Kılıçdaroğlu'nun küfrüne eşinden yorum

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun eşi Sevim Kılıçdaroğlu kendisini bir anda siyaset arenasında bulanlarda. Eşinin Erdoğan'a yönelik küfrünü değerlendirdi Alevilikle ilgili olarak Başbakan'ı eleştirdi.

ABONE OL
GİRİŞ 13.05.2011 10:44 GÜNCELLEME 13.05.2011 10:44 Partiler
Kılıçdaroğlu'nun küfrüne eşinden yorum

Sevim Kılıçdaroğlu, ısınan siyaset arenasında CHP lideri eşinin en büyük destekçisi. Başbakan'ın miting meydanlarında eşinin Alevi olmasına vurgu yaptığını söyleyen Kılıçdaroğlu 'Bundan incinmiyorum çünkü öyleyiz. Hem 'Hepimiz kardeşiz' deyip, sonra da bunun altını çizerseniz bir cinlik ararım' diyor.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 37 yıllık eşi Sevim Kılıçdaroğlu, sakin bir hayat sürerken birden kendini siyaset arenasında buldu. Seçimin yaklaşmasıyla birlikte eşinin yoğun temposunda ona destek olmaya çalışıyor. Üç çocuk ve bir torun sahibi Sevim Kılıçdaroğlu AKŞAM'ın sorularını yanıtladı:

AYAK UYDURMAYA ÇALIŞIYORUM

Birdenbire siyasetin için bu kadar yoğun girmek benim için tabii ki, alışık olmadığım bir durum. Biraz ısındım, ilk zamanki gibi değilim. Ama tam olarak bu yoğun tempoya alıştığımı da söyleyemeyeceğim. Ayak uydurmaya çalışıyorum. Her mitinge gidemem ama birçoğuna katılmaya çalışacağım. Özellikle büyük şehirlere ve Diyarbakır, Hakkari ile diğer Doğu illerinin mitingine katılmak istiyorum.

MİTİNG KÜRSÜSÜ HEYECAN VERİYOR

Mitingde, platforma çıkınca, insanların coşkusunu, ilgisini görmek güzel. İşte o zaman biraz heyecan, coşku geliyor. Platforma çıkınca Kemal Bey'i de anlamaya çalışıyorum. Herhalde böyle olması gerekir, diye düşünüyorum. Platforma çıktığınızda bunu daha iyi hissediyorsunuz.

BELDEN AŞAĞI SİYASET HOŞ DEĞİL

Türkiye'de siyaset biraz fazla belden aşağı. Tabii ki, hiç hoş değil. Bazı söylemler, karşılıklı atışmalar, karalamalar için bunlar da hoş değil. Eleştirmek, beğenmemek, bunların yerine başka şeyler sunmak bunlar farklı. Ama kalkıp da iftara, yalanlar insanı üzer.

KARŞILIKLI ATIŞMALARA SICAK BAKMAM

Kemal Bey'in mitinglerdeki performansını iyi buluyorum. Eleştirdiğim nokta, karşılıklı atışmalar. Ben bu atışmalara pek sıcak bakmıyorum.. Hatta yanıt vermemesi daha doğru olur. Kendisine de söylüyorum.

NASIL YANIT VEREBİLİR Kİ

Alevilik vurgusunu doğru bulmuyorum. Kemal Bey, yanıt verirken 'sen de şöylesin mi' desin. Bir insanın kendi şeyi, inandığı şey neyse odur. Ben ondan incinmiyorum. Çünkü, öyleyiz yani. Ama bunu sürekli dile getirmesi, masum bir şey değil. Kendi seçmenine bir yerde mesaj veriyor gibi bir algı var. O, insanın hoşuna gitmiyor. Madem ki, 'eşitiz, hepimiz kardeşiz, Alevi-Sünni olması fark etmiyor' diyoruz ama kalkıp sürekli buna vurgu yaparsanız bunun altında ben bir cinlik ararım derim, kendi adıma. Bunu çok kişi de böyle düşünüyor. Kemal Bey'in de yanıt vermemesi de doğru. Nasıl bir yanıt verilebilir ki buna?

KADIN ADAY DAHA FAZLA İSTERDİM

Kadın aday sayısının daha fazla olmasını isterdim. Sosyal sorumluluk olarak kadın ve çocuklarla ilgili projeler geliştirmek ve projelerde yer almak istiyorum. Çalışma hayatı, evlilik, çocuklarla ilişki bunların hepsi kadını, aileyi ilgilendiriyor.

ZİYARETLERDE TEMEL SORUN YOKSULLUK

Yapı olarak duyarlılıklarım var. En başta insanlarla ilgilenmeyi seviyorum ve konuşmak çok hoşuma gidiyor. Zaman zaman ev ziyaretleri de yapıyorum. Özellikle gecekondu bölgelerinde gerçekleştiriyorum. Yoksulluk ve geçim derdi ön planda. Bir insan geçinemiyorsa, o insanın aklına başka ne gelebilir ki?

SELVİ-SEVİM KARIŞIKLIĞININ HÜZÜNLÜ HİKAYESİ

NÜFUS cüzdanımda adım Selvi. Ama kendim bildim bileli tüm aile bana 'Sevim' der. Çok küçükken, babamın bir arkadaşının 'Sevim' isimli kızı ölmüş. O da babama, 'senin kızına Sevim diyebilir miyim' diye izin istemiş. İşte, o günden bu yana herkes bana böyle seslenir. Kemal Bey de için de ben hep Sevim'im.

BENCE NE DİYECEĞİNİ UNUTTU VE 'AA' DİYE KALDI

Sonradan izledim. Küfür etti denilen konuda, bana göre, 'birden ne diyeceğini herhalde unuttu ve aa' diye kaldı. Hiç kötü sözünü duymadım. Sadece evde değil hiç kimseye karşı da kötü sözünü duymadım. O yapıda bir insan değil. Hatta ben, küfretmesini bilmez diye düşünüyorum. (Gülüyor) . Hiç küfrünü duymadım.

İYİ BESLENDİĞİNİ SANMIYORUM:

Bu miting sürecinde beslenmesi için uyarıda bulunuyorum. Yoğunluktan uzun süre yemek yiyemiyor. O arada bir şeyler yemesi, özellikle kuru üzüm, yemiş, taze meyve suyu ve yoğurt, ayran ve bol sıvı tüketmesi şeklinde uyarılarım oluyor. Otobüste de bu konuda önlemler vardır Ama zamanında yediğinden şüpheliyim.

EMİNE HANIM'A ÖNYARGIM YOK

Emine Erdoğan'la tanışmıyorum. Bir proje için çağırsa bakarım. Kimseye karşı önyargım da yok. İlla şuraya katılırım ya da katılmam veya şu kişi var ben gitmem diye bir şeyim yok. Önyargılı bir insan değilim. Kendisiyle tanışıklığımız yok. Sanıyorum bir kez aynı ortamda bulunduk ama karşılaşmadık, tanışıklık da olmadı.

BASIN YAYIN'I KEŞKE BİTİRSEYDİM

Ankara Üniversitesi Basın-Yayın'ı kazandım, 1.5 sene okudum. Evlilik, başka nedenler derken bıraktım. Çok güzel bir mesleğiniz var. Keşke bitirseydim diyorum. Hatta bu son afta da düşündüm. Ama göze alamıyorum. Çocuklar daha küçükken de af çıktığında müracaat etmiştim.

HEP ÇOK ÇALIŞIYORDU DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

Kemal Bey'in ailesini ihmal etmesini artık bıraktık. (Gülüyor). Kendisi, memurluğundan bu yana çok çalışır. Çocuklar bu şekilde büyüdü. Geçti gitti tamam ama bu konuda hep şikayetçiydim. Siyaset de böyle. Çok çalışma anlamında bir şey değişmedi yani. SSK'daki görevindeyken sadece bir iki gün tatil yaptığını gördüm.

BEN YOKSAM YOĞURT EKMEK YER

Kıyafeti konusunda öneride bulunurum. Şimdiye kadar kendisinin bir şey aldığını görmedim. Genelde ben yapıyorum. Maviyi sever. Gömlekleri de en çok mavi. Geçenlerde günlerde mavi boğazlı kazak istedi, bulamadık.

EVİN HESABINA KARIŞMAZ

Hesap adamı ama evdeki hesaba karışmaz. Yemek beceresi yok. Bir ara yumurta falan kırıyordu, salata yapıyordu. İştahlı biri değil. Evde ben yoksam, en çok yediği yoğurt ekmektir.

SUSKUNLUĞUYLA SİNİR BOZAR

Kemal Bey'in tabii ki sinirlendiği zamanlar oluyor. Ama sinirlendiğini ancak kendisini çok iyi tanıyanlar anlayabilir. Sinirlendiği zaman bağırıp çağırmaz, sessiz kalır. Bazen o da insanın sinirini bozuyor. Sessiz kalmasından o kadar da memnun değilim açıkçası (gülüyor).

ÇOCUKLARIMIN GİYSİLERİNİ BEN DİKTİM

Evde dikiş dikmeyi çok severdim. Son yıllarda dikemiyorum. Çocuklarım uzun süre diktiklerimi giydi. Kanaviçe çok yaptım. Kızlara belirli yaşlara kadar çok kıyafet diktim. Bu arada dikiş makinem de bozuk, uzun süredir. Hala tamire gidecek. (Gülüyor)

Çok maddi sıkıntı çekmedik ama hiçbir zaman da çok lüks, ferah bir yaşantımız da olmadı. Çocuklarımızı da kanaatkar yetiştirdik. Kerem çocukken lego hastasıydı. Bakardı, çok pahalı alamazdım, 'şu fiyata insin o zaman alalım' derdim.

KORE'DEN KEREM ARADI

Röportaj yaptığımız sırada Kore'de master yapan oğlu Kerem Kılıçdaroğlu aradı. Kerem'in telefonuyla sevinen Sevim Kılıçdaroğlu, oğlunun Kore'de üniversiteye başvurduğu, kabul edilirse eğitimine devam edeceğini belirtti.

AKŞAM