Gül: Önümüzdeki yıllara damga vuracak

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Harp Akademileri Komutanlığı'nda küresel değişim bakımından son dönemde yaşanan gelişmeler hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

ABONE OL
GİRİŞ 05.04.2012 17:30 GÜNCELLEME 05.04.2012 17:30 Partiler
Gül: Önümüzdeki yıllara damga vuracak

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, küreselleşmenin gerçekten tarihin akışını hızlandırdığını, toplumların siyasi, ekonomik, sosyolojik ve kültürel kimyalarını değiştirdiğini belirterek, ''Hiçbir rejimin halkını demir perdelerin arkasından yönetme lüksü kalmamıştır. Bu nedenle, Orta Doğu'daki hareketlerin ardında illa bir ideolojik saik ve yabancı parmağı aramak biraz zorlama bir tahlil olacaktır'' dedi.

Gül, Harp Akademileri Komutanlığı'nda verdiği konferansta, küresel stratejik denklemdeki değişim bakımından son dönemde yaşanan en önemli gelişmenin, şüphesiz Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da cereyan eden halk hareketleri olduğunu ifade ederek, ''Bölgede yaşanan bu dönüşümün önümüzdeki on yıllara damga vuracağı aşikardır'' dedi.

Avrupa'daki 1848 ve 1989 devrimlerine eşdeğer gördüğü Arap Baharı ile esasen bölgede gecikmiş, ancak çok kuvvetli ve geri döndürülemeyecek bir süreç başladığını belirten Gül, kapsamı ve muhtemel etkileri dikkate alındığında, modern tarihin üçüncü demokrasi dalgası olarak addedilebilecek tarihi bir dönüşüm yaşandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül, bu süreçte, Batı Avrupa ve Amerika'da cereyan eden birinci demokrasi dalgasının, 1989'dan sonra Doğu Avrupa ve Latin Amerika'da yaşanan ikinci demokrasi dalgası gibi tarihteki yerini alacağını, ayrıca, başta İslam dünyası olmak üzere, dünyanın çeşitli yerlerinde hak ve adalet özlemi çeken pek çok halk için bir ilham kaynağı olacağını, önümüzdeki yıllarda dünyayı dönüştürmeye devam edeceğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Arap Baharı kapsamında kardeş halklar, Tunus'ta, Mısır'da, Libya'da ve Yemen'de diktatörleri yerlerinden etmişlerdir, Suriye'de ise hayatları pahasına özgürlük, adalet ve onur mücadelesi vermeye devam etmektedir. Artık korku duvarları tamamen yıkılmıştır. Bu halk hareketleri, İslam'ın demokrasiyle uyumlu olmadığını iddia eden 'siyasi oryantalistleri' de, 'biz başka bir kültüre aitiz' kisvesi altında halklarını insan haklarından, demokrasiden ve cinsiyet eşitliğinden mahrum bırakan 'kültürel rölativistleri' de hayal kırıklığına uğratmıştır. Burada söz konusu halk hareketlerinin nedenlerini ve zamanlamasını uzun uzadıya da tartışmak istemiyorum. Zaten bunun esasen geç kalmış bir süreç olduğunu defalarca ifade ettim.

Bununla birlikte, küreselleşmenin tüm toplumlar üzerindeki etkisine değinmeden de geçmek istemiyorum. Küreselleşme gerçekten tarihin akışını hızlandırmıştır, toplumların siyasi, ekonomik, sosyolojik ve kültürel kimyalarını değiştirmiştir. Hiçbir rejimin halkını demir perdelerin arkasından yönetme lüksü de kalmamıştır. Bu nedenle, Orta Doğu'daki hareketlerin ardında illa bir ideolojik saik ve yabancı parmağı aramak biraz zorlama bir tahlil olacaktır.

Esasen bu hareketlerin baskın bir ideolojiden ve belirgin bir dış manipülasyondan uzak olması ümit verici bir durumdur. Zira bölge halkları, gerek Soğuk Savaş sırasında, gerek sonrasında tüm ideolojik akımların dertlerine çare olmadığını acı tecrübelerle görmüşlerdir. Neticede, bu başarısızlıklar bölge halklarını umutsuzluğa ve karamsarlığa itmiş, adalet ve onur hislerini de zedelemiştir. Nitekim, bölge halkları, evrensel değerler ve haklı talepleri adına değil, aynı zamanda uzun süreden beri bastırılmış olan milli gurur ve saygınlıklarını yeniden elde etmek için de isyan etmişlerdir.''

-''Silahlı kuvvetlerimiz, dünyanın takdirini kazanmıştır''-

Cumhurbaşkanı Gül, devrimden sonra Mısır'ı ziyaret eden ilk devlet başkanı olduğunu belirterek, geçen ay Tunus'a devrimden sonra devlet başkanı seviyesinde yapılan ilk resmi ziyareti gerçekleştirdiğini söyledi.

Her iki ülkede de muazzam bir zihniyet ve siyasi iklim değişimi görmenin kendisini çok etkilediğini ifade eden Gül, şöyle konuştu:

''Ancak daha da etkileyici olan, her iki ülke halkının gelecekte başaracaklarına dair taşıdıkları inanç ve arzuydu. Libya'da ise maalesef bedeli ağır olsa da özgürlük ve hak mücadelesinden Libya halkı galip çıkmıştır. Bu vesileyle silahlı kuvvetlerimizi Libya'daki 25 bin vatandaşımızın tahliyesinde ve bilahare yürütülen insani operasyonlarda gösterdiği üstün başarı ve fedakar çalışmalardan dolayı tebrik ediyorum. Silahlı kuvvetlerimizin sivil unsurlarla eşgüdüm içinde gerçekleştirdikleri operasyonlar tüm dünyanın takdirini kazanmıştır.

Bunu birebir bilen kişilerden birisiyim, birçok devlet başkanı, dışişleri bakanı beni ziyaretlerinde övgüyle bahsetmiştir, tabii ki çok büyük gurur duyduk. Ayrıca, Libya'ya yönelik NATO operasyonlarına iştirak eden silahlı kuvvetlerimizin mükemmel performansından gurur duyduğumu ifade etmek ve değerli komutanlara teşekkür etmek isterim. Esasen Libya operasyonu, Kore, Somali, Bosna, Kosova, Afganistan ve Lübnan gibi pek çok kriz bölgesinde uluslararası barış ve istikrara katkıda bulunan kahraman ordumuzun başarılar zincirine eklenen bir yenisidir. Silahlı kuvvetlerimizin bu faaliyetleri artık dış politikamızın temel sütunlarından biri haline gelmiştir.''

KAYNAK : AA