarlılar? Beş kuruşluk fener iki gün yanar. Bunların feneri değil 500 gün, beş gün bile yanmadı. 1991'deki gibi bol keseden atıp tutuyorlar.

Benim milletimin karnı bunlara tok. Milletim bunları test etti, 3 Kasım'da bunları tasfiye etti. Buradan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, bir Afyonkarahisar sözü daha hatırlatayım; 'gölgede duranın gölgesi olmaz.' Sayın Kılıçdaroğlu, sen kendine başka hoca bul, başka akıl hocası bul.

Gölgede kalma, güneşe çık. CHP ne yapıyor? Yeni milli şefleri geçmişte ne yaptıysa onu yapıyor. Biraz türban, biraz din iman, biraz KCK, bolca çete, bolca Ergenekon, sos olarak da emek siyaseti. Yahu Afyon salatasında bu kadar çeşit yok. Bu insanın midesine oturur, ülser yapar.

CHP'de kaset mağduru genel başkan gitti, kaset malulü bir genel başkan geldi. Bugünlerde MHP de kaset mağduru. Biz en başından itibaren bu ahlaksızlığa prim vermedik, bu ahlaksızlığı siyasetin malzemesi yapmaktan özenle kaçındık.

CHP'si de, MHP'si de özeleştiri yapmak yerine doğrudan AK Parti'yi suçladı. Şu anda yargı görevini yapıyor mu? Yapıyor. Yürütme işini yapıyor mu? Yapıyor. Ağız birliği yaptılar AK Parti'yi suçluyorlar. Haddinizi bilin. Afyonlu ünlü hattatımız var. Hattat Karahisari.

Onun hattıyla ben bunlara tekrar sesleniyorum, 'edep yahu!' AK Parti sizin kirli işlerinizin, kirli ilişkilerinizin takipçisi de meraklısı da değil. Sağa sola çamur atmayı bırakın da önce özeleştirinizi yapın. Yüzleri kızaracağı yerde AK Parti'ye çamur atmaya kalkışıyorlar.

Değerli kardeşlerim; Sayın Bahçeli 'gök kubbeyi üzerine yıkacağım' diyor. Güler misin, ağlar mısın? Ya hangi gök kubbeyi, kimin üzerine yıkıyorsun? Sen de o mecal var mı? Önce sen yönettiğin şu kadroya hakim ol.''

Erdoğan, kaset olaylarının partilerin genel başkanlarıyla ilişkisinin olmaması gerektiğine ve partiyi ilgilendirmeyeceğine işaret ederek, ''Ama bunlar ortaya çıktığında lidere düşen, bunları tasfiye etmektir. Siyaseti kirli yapmayacağız, temiz yapacağız'' dedi.

Gayri meşru işin özeli olmayacağını ifade eden Erdoğan, ''Hele hele bu Müslüman topluluğa, bunun siyasetinde önde gelen isimlerine bu yakışır mı? Gayri meşru ise bunu özele sokmak yanlıştır. 'Kadına önem veriyoruz' diyeceksin, en büyük tacizi kadın üzerinden yapacaksın. Kadın dernekleri de bunlara sahip çıkıyor. Bunları anlamak mümkün değil'' diye konuştu.

Erdoğan, hükümetin, güvenlik güçlerinin, istihbarat birimleri ve yargının kaset olayını takip ettiğini belirtti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na seslenen Erdoğan, ''Siz sağda solda suçlu aramayı bırakın da kendi çevrenize bakın. Sen o kasetten istifade edeceksin, o kasetler marifetiyle işbaşına geleceksin, avukatlığını yaptığın çetelere kol kanat gereceksin ondan sonra çıkıp AK Parti'yi suçlayacaksın'' dedi.

''YERLİ SAVUNMA SANAYİMİZİ GÜÇLENDİRMEYE BAŞLADIK''

''1922'de Kocatepe'de, Çiğiltepe'de, Kılıçarslan'da, Dumlupınar yakınlarında dedelerimiz çok büyük destan yazdılar'' diyen Başbakan Erdoğan, onların silah, kurşun, top, tüfek bulamamalarına rağmen gerektiğinde ellerine kazmayı ve küreği aldıklarını, kağnıların önüne geçerek bu destanı tarihe kazıdıklarını söyledi.

''O zaferden 80 yıl sonra, oradan edindiğimiz tecrübeyle 2002'den itibaren artık kendi yerli savunma sanayimizi güçlendirmeye başladık'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

''Ben MHP'li kardeşlerime sesleniyorum, CHP'ye gönül veren kardeşlerime de sesleniyorum. Savunma sektörü ihracatımız 2002'de, kimden aldık iktidarı MHP'den, CHP'nin yavrusu DSP'den, onlardan aldık, neydi biliyor musunuz? Sadece 247 milyon dolardı.

2010'da ne oldu biliyor musunuz? 1 milyar dolara çıktı. Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumunun 2002'deki ihracatı neydi biliyor musunuz? 2 milyon dolar. 2010'da bu ne oldu biliyor musunuz? 16 kat artarak 33 milyon dolara yükseldi.

Malezya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Hollanda, Ürdün, Pakistan ve Güney Kore'ye savunma sanayi ihracatı başladı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu toplam 24 milyar dolar değerinde modernizasyonu yurtiçinde, yüzde 90'ı ülkemiz yerli sanayisi olmak üzere artık kendimiz yapıyoruz, yapmaya başladık.

Askerimizin kullanacağı yüzde 100 yerli piyade tüfeğinin tasarım ve üretimine biz başladık. Milli tankımız olan 'Altay'ın konsept tasarımını tamamladık. Ülkemizde ilk defa modern bir tankın, milli olarak üretimi için gereken bütün altyapıyı hazır hale getirdik. 'Fırtına' ve 'Panter' adı verilen ileri teknoloji ürünü topların seri üretimlerini tamamlayarak askerimize teslim ettik.''

10 bin metre irtifada uçabilen ve 24 saat havada kalabilen insansız hava aracı ANKA'nın deneme uçuşlarının başlatıldığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, kendisinin hayalleri konuşmadığını yapılanları anlattığını söyledi.

Türkiye'nin, ABD ve İsrail'den sonra stratejik yeteneklere sahip insansız hava aracını üreten dünyadaki üçüncü ülke olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'nin ilk milli korvet savaş gemisi 'MİLGEM'i ülkemizde inşa ettik. İlk savaş helikopterimiz olan 'ATAK' helikopterinin tüm yazılım ve tasarımlarını tamamlayarak örnek üretim safhasına geçtik. 2013'te kendi helikopterimiz olan 'ATAK' uçuyor'' dedi.

''HACI BEKTAŞI VELİ'Yİ BİZİM KADAR SEVEMEZ, ANLAYAMAZ''

Türk mühendislerince imal edilen Göktürk uydusunun kısa zamanda uzaya fırlatılacağını anlatan Erdoğan, ''Nerelerden nereye geldik. Kocatepe savaşlarında topu, mermisi olmayan bir millet, küllerinden ayağa kalkarak bak nereye geldi ama bu kimlere nasip oldu, hamdolsun bizim iktidarımıza nasip oldu. Milletimiz 'yürü' dedi, yürüdük. Evvelallah siz 'istikrar sürsün Türkiye büyüsün' dediğiniz sürece bu devam edecek'' diye konuştu.

Alandakilerle beraber ''Türkiye Hazır Hedef 2023'' ve ''İstikrar Sürsün Türkiye Büyüsün'' diyen Erdoğan, ''Bu heyecanınız, bu aşkınız oldukça bilesiniz ki AK Parti iktidarı, AK Parti hareketi geleceğe çok daha güçlü yürüyecek'' dedi.

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

''Biz sizlerle aileyiz. Biz bu aileden gücümüzü alıyoruz. Sizi hak için seviyoruz, makam, mevki vesaire için değil. Buralarda kalabilmek için değil, ortak yürüyüşümüz için seviyoruz. İşte görüyorsunuz anamuhalefetin lideri çıkıyor bizim kutsal değerlerimize hakaret ediyor.

Bu beyefendi güya 'Alevilik kültürünü de bilir' diyorlar. 'Alevidir' diyorlar. Peki madem senin böyle bir durumun var kardeşim, Hacı Bektaşı Veli'yi hiç okumadın mı? Hacı Bektaşı Veli'yi hiç tanımıyor musun? Ama tabii Hacı Bektaşı Veli'yi bizim kadar sevemez, anlayamaz.

Ne diyor Hacı Bektaşı Veli? 'Eline, diline, beline hakim ol' diyor ama bu yok, bunlarda bu yok. Bundan dolayı bakıyorlar ki kamuoyu araştırmaları iyi gelmiyor, hakaret üstüne hakaret, küfür üzerine küfür. Onlar ne derlerse desinler biz bu tuzağa düşmeyeceğiz.

Bizim aldığımız edep dersi buna müsaade etmez. Dolayısıyla biz 'Edep ya hu' diyerek yolumuza devam edeceğiz. Türkiye'yi istikrarla büyütmeye devam edeceğiz. Türkiye'ye ilkleri yaşattık, daha da fazlasını yaşatmaya devam edeceğiz.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Yarın öldük, getirip koyacaklar bizi musallaya. Hoca efendi gelecek, Cumhurbaşkanı niyetine demeyecek, başbakan niyetine demeyecek, bakan niyetine demeyecek, trilyarder niyetine demeyecek, filanca ordinaryüs profesör ya da profesör niyetine demeyecek, er kişi niyetine diyecek, hatun kişi niyetini diyecek'' dedi.

Erdoğan, partisince Afyonkarahisar'da Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti. Eğitim alanında yaptıkları yatırımlara değinen Erdoğan, göreve geldikleri zamandan bu zamana 163 bin derslik yaptıklarını, her yıl öğrencilere ücretsiz ders kitapları verdiklerini söyledi.

Mali imkanı olmayan, sosyal güvencesi olmayan ilköğretimdeki erkek öğrencilere 30 lira, kız öğrencilere 35 lira; ortaöğretimde ise erkek öğrenciye 45 lira, kız öğrenciye ise 55 lira verdiklerini anımsatan Erdoğan, ''Kaç çocuğun olursa olsun veriyoruz. Ayrıca sosyal güvencesi olmayana 150 lira da maaş veriyoruz. Parayı anneye veriyoruz'' diye konuştu.

Evde özürlü vatandaşın olması durumunda ise özürlüye bakana asgari ücret verdiklerini belirten Erdoğan, ''Ey Kılıçdaroğlu, asgari ücret ödüyoruz, özürlüye bakıyor diye. İki çocuk varsa, ikisine de ödüyoruz. Bunları yapan iktidar, AK Parti iktidarı'' dedi.

Erdoğan, ''Üniversiteye giden öğrencilere biz geldiğimizde 45 lira burs veriyorlardı; kim, MHP. 45 liracık. Şimdi 240 lira veriyoruz. Eğer Kredi Yurtlar Kurumunda kalıyorsa beslenme yardımı olarak da 150 lira veriyoruz. 390 lira yaptı.

Eğer master öğrencisiyse 480 lira, doktora öğrencisiyse 720 lira veriyoruz. Her şey gençliğimiz için, her şey insan için, her şey Türkiye için, olay bu'' diye konuştu.

Fatih Projesi'ne de değinen Erdoğan, önümüzdeki 4 yıl içinde kara tahtanın kalkacağını, akıllı tahtanın geleceğini söyledi. Akıllı tahtanın, bilgisayar donanımlı olacağını belirten Erdoğan, dersliklerin projeksiyon donanımlı olacağını ve her öğrenciye bir elektronik kitap verileceğini kaydetti.

Bütün müfredatın elektronik kitap içinde olacağını belirten Erdoğan, bunu öğrencilere ücretsiz olarak vereceklerini vurguladı. 4 yıl içinde akıllı tahtaların dersliklere yerleştirileceğini, bu elektronik kitapların da öğrencilere verileceğini anlatan Erdoğan, ''Yahu Amerika'da George bu imkanlardan istifade edecek de Almanya'da Helga bundan istifade edecek de benim Afyonkarahisarımda Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin, Hatice, Fatma niçin bunlardan istifade etmesin? Neden? Niçin bizden öncekiler bunları yapamadı? Bizden öncekiler okullara bilgisayar bile getiremedi'' dedi.

Her gün eğitimde daha ileri gittiklerini ifade eden Erdoğan, önce bilişim teknolojisi sınıflarını kurduklarını, bunu daha da geliştirdiklerini anlattı. Erdoğan, ''Bütün hazırlıklarımız tamam, seçimin hemen akabinde ihalesini yapıyoruz.

Bir taraftan akıllı tahtaların üretimi bir taraftan bu elektronik kitapların üretimi başlayacak ve öğrencilerimize dağıtmaya başlayacağız. Daha onurlu bir gençlik, daha güçlü bir gençlik, daha güçlü bir Türkiye bununla olacak'' diye konuştu.

''5'TE 5 YAPACAKLAR''

Sağlık alanında da sistemi kökten değiştirdiklerini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

''Sağlık alanında biliyorsunuz, SSK Genel Müdürü kim vardı 1990'lı yıllarda? Batırdı, batırdı, bitirdi. Kendisi devraldığı zaman zarar filan yoktu, kendisi devraldı, 8 yıl genel müdürlük yaptı Sayın Kılıçdaroğlu, 8 yıl devamlı battı, battı, battı.

Her geçen yıl daha da kötü gitti ama baktı ki bu iş gitmiyor, 1999'da Ecevit'e gitti, merhum Ecevit'e aday olmak istediğini söyledi. Merhum Ecevit böyle başarısız bir genel müdürü aday yapar mı, veto etti.

Şimdi de gelmiş merhum Ecevit üzerinden, hanımını yanına almak suretiyle oy toplamaya gayret ediyor. Yemezler bunu Sayın Kılıçdaroğlu, yemezler, bu iş bitti. Çünkü benim milletim bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz. O kuyrukları unutur muyuz biz?

Genel Müdürsün, o kuyruklar neydi? Giderdik SSK'nın eczane standına, reçeteyi uzatırdık, ilacını alabilirsen hak getire, yarısı var yarısı yok. Biz bunu unutacak mıyız? Bunun hesabını, 12 Haziran'da sandıkta bunları sandığa gömerek verdirmemiz lazım.''

Partinin Afyonkarahisar milletvekili aday sayısına değinen Erdoğan, ''İnanç öyle bir şeydir ki, atalarımız söylüyor, tekeden süt bile çıkartır. Afyon'un milletvekili sayısı 7'den 5'e düştü ama Afyonkarahisarlı kardeşlerime inanıyorum, bunu 5'te 5 yapacaklar.

Çok çalışacağız, kapı kapı dolaşacağız. İnanıyorum ki tüm bu davaya gönül veren kardeşlerim, beraber koşacağız çünkü biz beraber yürüdük bu yollarda'' dedi.

Her vatandaşın istediği hastaneye gidebildiğini, istediği eczaneden ilacını alabildiğini belirten Erdoğan, ''İnsana değer veren iktidar bu ama bunlar insana değer vermediler. CHP'nin zaten hiçbir zaman böyle bir derdi olmadı. Ben İstanbul Belediye Başkanlığını CHP'den aldım.

O zaman Veysel Bey de benim İSKİ'de genel müdürümdü ama İstanbul susuzdu, İstanbul'da çöp dağları vardı, İstanbul'da hava kirliliği vardı, gazeteler maske dağıtıyordu. İstanbul Belediyesinin 2.5 milyar dolar borcu vardı. Biz o pislikleri temizledik, İstanbul'u tertemiz bir şehir yaptık. Doğalgazı süratle yaygınlaştırdık'' diye konuştu.

''BU HANIMEFENDİ PROFESÖR AMA BUNUN, ALLAH'IN AYETİ OLDUĞUNU BİLMİYORDU''

Başbakan Erdoğan, vatandaşın ''Allah razı olsun'' demesinin kendilerine yeteceğini belirterek, şair Baki'nin ''Baki kalan bu kubbede, hoş bir sada imiş meğer'' dizelerini anımsattı. ''Bununla kendimizi hesaba çekmemiz lazım. Hepimiz ölecek miyiz?'' diyen Erdoğan, ölüme inanmayanlar da olduğunu söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:

''İşte bir tanesi, yine CHP'nin içinde bir bayan profesör, sonradan manevra yapmaya başladı. İstanbul'un Zincirlikuyu Mezarlığı'nın girişinde bir kitabe var. O kitabeyle alakalı diyor ki; 'Eskiden burada Ruhuna El Fatiha yazardı ama şimdi oraya şunu yazmışlar:

Her nefis ölümü tadacaktır' diyor. Ya bundan şüphen mi var? Arkasından söylediği çok önemli 'çok tiksindirici' diyor. Bu hanımefendi profesör ama -herhalde diyorum ben, iyi niyetli düşünüyorum- bunun, Allah'ın ayeti olduğunu bilmiyordu, bunun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a ait bir söz olduğunu zannediyordu.

Herhalde böyle bir gafletin içinde. Sen profesör olabilirsin ama profesör olmak, her şeyi bilmek anlamına gelmez. Bilim adamı olmak, bilim kadını olmak başka bir şey, arif olmak başka bir şey. Bu çok önemli.

Yunus ne diyor; 'İlim ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsin, ya nice okumaktır' diyor. Burası çok önemli, buna dikkat edeceksin. Arif öyle bir kimsedir ki bilmediğini bilir. Bu, çok önemli, bilmediğini bilmek. Sen istediğin kadar alim ol, senin ilmin denizden bir kova sudur, o kadar.

Mesele bu. Yarın öldük, getirip koyacaklar bizi musallaya. Hoca efendi gelecek Cumhurbaşkanı niyetine demeyecek, başbakan niyetine demeyecek, bakan niyetine demeyecek, trilyarder niyetine demeyecek, filanca ordinaryüs profesör yada profesör niyetine demeyecek, er kişi niyetine diyecek, hatun kişi niyetini diyecek.

Ondan sonra da iki metreküplük mezara gidip, gömecekler. Ondan sonra yanında kimse var mı? Yok. Yaptıysan bu dünyada güzellikler, hak getire ama yoksa yanmışsın. Seni en yakınların bile kolay kolay da arayıp sormazlar.

Ölüm en büyük nasihattir, bu nasihatten herkes nasibini almalı. Ölümle yatacağız, ölümle kalkacağız. Bunu bilmek lazım. Onun için de şu an ne yapabiliriz? çok önemli. Bugün Hakk için ne yaptın? Bu soruya cevap arayın. Mesele bu.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Sayın Kılıçdaroğlu gibi bedava dağıtmıyorum. Çünkü biz balık dağıtmayacağız, balık tutmasını öğreterek sorumluluk dağıtacağız. Bizim farkımız bu, sosyal devlet anlayışımız bu'' dedi.

Erdoğan, partisince Afyonkarahisar'da Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.

Başbakan Erdoğan, sağlıkta daha büyük adımlar atacaklarını ifade ederek, Türkiye'nin 16 noktasında 18 helikopter ambulansın hizmet verdiğini söyledi. 2 jet ambulans bulunduğunu, 3 tane daha jet ambulansın geldiğini bildiren Erdoğan, İbrahim Tatlıses'in o jet ambulanslarla Almanya'ya götürüldüğünü anlattı.

Erdoğan, ''Bizim yaptığımız bu. Para bizden değil, sizden. Siz veriyorsunuz, biz bunu hizmete dönüştürüyoruz ama biz yolsuzluğun önünü kestik, biz yasakları kaldırdık, biz yoksulluğu gideriyoruz. Geldiğimizde 19 milyondu, şimdi 12 milyon 750. Buraya düşürdük. Türkiye güçleniyor'' diye konuştu.

İktidarı devraldıklarında milli gelirin 230 milyar dolar olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şu anda milli gelirin 740 milyar doları bulduğunu söyledi. 3 bin 400 dolar olan kişi başına milli gelirin şimdi 10 bin doları aştığını ifade eden Erdoğan, ''MHP, '2023 benim' diyor. Ne senin ya? 3.5 yıl duramadın iktidarda. Vatandaş sana 5 yıl dedi, 5 yıl duramadın, 3.5 yıl sonunda bırakıp gittin. Bunlara gereken dersi 12 Haziran'da sandıkta verelim'' dedi.

Erdoğan, devletin borçlanma faizinin ise yüzde 63'ten yüzde 7-8'e, enflasyonun yüzde 30'dan yüzde 4.3'e düştüğünü belirterek, şöyle konuştu:

''MHP'nin iktidarı döneminde IMF'den aldıkları borç 30 milyar dolar. Bize 23.5 milyar dolar devrettiler. Onlar borçlandı, ödedik, ödedik... Şimdi ne kadar borcumuz var? 5 milyar dolar. 23.5 milyar dolar nire, 5 milyar dolar nire? Sayın Bahçeli, herhalde bunları biliyorsun.

Merkez Bankamızda olan döviz rezervi 27.5 milyar dolardı. Hadi Sayın Bahçeli, 'hayır' de bakayım. Bunun da yarısından fazlası işçi dövizi. Şu anda Merkez Bankamızın kasasında 95 milyar dolar var. 27.5 milyar dolar nire, 95 milyar dolar nire? Evvelallah güçlüyüz.

Türkiye'nin büyümesi 8,9. Avrupa'da bir numarayız. OECD üyeleri arasında bir numarayız. Büyüyen ekonomiler içinde Avrupa'da altıncı sıradayız, dünyada on yedinci sıradayız. Daha iyi olacak, hiç endişeniz olmasın. Yeter ki siz arkamızda olun, daha iyi olacak.''

''BALIK TUTMASINI ÖĞRETECEĞİZ''

Sekiz senede 13 bin 600 kilometre bölünmüş yol yaptıklarını, 2023'e kadar 15 bin kilometre daha yapacaklarını belirten Erdoğan, yolları gelecek dönemde 3-4 şeride çıkaracaklarını söyledi.

Bir ulusal plan hazırladıklarını, bu planla 780 bin kilometrekareyi planlamayı hedeflediklerini ifade eden Erdoğan, böylece Türkiye'de imar itibarıyla kaçak olmayacağını belirtti.

Hızlı tren hatlarının hızla tamamlandığını anlatan Erdoğan, 490 bin konut inşasının devam ettiğini, 360 bininin sahiplerine teslim edildiğini bildirdi.

Yoksula 50 metrekarelik daireler yaptıklarını belirten Erdoğan, ''İçinde çeyizi de olacak; buzdolabı, çamaşır makinası, ocağı, mobilyası olacak. Onu da taksitlendireceğiz. 20 yıl vadeyle peşinatsız ayda 100-120 TL taksitle vereceğiz'' dedi.

Başbakan Erdoğan, ''Ben size Sayın Kılıçdaroğlu gibi bedava dağıtmıyorum. Çünkü biz balık dağıtmayacağız, balık tutmasını öğreterek sorumluluk dağıtacağız. Bizim farkımız bu, sosyal devlet anlayışımız bu. Bu ne demek biliyor musun? Vatandaşın onuruyla da oynama'' diye konuştu.

Devletin sadaka dağıtmayacağını, bunu zenginlerin yapacağını belirten Erdoğan, sosyal devlet olarak vatandaşa, fakir fukaraya ulaştıklarını söyledi.

Yoksul kesime ev verirken iş imkanını da sağlayacaklarını ifade eden Erdoğan, iş temininden sonra evin taksitlerinin ödemesinin başlayacağını bildirdi.

Çiftçinin geçmiş dönemde Ziraat Bankası'ndan yüzde 59 faizle kredi aldığını hatırlatan Erdoğan, şimdi bu faizin yüzde 5 civarında olduğunu belirtti.

Halk Bankası'nın geçmişte yüzde 47 faizle 5 bin lira kredi verdiğini, şimdi yüzde 5 faizle 100 bin liraya kadar kredi verildiğini dile getiren Erdoğan, ''Yüzde 5 faiz nere, 59 nere? Bizim aramızdaki fark bu. Sayın Bahçeli sen yüzde 59 faizle veriyordun, biz yüzde 5 ile veriyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu senin de farkın yoktu, sen de aynıydın. Bunların hepsi birbirinin aynısıdır, farkları yoktur'' dedi.

AFYONKARAHİSAR'A YATIRIMLAR

Belediyelere içme suyu, atık su ve yağmur suyu kanallarını yapmaları için hibe ve kredi yoluyla destek vereceklerini belirten Erdoğan, şu anda kasada 400 milyon TL'nin hazır olduğunu, belediyelere vermeye başlayacaklarını söyledi.

Sekiz buçuk yıl içinde Afyon'a bin 31 derslik yaptıklarını, okullara 10 bin 787 bilgisayar gönderdiklerini anlatan Erdoğan, Afyon Kocatepe Üniversitesi bünyesinde teknoloji fakültesi, 3 yüksekokul, 4 meslek yüksekokulunun hizmete girdine işaret etti. Erdoğan, geçen yıl Haziran ayında Hukuk Fakültesi, bu sene de Diş Hekimliği Fakültesi kurulması için Bakanlar Kurulu kararını aldıklarını, çalışmalara başlandığını ifade etti.

2002 yılında 2 bin 620 olan yükseköğretim yurt yatak kapasitesini 3 bin 842'ye yükselttiklerini, yapımına devam edilen merkezde ve Dinar'da yurt projelerinin olduğunu, bunları da hizmete açacaklarını bildiren Erdoğan, bu sene yatırım programı kapsamında Bolvadin, Şuhut ve Sultandağı'nda yurt yapacaklarını söyledi.

Adalet hizmetleriyle ilgili Sandıklı, Emirdağ ve Afyonkarahisar Adalet Saraylarını tamamlayarak hizmete açtıklarını belirten Erdoğan, 2002 yılına kadar Afyonkarahisar'a gelen 54 kilometre bölünmüş yola, 389 kilometre ilave yaptıklarını anlattı.

10 gölet, 6 yeraltı sulama projesinin tamamlandığını, toplam 62 bin dekar arazinin sulamaya açıldığını belirten Erdoğan, Afyonkarahisar'a içme suyu arıtma tesisi yapıldığını ifade etti.

Kendilerinden önce, 2002 yılında Sultanlı, Çay, Bolvadin, Çobanlar ilçelerini etkileyen deprem sonrası depremzedelere konutlarında yüzde 10 faiz ilave edildiğini anımsatan Erdoğan, bu faizi kaldırdıklarını, 2 bin 761 depremzede ailenin her birini 34 bin lira yükten kurtardıklarını söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''çiftçinin faiz borçlarını sileceğim'' dediğini hatırlatan Erdoğan, ''Bizim yaptıklarımızı sen şimdi konuşuyorsun. Biz bunları zaten yaptık, geçtik biz bunları'' diye konuştu.

Miting süresince vatandaşlar Başbakan Erdoğan'ın sözlerini sık sık keserek, sevgi gösterisinde bulundu. Başbakan Erdoğan da konuşmasının sonunda Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, bölge milletvekilleri ve Afyonkarahisar AK Parti milletvekili adaylarıyla halkı selamlayarak, karanfil dağıttı.

KAYNAK : AA