Ramazanda sindirim sorunu yaşamamak için..

Vücudumuzun yeni bir beslenme düzenine geçmesiyle birlikte yaşanabilen bu sorunlar, dost bakteriler olarak adlandırılan probiyotik ve prebiyotik içerikli besinlerin yanı sıra eczanelerde satılan çeşitli takviyelerle aşmak kolayca aşılabilmektedir.

Bu yıl Ramazan'da 17 saati aşkın oruç tutma süresinin olması ve vücudumuzun uzun süre aç ve susuz kalacak olması kuşkusuz ki sindirim sistemimizin tüm dengesinin değiştirecek. Sıcak havanın da buna eklenmesiyle başta mide ve bağırsak problemi olanlar olmak üzere, pek çok sağlıklı insan bundan olumsuz etkilenebilecek.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Lütfi Hocaoğlu, sahur ve iftar arasında geçen sürenin uzunluğu ve bu sürede beslenme faaliyetinin olmamasının tüm sindirim kanalının aktif halden inaktif hale geçmesine neden olacağını, bunun da bağırsak hareketlerinde belli oranda azalmaya yol açacağını söyledi. Uzun süren açlığın ardından iftarla birlikte hızlı ve yüksek miktarlarda gıda tüketiminin midede ve bağırsaklarda şişkinlik ve gaz problemlerine neden olabileceğinin altını çizen Dr. Hocaoğlu, "İftar sonrası yoğun gıda tüketimi ve bu tüketimin akşamın ilerleyen saatlerine rastlaması, sahurda da yine beslenmenin devam etmesi kaliteli uykunun zarar görmesine de neden olabilir. Sindirim sisteminde meydana gelen değişiklikler sonucunda görülen kabızlık, şişkinlik ve gaz problemlerini doğru türden gıdalarla beslenerek aşmak mümkündür.

Probiyotik ve prebiyotiklerin önemi

Sindirim sisteminin sağlıklı dengesinin korunmasında probiyotik ve prebiyotik içerikli besinler ve eczanelerde satılan gıda takviyesi ürünlerin önemli bir yer tuttuğuna değinen Dr. Hocaoğlu şöyle devam etti: "Bağırsaklarımızda 1-2 kg kadar dost bakteriler dediğimiz probiyotikler yer almaktadır. Bu bakteriler sağlıklı sindirim sistemi florasının oluşmasında, besinlerin sindirilmesinde, bağışıklık sisteminin desteklenmesinde, K ve B vitaminlerinin sentezinde önemli yer tutmaktadır. Ayrıca kötü bakterilerin çoğalmalarını da engelleyerek gaz, şişkinlik ve kabızlık gibi sindirim problemlerini de ortadan kaldırabilmektedirler. Sindirilemeyen karbonhidratlar olan prebiyotikler ise probiyotiklerin etkinliğini artırdığı için birlikte kullanımları, ramazan boyunca en sık karşılaşılan bu şikayetlerin giderilmesi için ayrıca önem taşımaktadır."

Hassas Bağırsak Sendromu'na dikkat!

Dr. Lütfi Hocaoğlu Ramazan ayında her 4-5 kişiden birinde görülen Hassas Bağırsak Sendromu hastalığının da artış gösterdiğini söyledi. Hastalığın; karın ağrısı, sık tuvalete çıkma isteği, şişkinlik, gaz şikayetleri gibi bulgularının olduğunu kaydeden Hocaoğlu bu durumun, aç kalınan süre boyunca bağırsak hareketlerinin minimuma inmesi, ardından da hızlıca yemek yenmesi ve sindirim sisteminin birden çalışmaya başlaması nedeniyle artış gösterdiğini vurguladı. Hassas Bağırsak Sendromu tedavisinde beslenme alışkanlıklarının büyük önem taşıdığını ifade eden Dr. Hocaoğlu şu tavsiyelerde bulundu: "Yeterince su tüketmek, öğün sayısını artırmak, gaz yapıcı gıdalardan uzak durmak, probiyotik ve prebiyotik içerikli gıdalara (yoğurt, kefir, lifli sebzeler) sofralarda fazlaca yer vermek tedaviye önemli katkılar sağlamaktadır. Hassas Bağırsak Sendromu olan hastalar; içerdiği probiyotik türü ve sayısı belli olan, mide ve safra asitlerinden etkilenmeden bağırsaklara ulaşabilen, yüksek stabiliteye sahip probiyotik ve prebiyotik içerikli gıda takviyelerinden kullanmalıdırlar. Böylece bahsettiğimiz şikayetler kolayca giderilerek, sindirim sistemi en doğal ve en güvenilir yollarla korunacaktır."