Ramazan'da sağlıklı beslenmenin 2 sırrı
Ramazan'ın başlamasıyla birlikte uzmanlara Ramazan'da beslenme hususunda vatandaşa önemli uyarılarda bulnudu.
ABONE OLMersin İl Sağlık Müdürü Çağlar Çatak, oruç tutan kişilerin, Ramazan ayı süresince yeterli ve dengeli beslenme konusunda daha dikkatli olmaları gerektiğini belirterek, Ramazan ayında yetersiz, bilinçsiz ve dengesiz beslenmenin çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığını söyledi.
Çatak, yaklaşan Ramazan ayı nedeniyle yaptığı açıklamada, Ramazan'da beslenmeye dikkat edilmesi uyarısında bulundu. Oruç tutan bazı vatandaşların, gün boyu aç kalacakları düşüncesiyle iftar veya sahurda gereğinden fazla ve hızlı yemek yemelerinin, hazımsızlık, mide ağrısı, kabızlık, kan şekeri ve tansiyonda ani yükselmelere neden olacağını belirten Çatak, "Bu tür sağlık sorunlarından uzak kalabilmek için iftar ve sahurda yavaş yavaş ve az miktarda yemek yenilmeli, yemekler ağızda iyi çiğnenmelidir" dedi.
Ramazan ayında en sık karşılaşılan sorunların başında reflü ve kabızlık geldiğine dikkat çeken Çatak, "Mide asidinin yemek borusuna kaçması olarak tanımlanan reflüyü önlemek için kahve, kakao, çikolata gibi aşırı kafein alımından kaçınmak, yağlı yiyeceklerden uzak durmak ve yemeği yer yemez yatmamak gerekir. Kabızlık problemi çekenler posalı besinleri daha fazla tüketmelidir. Bunun için de meyve ve sebze tüketiminin artırılması, ekmek olarak tam buğday veya çavdar ekmeğinin kullanılması ve özellikle su tüketiminin artırılması gerekir" diye konuştu.
İftar yemeğine çok sıcak veya çok soğuk olmayan hafif bir çorbayla başlanılması gerektiğini, çorbanın ardından etli veya etsiz, fazla yağlı olmayan bir sebze yemeği, yoğurt, meyve veya tatlının tüketilmesinin sağlıklı beslenme açısından doğru olacağını vurgulayan Çatak, şöyle konuştu:
"Ramazan ayında 3 öğün beslenme düzeni 2 öğün olarak değişmekte, sabah kahvaltısının yerini sahur, akşam yemeğinin yerini iftar almaktadır. Bu nedenle iftar ve sahur arasına konulan ara öğünler ile dengeli beslenme sağlanmalıdır. Aşırı yağlı kızartma ve kavurmalar ile hamur tatlıları, şekerleme ve aşırı tatlı besinlerden uzak durulmalıdır. Kolay hazmedilen, mide-bağırsak sisteminde uzun süre kalabilen sebze, meyve ve kepekli ekmek gibi posalı besinler ile besin değeri yüksek gıdalar tercih edilmelidir."
SAHURA KALKMADAN ORUÇ TUTMAK SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇMAKTA
Sahura kalkmadan oruç tutanların aç kalma süresinin arttığını, bu durumun halsizlik, baş ağrısı, yorgunluk, tansiyon ve kan şekerinin düşmesi, verimsizlik, depresyon, konsantrasyon güçlüğü ve dikkatlerinde azalmaya neden olduğunu dile getiren Çatak, sahur yemeğinde midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren yumurta, süt, yoğurt, peynir ve kuru fasulye, nohut ve mercimek türü yiyeceklerin tüketilmesi gerektiğini söyledi.
Halk arasında orucun bazen zayıflamak için bir alternatif olarak değerlendirildiğini de hatırlatan Çatak, şöyle devam etti; "Fakat bu yanlış bir düşüncedir. Gün boyu aç kalmak, metabolizmayı yavaşlatmakta, bu da Ramazan ayının özellikle ikinci yarısından itibaren zayıflamayı zorlaştırmaktadır. Bu nedenle Ramazan ayı boyunca öğün sıklığını artırmak amaçlanmalı. Ayrıca gün boyunca vücut susuz kalacağı için bol su tüketilmeli, mümkün olduğu kadar ağır yemeklerden, kızartmalardan kaçınılmalı.
Yemek sonrası yenilecek tatlıların hamur işi olmamasına ve kızartılmadan yapılmasına özen gösterilmeli, sütlü tatlılar tercih edilmeli. Ramazan ayının simgesi haline gelen güllaç, en uygun tatlı olarak kabul görmekle birlikte, tüketim miktarına da önem verilmelidir."