Kılıç: Avrupa koalisyon olsun istiyor
AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, ''Büyüyen bir Türkiye, artık İngiliz'in de Alman'ın da Fransız'ın da işine gelmiyor. Türkiye yeniden koalisyon hükümetlerine mahkum olsun istiyorlar. Senaryo tamamen bu'' dedi.
ABONE OLKılıç, seçim çalışmaları kapsamında Organize Sanayi Bölgesinde iş yeri sahipleri ve çalışanlarla biraraya geldi.
İktidarları döneminde Türkiye'de yaşanan değişime işaret eden Kılıç, ''Bizim sloganımız belli: İstikrar Sürsün, Türkiye Büyüsün'' diye konuştu.
Kendisini dinleyenlerin arasında 2001 krizini yaşayanların, 1994 krizini hatırlayanların olduğunu belirten Kılıç, şöyle devam etti:
''Ne zaman bu ülkede koalisyon hükümeti iş başına geldi ise milletimiz krizlerle sarsıldı. Koalisyon hükümetleri Türkiye'nin kabusu oldu, korkulu rüyası oldu. İstikrarsızlık adeta insanlarımızın uykularını kaçırdı. Ama 8,5 yıldır süren bir istikrar var ve inşallah bu seçimlerden itibaren istikrarı en az 4 sene daha devam ettirmeyi planlıyoruz. Bizim hedefimiz, gelecek seçimler değil, biz gelecek nesilleri yetiştirmek üzere yola çıktık. Şimdi eğitimde, sağlıkta, altyapıda, üstyapıda hizmetlerin kalitesini yükselterek, bizden sonraki nesillerin bizim boğuştuğumuz sorunlarla boğuşmamasını arzu ediyoruz. Mühür sizin elinizde ve kararı sizler vereceksiniz, Başbakanımızın da bir oyu var, bu fabrikalarda çalışan kardeşlerimizin de bir oyu var. İlkokul mezunu ile profesörün oyu arasında bir değişiklik yok. Bize ne kadar, 'ayak takımı' derlerse desinler, ne kadar, 'bidon kafalı' derlerse desinler oylar eşit. Ve o, 'ayak takımı' dedikleri Anadolu insanı, 12 Haziran Pazar günü, kendini adeta fildişi kulelerin üzerinde görenlere sandıkta haddini bildirecek.''
-''TÜRKİYE YENİDEN KOALİSYON HÜKÜMETLERİNE MAHKUM OLSUN İSTİYORLAR''-
AK Parti'nin 8,5 yıldır iş başında olduğunu vurgulayan Kılıç, bu süre içinde Türkiye'de ekonomik kriz yaşanmadığını, dünyada küresel kriz yaşanırken, Türkiye'nin bunun etkileri ile bile boğuşmadığını söyledi.
Komşu ülke Yunanistan'da yaşanan ekonomik krize işaret eden Kılıç, şunları kaydetti:
''Yunanistan batakta. Avrupa bankalarına 300 milyar dolar borcu var. Yunanistan'ın nüfusu Türkiye nüfusunun dörtte biri, 17 milyon nüfusu var Yunanistan'ın. Bizim Yunanistan'ın nüfusu kadar ilköğretim ve liselerde öğrencimiz var. Biz o 17 milyon öğrencimize 8 senedir ücretsiz ders kitabı veriyoruz. Yunanis'tan bugün 17 milyon nüfusunun maaşlarını ödeyemiyor. İngiltere kriz döneminde maaşları yüzde 20 aşağı çekti. Hani İngiliz Economist dergisi, 'Türkiye'de AK Parti'ye oy verilmemesi lazım' diyor ya, adam kendi memleketini yönetmekten aciz, ama Türkiye seçimlerine müdahale etmeye kalkıyor. Niye? Avrupa'da hayat durdu, üretim durdu, nüfus yaşlandı. Avrupa'nın vizyonu daraldı. Büyüyen bir Türkiye, artık İngiliz'in de Alman'ın da Fransız'ın da işine gelmiyor. Türkiye yeniden koalisyon hükümetlerine mahkum olsun istiyorlar. Senaryo tamamen bu. İngiliz gazetesi, 'CHP'ye, MHP'ye oy verin' çağrısı yapıyor. Hesap ne? Türkiye koalisyon hükümetlerine maruz kalırsa, mahkum olursa, yeniden hayat duracak, yeniden ekonominin çarkları duracak, büyüme süreci duracak, enflasyon, faizler aratacak, borçlar aratacak. Onların arzu ettiği borçlanan bir Türkiye.''
Cebinden çıkardığı eski ve yeni paraları gösteren Kılıç, şöyle konuştu:
''250 bin Türk lirası, bunu unuttunuz tabii. 6 sene önce Türk parasından 6 tane sıfır attık, 'Bir seneye kalmaz 6'sı da geri gelir' dediler, bizimle dalga geçtiler. 6 sene geçmesine rağmen attığımız 6 sıfırdan haber alan yok. 250 bin Türk lirası bugünkü karşılığında 25 kuruş. Türkiye'ye turist geldiğini düşün, bakkala gidecek, bir tane sakız alacak, 250 bin Türk lirası verecek, adam parayı vermeye kıyamaz, 250 bin doları düşünür, 250 bin Avro'yu düşünür, 250 bin lirayı vermeye kıyamaz. Şimdi birileri kalkıyor, bize halkçılık öğretmeye çalışıyor. Diğerleri kalkıyor, milliyetçilik öğretmeye kalkışıyor. Türk parasını sen pula çevirmişsin, neyin milliyetçiliğini yapıyorsun? Neyin halkçılığını yapıyorsun? Bu çok önemli bir göstergedir. Bu millet kararı verecek. Biz öyle gökyüzünden arsa vaat eden bir hükümet olmadık. Kaynak varsa milletle paylaşıyoruz, henüz o kaynağa ulaşamadıysak o zaman da dönüp insanlarımıza diyoruz ki, 'Kardeşim, pasta büyüdüğünde sen de payını alacaksın'. Sistem tamamen ekonominin gerçeklerine paralel bir şekilde gelişiyor.''