Almanya'da bulamadığı şifayı Sivas'ta buldu
Almanya'da tedavi edilemediği için Türkiye'ye gelen ve hastalığına çare arayan hasta Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi'nde başarılı bir ameliyat geçirdi. Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Kürşat Karadayı Almanya'da uygulanan yöntemlerin hastanın şikayetlerini ortadan kaldırmaya yetmediği gibi hastalığın ilerleyerek başka yerlere de sıçramasına neden olduğunu söyledi
ABONE OLSivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı’nın bir üst ihtisas alanı olan Cerrahi Onkoloji Kliniği’nde yapılan başarılı ameliyatlara bir yenisini daha eklendi. Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Kürşat Karadayı, klinikte yapılan son ameliyat hakkında açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Kürşat Karadayı, “Hastamız, 10 ay önce kolon kanseri teşhisi ile Almanya’da ameliyat geçirmiş. Daha sonra kemoterapi almış, bu süreç içerisinde hastalık bulunduğu yerde ve karın zarında tekrarlamış. Hastanın büyük abdest yapamama şikayeti nedeniyle, Almanya’da tedavi edici olmayan ancak hastanın şikayetlerini gidermeye yönelik kalın bağırsağa iki kez stent uygulaması yapılmış ve karın zarına püskürtme kemoterapisi (PIPAC) uygulanmış. Ancak tüm bu yöntemler hastanın şikayetlerini ortadan kaldırmaya yeterli olmadığı gibi hastalık ilerleyerek karın duvarına da dört odakta sıçramıştı” dedi.
SCÜ’de 20 yıldır 200’ü geçkin hastaya bu ameliyat yapıldı
Prof. Dr. Karadayı, bu ameliyatın klinikte yaklaşık 20 yıldır yapıldığını belirterek, “Hasta, Almanya’dan Türkiye’ye gelerek kliniğimize başvurdu. Gerekli tetkikleri takiben hasta yeniden ameliyata alınarak peritonektomi prosedürü uygulandı. Bu ameliyatta tümörler tutulu olan tüm karın zarı, karın yağı, stentle birlikte tüm kalın bağırsak, ince bağırsağın bir kısmı, dalak ve karın duvarındaki kitleler geride hastalıklı doku kalmayacak şekilde çıkarıldı. Eş zamanlı olarak ameliyat esnasında karın içerisine sıcak kemoterapi (HIPEC) işlemi uygulandı. Ameliyat sonrası dönemde 5 gün boyunca karın içerisine kemoterapi verildi. Bir solid tümör kan yoluyla yayılabildiği gibi lenfatik yolla ya da karın zarı yoluyla yayılabilmektedir. Karın zarının asıl tümörlerinin yanında, kalın bağırsak, mide, apendiks, yumurtalık, rahim tümörleri karın zarına sıçrayabilmektedir. Bu durum ileri evre hastalığın göstergesidir ve beklenen yaşam süresi kısa kabul edilir. Son yıllarda uygulanmaya başlanan sitoredüktif cerrahiye ilave yapılan sıcak kemoterapi işlemi ile bu hastaların yaşam süresinin uzatılabildiği gösterilmiştir. Ancak bu ameliyat oldukça güç, zahmetli, riskli ve uzun süreli bir ameliyattır. Türkiye’de ve dünyada sayılı merkezlerde yapılabilmektedir. Kliniğimizde bu ameliyatlar yaklaşık yirmi yıldır 200’ün üzerinde hastaya başarıyla uygulanmıştır. Kliniğimiz bu açıdan en deneyimli merkezlerden biridir” ifadelerini kullandı.
“Beni ölüme terk ettiler”
Hasta Şinasi Özer ise, Almanya’da ki doktorların kendisini bir süre zarfında ölüme terk ettiklerini söyleyerek, “Benim serüvenim Almanya’da geçen sene 6 Nisan’da başladı. İshal durumu ile hastanelik oldum. Daha sonra endoskopi yapıldı ve tümöre rastlandı. Tümör alındıktan sonra Almanya’da ünlü bir profesöre yönlendirdiler ama Onkolog doktor bilir dediler. Onkoloğuma gittim onlar da profesör ile irtibata geçtikten sonra şu anda yapamayacaklarını 6 ayda 9 seans kemoterapinin ardından ameliyat olabileceğimi söylediler. Beni bu süre zarfı içerisinde ölüme terk ettiler. Atatürk’ün dediği gibi ‘Beni Türk hekimlerine emanet edin’ diyerek araştırmaya başladım ve Kürşat Hoca’yı buldum. Başka bir tanıdığım Avusturya’dan gelip Kürşat Hoca’ya ameliyat olmuş. Ben de sonrasında araştırdım ve iki gün içinde hazırlanıp buraya geldik. Allah’a şükür ameliyattan çok memnunum. Kürşat Hoca’ya ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi çalışanlarına çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.