Vücudunuzun susuz kalmaması için bunları yapın
İftardan sonra en az 2 ile 2,5 litre su tüketmeliyiz. Taze sıkılmış meyve suları, ayran, çay ve maden suyu da tüketin.
ABONE OLYaz aylarının sıcak günlerine denk gelen ramazanda vücudun susuz kalmaması için iftarla sahur arasında sıvı tüketimine dikkat edilmesi gerektiği bildirildi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Topbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, onbir ayın sultanı ramazanın yaz aylarına denk gelmesi dolayısıyla aç kalma süresinin arttığını söyledi.
Sıcak günlerde aşırı terleme nedeniyle vücudun çok fazla su kaybettiğini belirten Topbaş, vücudun kaybettiği suyun mutlaka iftar ve sahur arasındaki zamanda telafi edilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Topbaş, ramazanda su tüketimine daha fazla önem verilmesi gerektiğine işaret ederek, "İftardan sonra en az 2 ile 2,5 litre su tüketmeliyiz. Sıvı ihtiyacı için taze sıkılmış meyve suları, ayran, çay ve maden suyu gibi içecekler de tercih edilebilir. Oruç süresinin uzun ve havaların sıcak olmasından dolayı vücutta terle birlikte mineral kaybı olur. Bu durum da güçsüzlüğe, bulantı hissi ve baygınlığa neden olur. Onun için yeterli su tüketildiğinde bu durumun önüne geçebiliriz" dedi.
Ramazanın daha rahat geçmesi için besin tercihinin de son derece önemli olduğunu vurgulayan Topbaş, şöyle devam etti:
"Yağlı ve tuzlu gıdaları tercih etmek bizi olumsuz etkileyecektir. Gün içerisinde susamamıza neden olacaktır. Onun için hafif besinlerle iftarı açmak gerekir. Bol sıvı almalı, besinleri yavaşça ve iyice çiğneyerek yemeli, hazmı kolay gıdalar tercih etmeliyiz. İftariyelikler bizim için iyi bir başlangıçtır ve daha sonra belli aralıklarla az yağlı yemekleri tüketebiliriz. Kızartmalardan, aşırı yağlı yemeklerden kaçınmalıyız. Sahura kadar belli aralıklarla hafif gıdalar tüketmeliyiz."
"Sıvı tüketimine sahurda da özen göstermeliyiz"
Topbaş, mutlaka sahura kalkılması gerektiğini vurgulayarak, "Susamasak bile mutlaka sahurda da su içmeliyiz. Sıvı tüketimine sahurda da özen göstermeliyiz. Sahura kalkmadan oruç tutmayı kesinlikle önermiyoruz. Bu şekilde oruç tutulması sakıncalıdır. Ramazan ayında da sağlıklı ve dengeli beslenmeye özen göstermeliyiz" ifadesini kullandı.
Ramazan ayı boyunca kişilerin beslenme ve uyku düzeninin de farklı seyredeceğini dile getiren Topbaş, "Ramazanda vücudumuzun besin, uyku ve enerji ihtiyacı değişmemektedir. Bu nedenle oruç tutanlar, 2 öğünde vücudun ihtiyaç duyduğu besin maddelerini almalıdır" diye konuştu.
Topbaş, ramazanda da üç öğünün önemine değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Alışılmış olan 3 ana öğün, ramazanda da iftar, 2 ile 3 saat sonrasında bir ara öğün ve sahur olmak üzere üç öğün olarak tamamlanmalıdır. Sahur asla atlanmamalıdır. Aksi halde alınan besinler, kan şekerinin daha erken düşmesine neden olacaktır. Bu durum da günün verimsiz geçmesine neden olacaktır. Ramazanda sağlıklı olmak da önemli. Bu nedenle özellikle kalp, şeker, tansiyon, böbrek gibi kronik sağlık sorunları olan kişiler, oruç tutarken doktorlarının fikirlerini almalıdır."