Prof. Dr. Oğuz Özyaral çocukların okulda hijyenle ilgili bilmesi gerekenleri anlattı!

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) yüzyüze eğitimle ilgili yaptığı açıklamaya göre 1 Mart 2020 itibariyle tüm resmi ve özel ilkokullar,bu okulların bünyesindeki anaokulları,özel eğitim sınıfları ve 8. ve12. sınıf öğrencileri yüzyüze eğitime başlayacak. Bu açıklamadan sonra çocukların ve ailelerinin kafasındaki tek soru çocukların okulda hijyeni nasıl sağlayacakları oldu. Prof. Dr. Özyaral konu hakkında açıklama yaptı.

ABONE OL
GİRİŞ 25.02.2021 17:50 GÜNCELLEME 25.02.2021 17:56 SAĞLIK
Prof. Dr. Oğuz Özyaral çocukların okulda hijyenle ilgili bilmesi gerekenleri anlattı!

Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) yüz yüze eğitim ile ilgili yaptığı açıklamaya göre 1 Mart 2020 tarihi itibari ile tüm resmi ve özel ilkokullar ve bu ilkokulların bünyesindeki ana sınıfları ile özel eğitim sınıfları,8. ve 12. Sınıflar yüz yüze eğitime başlayacak. Eğitime başlayacak çocukların aileleri için önemli uyarılarda bulunan İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Koruyucu Sağlık Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Özyaral ‘’Koronavirüse karşı dikkat edilmesi gereken en önemli konu hijyen. Ailelerin bunu korkutucu unsur olarak tanımlamamaları, hijyen kurallarını oyunla doğru öğretmeleri gereklidir’’ dedi.

Uzman isimden önemli koronavirüs açıklaması: 'Quercetin' maddesi yaşlı ve obezleri koruyor

Çocuğa küçük yaşta hijyeni öğretmek gerekiyor

Prof. Dr. Özyaral, hijyen kurallarının çok iyi anlatılması gerektiğini söyleyerek “Çocuk doğup büyüdüğünde ‘oraya dokunma, kirlidir, ellerimizi yıkıyoruz’ tanımlaması yapıyorsak bunun gene aynı şekilde devam etmesi gerekmektedir.  3-4 yaşındaki çocuklar maskesiz neredeyse çıkmıyorlar, onlar çok daha kolay ve çabuk öğrenebiliyor. Günde ortalama 150 farklı yere dokunduğumuzu hesaplarsak sizden önce de oraya başkalarının dokunduğu hesaplandığında binlerce faktörün ellerimiz tarafından kirlilik unsuru olarak alınabileceğini biliyoruz. Bu noktada yapılması gereken yemek yemeden önce ve sonra, tuvaletlere girmeden önce ve sonra, dersliklere girmeden önce ve sonra mutlaka ellerin bir antiseptikle temizlenmesi gerekiyor. Burada da bunu aşırı uçlara kaçırmamak için öğretmenin ve ailenin rolü çok önemli. Bazı temizleyici maddeler belli bir süreden sonra etkinliğini yitiriyor ya da sürekli kullanıldığında egzama gibi sorunlar yaşanabilir. Doğal mikrobiyal yük kalktığı için hastalık unsuru olan mikroorganizmaların girişi için bir odak noktası olacaktır. Aşırıya kaçmadan en doğrusu su ve sabunla yıkamaktır. Sabunu da toplu yerlerde sıvı tercih etmek gerekir” diye konuştu.

Burada büyük görev okul yönetimine düşüyor

Okul yönetiminin üzerine de büyük görevler düştüğünü ifade eden Prof.Dr.Özyaral;’’ Okul yönetimlerinin dezenfeksiyon, asepsi ve antisepsi kurallarını mutlaka uygulaması gerekir. Dezenfeksiyon, asepsi ve antisepsiyi birbirine karıştırmamak gerekiyor. Dezenfeksiyon da dezenfektan maddeler yüzeylere, masalara, yerlere ve eşyalara kullanılır. Asepsi-antisepsi kurallarına bakıldığında insanın elleri, vücudu için kullandığı ve dokunduğu yerlerden eline geçen mikroorganizmaların kendisine bulaş getirip hastalık yapmaması ve aldığı mikroorganizmayı bir başka yere taşımaması için yapılan sistemdir. Bütüncül olarak bakıldığında hijyen kurallarından söz etmiş oluyoruz’’ diye belirtti.

Prof. Dr. Tekin'den korkutan 'maske' açıklaması: 2022'nin başına kadar hayatımızda olacak!

Çocukların beslenme çantalarında sağlıklı besinler olmalı

Okula gidecek çocukların beslenme çantaları için de önerilerde bulunan İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Koruyucu Sağlık Uzmanı Prof. Dr. Özyaral, her gün avuç içi kadar kuru yemiş tüketilmesi gerektiğine dikkat çekerek önemli tavsiyelerde bulundu; “Beslenme çantalarının içerisinde hiçbir şekilde kutulanmış  ürünler koyulmamalı. Tercihim mevsim sebze ve meyveleri tüketmeleridir. Meyve suyunu kendiniz sıkıp çocukların suluklarına yerleştirmelisiniz. C vitamini yüksek olan meyve ve sebzeleri tüketmenizi tavsiye ederim. Her gün ceplerine onların avuç içi kadar birer ikişer badem, fındık, ceviz, kuru incir, kuru kayısı, kuru erik koyabilir. Herkesin avuç içi kalbi kadardır. Kaju ve yer fıstığından kaçınıyoruz çünkü çocuklar bunlara alerjik reaksiyon gösterebiliyor. Küçük yaştaki çocuklarımız için bunlar hariç diğer kuru meyve ve kuru yemişleri tuzlanmamış, sade ürünleri tercih etmeleri gerekiyor. Ayran, süt, kase yoğurt tüketmelerinde her zaman büyük fayda var. Kalsiyum almadan D vitamini, D vitamini almadan da kalsiyum bir işe yaramıyor. Demir ve B12 açığını kapatmak için tencere yemeklerini yapmamız gerekiyor. Tencere yemeklerinin de en önemli özelliği günlük ihtiyaç olan vitamin ve eser elementlerin net bir şekilde yemeğin suyuna geçmiş olmasıdır. Bazı gıdalardaki besleyici unsurlar ancak piştiğinde yemeğin suyuna geçerek bize fayda sağlayabilir.”