Oruçluyken öfkenize yenik düşmeyin
Sıcak havalarla birlikte gelen Ramazan ve oruç döneminde, öfke kontrolü ve buna yönelik alışkanlıkların etkisi büyük önem taşıyor.
ABONE OLOruç tutulan sıcak yaz günlerinde aç-susuz kalmak ve bunaltıcı havaların da etkisiyle, kişide terleme yoluyla oluşan su kaybı, gerginlik ve tahammülsüzlüğü daha da artırabiliyor. Us Psikiyatri Enstitüsü’nden Klinik Sağlık Psikoloğu Gizem Konuş, oruçluyken öfkenize yenik düşmemek için önerilerde bulundu.
Oruç Tutmanın Anlam ve Önemini Düşünerek Kendinizi Telkin Edin
Ramazan ayı geldiğinde trafikte, sokakta, iş yerinde, markette, güncel hayatın hemen her alanında sık sık öfkeli tavırlar sergileyen, hatta kavga eden insanlarla karşılaşırız. Bu durumun biyolojik ve psikolojik haklı gerekçeleri olsa da, orucun felsefesine ne kadar zıt olduğu açıkça ortadadır. Aslında oruç ibadetiyle hedeflenen, tam da insanın kendini her anlamda tutmasıdır. Bu yönüyle oruç tutmak, aynı zamanda beslenme, üreme gibi temel hayati yönelimlere benzer şekilde, öfkeyi de tutmak demektir. Tüm duygular bize hayatta kalabilmemiz için verilmiştir. Bunlar içinde öfke, kendimizi ve yakın çevremizi korumamızı sağlar. Öfke olmasa, kişi yaşamını tehdit eden durumlar karşısında tepkisiz kalır. Bireyin ruhsal ya da fiziksel yaşam alanının sınırları geçildiğinde öfke bir koruma kalkanı olarak devreye girer. Vücudumuzun biyolojik alarm mekanizması çalışmaya başlar ve salınan hormonların etkisiyle bedensel bir seferberlik başlar.
Öfke Kontrolünü Elden Bırakmayın
Oruç tutarken güçlü bir irade terbiyesi söz konusudur. Oruç tutan kişi, kendi kendisini kontrol etme, yaptığı ve yapacağı tüm işlerde kendini sorguya çekme ve zorluklara karşı sabretme alışkanlığı kazanır. Oruç ibadeti ile hedeflenen en büyük değişiklik; kişinin yaşamsal ihtiyaçlarının ertelenmesi durumunda sağlıklı tepkiler vermeyi öğrenmesidir. Benzer şekilde, psikolojik ihtiyaçlarının karşılanmaması durumunda da uygun tepkiler vermeyi, isteklerini erteleyebilmeyi ve öfke kontrolünü sağlamayı öğrenmesi beklenmektedir. Bu da geleneksel anlamda “nefis terbiyesi” olarak bildiğimiz kavramdır. Bu terbiye ile kişinin, oruç karşısında ortaya çıkacak ilk ve en güçlü duygunun öfke olduğunu; ancak en son ve zor üstesinden gelinebilecek duygunun da yine öfke olduğunun fark etmesi gerekmektedir.
Nefes ve Gevşeme Egzersizleri ile Öfkenizi Dindirebilirsiniz
Sıcak hava, vücudun fizyolojik dengesini bozarak metabolizmada hormonal değişikliklere neden olur. Vücuttaki bu denge bozuklukları stres ve sinirlenme eşiğini düşürerek, ani öfke patlamalarına, depresyon ve uyku sorunlarına neden olabilmektedir. Sigara kullanan kişilerde ise, uzun süre yaşanan nikotin yoksunluğu sonucu baş dönmesi, dalgınlık, unutkanlık, sinirlilik, öfke gibi belirtiler daha şiddetli görülebilir. Özellikle kan şekerinin en düşük olduğu gün sonunda, yaşanabilecek tartışma ve kavgaların önüne geçebilmek için, orucun anlam ve önemini kendinize hatırlatarak sinir ve öfkenizi kontrol edebilir, davranışlarınızı buna göre düzenleyebilirsiniz. Herhangi bir sorunla karşılaştığınız zaman, kendinize “Ben oruçluyum” demeniz bile faydalı olacaktır. Gün boyu vakit buldukça, nefes ve gevşeme egzersizleri yapılmasının da öfke kontrolü sağlamada faydası vardır. Kısa yürüyüşlere çıkılabilir, mümkünse gün içinde serin bir duş alınabilir.
Gündüz Şekerlemesi Yapın
Yaz aylarında orucun neden olduğu sinirli ruh halini engellemek için kişinin yeme, içme ve uyku düzenine özen göstermesi gerekir. Yani, kişinin iftar ve sahuru düzenli yapmaya özen göstererek oruç tutması, vücudun sistemini dengeli tutması oldukça önemlidir. Sahur yapan kişilerde gece uykusunun bölünmesi ve kişinin günlük işlerine erken başlamak zorunda olması; yorgunluk, dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon kaybına ek olarak, sinirliliği de beraberinde getirebilir. Ayrıca uykusuzluk, trafikte dikkatinin dağılmasına ve trafik kazalarına yol açabileceği gibi iş kazalarına da neden olabilir. Bunları önlemek için, Ramazan ayına özgü gündüz şekerlemesi (gündüz kısa bir uyku), akşam daha erken yatma, günlük yoğunluğu gözden geçirip zaman yönetimini oruç haline göre yapma, işleri zamana yayma, ekip çalışmasını ve yardımlaşmayı ön plana çıkarma gibi alternatifler devreye sokulabilir.
Sahurda ve İftarda Bol Sıvı Tüketimi Öfke Kontrolü İçin Önemli
Kişinin tahammülsüzlük yaşamasındaki en önemli faktörlerden biri de su kaybıdır. Oruçlu geçirilen saatlerin uzun olması nedeniyle su tüketiminin azalması ve buna bağlı su kaybının artışı sinirlilik meydana getirebilir. Bu nedenle, bu dönemde bol sıvı tüketilmelidir. Uyku, yeme ve sıvı tüketimine özen göstererek, oruç süresince sıklıkla görülen zihinsel yorgunluğun ve öfke patlamalarının üstesinden gelinebilir. Tüm bunlara dikkat edildiğinde, kan şekerindeki ani iniş çıkışlar engellenerek sinir sistemi, ruhsal tolerans, bedensel dinamizm, zihinsel ve fiziksel performansınız çok daha verimli hale gelecektir.
Tüm bu etkileri ile beraber, oruç tutma ve kişiye etkilerinin nasıl ele alınacağı psikolojik terzilik gerektiren bir konudur. Ramazan’da yeme-içme alışkanlıkları ve orucun etkileri kişiden kişiye farklılık göstermekte, bu konuda bireysel değerlendirmeler ön plana çıkmakta olup, toplumsal normlar ışığında bedensel ve ruhsal sağlığımızı korumak amaçlanmalıdır. Çevrenizi ve kendinizi incitmeden oruç tutabileceğiniz bir Ramazan ayı dileğiyle...