İngiltere varyantının hedefi çocuklar oldu! Kalp hastalıkları artacak

Koronavirüste üçüncü dalganın yaşandığı bu günlerde bu artışa çocukların da eklenmesi endişelendirdi. Özellikle İngiltere varyantı 0-9 yaş çocukları etkiliyor

ABONE OL
GİRİŞ 30.03.2021 12:05 GÜNCELLEME 30.03.2021 12:08 SAĞLIK
İngiltere varyantının hedefi çocuklar oldu! Kalp hastalıkları artacak

Türkiye koronavirüs salgınında üçüncü dalgayı yaşıyor. Bu dalgada diğerlerinin aksine endişe veren durum ise daha önce çocuklarda vaka neredeyse görülmezken sonrasından çocuklarda çoğu zaman farkında olmadan geçirilmiş korona sonrası gelişen Mis-C sendromu ortaya çıktı. Üçüncü dalgada ise bu durum biraz değişti. Artık özellikle İngiliz Varyantının çocukları daha fazla etkilediğini söyleyen İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik İmmunoloji Bilimdalı’ndan Prof. Dr. Ayper Somer, çocuklarda kovid nedeniyle yaşanacak kalp hastalıklarına dikkat çekti. . Prof. Dr. Somer, Mayıs ayında Türkiye’de 18 merkezde başlayacak olan 16-18 yaş grubu çocuklarda Faz 3 Kovid aşı çalışması hakkında da önemli bilgiler verdi.

Koronavirüse doğal çözüm: 41 saatte etkisiz hale getiriyor!

 

Çocuklarda kalp hastalıklarında artış yaşanacak

Prof. Somer: “3 aydır hasta yatırmamıştım, son 2-3 haftadır servis doldu. Bu sefer hem daha ağır seyrediyor hem de kovid sonrası dönemde çocuklarda ortaya çıkan Mis-C tablosu, en çok kalbi etkiliyor. Kalp kası iltihabı dediğimiz miyokardit’e yol açıyor. Son zamanlarda ateş ve çarpıntı şikayetiyle gelen çocuk vakalarımız da arttı. Çocuklarda kovid nedeniyle kalp hastalıklarında artış yaşayacağız” dedi.

Koronavirüsün yaşı küçüldü

Son 2-3 haftadır çocuk vakalarda çok belirgin bir artış gözlemlediklerini söyleyen Prof. Dr. Somer, “Ben açıkçası son 3 aydır kovid servisine hasta yatırmadım. Daha çok ayaktan tedavi ediyorduk. Çok hafif geçiriyorlardı ama şu son 2 hafta içerisinde kovid servisini yeniden açtık ve şu anda servisim doldu. Aynı şekilde Türkiye'nin her yerinden benzer haberleri alıyoruz. Bir de yaş küçüldü. 10, 12, 13 yaşlarında vakalarımız olurdu; şimdi yatan hastalarımızın yarısı 9 yaş altında. En küçüğü 5,5-6 aylık ve üstelik orta-ağır şiddette geçiren bir bebeğimiz bile var. Geçen seneki pandemi döneminde kovid sonrası Mis-C tablosu ortaya çıktı çocuklarda. Erişkinlerde olduğu gibi kalbi tutan bir virüs. Özellikle miyokardit (kalp kası iltihabı) başta olmak üzere, kardiyak sorunlar yaratıyor. Çarpıntı ve ateş şikayeti ile gelen birçok çocuk hastamız var. Miyokardit olasılığına karşı yakın takip gerekiyor. Yoğun bakım izlemleri gerekebiliyor çocuklarda. Kovid sonrası dönemde miyokardit vakalarında artış olabilir diye düşünüyorum” dedi.

İngiltere varyantı en çok 0-9 yaşı etkiliyor

Dünyadaki duruma da değinen Prof. Dr. Somer, 5 ayrı ülkeden gelen verilerin de 0-9 yaş arası grubun yüksek risk altında olduğunu doğruladığını belirterek, şöyle konuştu: “Bu veriler 0-9 yaş grubunun giderek daha fazla enfekte olmaya ve ağır geçirmeye başladığını gösteriyor. Örneğin İsveç verisinde, son 3 ayda yüzde 123 artış var 0-9 yaş grubunda. 10-19 yaş grubunda da yüzde 72 civarında. İngiltere ve İtalya’dan gelen veriler de buna benziyor. Ama benim en çok ilgimi çeken Fransa'daki çalışma oldu. Çünkü orada direkt varyant oranını belirlemişler. Toplumun tümünde o dönemki kovid vakalarının yüzde 58’i İngiltere varyantı ile enfekte. Ancak 0-9 yaş grubunda varyant virüs oranı yüzde 68. Çok yüksek bir oran. 10 yaşından sonraki dönemde ise yüzde 61 olarak normalin üzerinde seyrettiği belirlenmiş. Demek ki 0-18 yaş arası çocuklarda varyanttan etkilenme oranı, eski normal suşa (virüsün ilk hali) göre çok daha fazla.”

0-9 yaşta birikmesinin sebebi bağışıklık sisteminin tam gelişmemesi

Özellikle 0-9 yaş grubunun neden daha fazla etkilendiğinin kesin bir açıklamasının henüz yapılamadığını ancak çocukların bağışıklık gelişim süreciyle ilgili olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Somer,  “Bağışıklık sisteminin yetmezliği ile açıklanabilir. Çünkü çocuklarda bağışıklık sisteminin tam gelişmesi 8-9 yaşlarını buluyor. Bir de bu yaş grubu çocukların maske ile korunma ya da mesafeyi korumada başarısız olmaları da olabilir. Çünkü bu yaş çocuklar çok daha sosyal varlıklar.” dedi.

Türkiye'de çocuklara yapılacak tek bir aşı var

Şu an dünyada 100’e yakın çocukluk çağı aşı çalışmasının devam ettiğine değinen Prof. Dr. Somer, kovid aşıları içerisinde Pfizer/BioNTech, Sinovac gibi firmaların da çocuklarda Faz 3 klinik denemelerine başladığını vurgulayarak, Türkiye’de ABD’de geliştirilen ve tek doz aşı olarak erişkinlerdeki Faz 3 çalışması tamamlanan bir adenovirüs aşısı ile ilk kez çocuklarda Faz 3 aşı çalışmalarının Mayıs ayında başlatılacağını söyledi.  Prof. Dr. Somer, şu bilgileri verdi: “Türkiye'de çocuklarda Faz 3 çalışmaları yapılacak olan tek bir aşı var henüz. Bizim merkezimiz de bu çalışmanın yapılacağı merkezlerden birisi. ABD’li bir firmanın geliştirdiği, tek dozluk kovid aşısı bu. Erişkinlerde yapılan Faz 3 çalışması sonucu yüzde 85 etkili olduğu açıklandı. Muhtemelen Mayıs ayında çalışma başlayacak diye planlanıyoruz. Aşı Faz 3 çalışmaları yenidoğan'dan 18 yaşına kadar tüm çocuklarda yapılır ama ön şart sağlıklı olması. Çünkü bu bir aşılama programı değil, bir çalışma. O yüzden aşı çalışmaları her zaman öncelikle sağlıklı kişilerde yapılır. Doz belirleme süre belirleme vs, burada gönüllülük esastır zaten. Ayrıca çocuklardaki aşı çalışmalarında çocuğun gönüllü olması da yetmiyor, anne-babalarının da onayı gerekiyor. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı etik kurul onayı da gerekiyor tüm bunlara ek olarak.”

Çocuklarda önemli bir yan etki beklemiyoruz

Bu aşının dünyada 15 ülkede çocuklardaki Faz 3 araştırmalarının yapılacağını söyleyen Prof. Dr. Somer, Türkiye’de toplamda 18 merkezin çalışmaya dahil edileceğini açıkladı. Prof. Dr. Ayper Somer sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk aşamada 16-18 yaş grubunu çalışmaya alacağız. Tüm dünyada 1500-2000  çocuk dahil edilecek toplamda. Türkiye'den kaç çocuğun dahil olacağı ile ilgili net bir sayı olmasa da, biz kendi merkezimizde 35 ila 50 kişi dedik. Amerika'dan sonra en fazla merkezle bu çalışmaya katılacak olan ikinci ülkeyiz. ABD, 22 merkezle katılıyor. Bu bizim için büyük bir başarı aslında. Türkiye'de gönüllü bulmak çok zor oluyor. Kobay gibi kullanılmak olarak görüyor vatandaşlarımız. Ben açıkçası, İstanbul Tıp Fakültesi’nde Eylül-Ekim ayında aşı çalışması başladığında direkt gönüllü oldum. Çünkü ben aşıya inanan bir insanım. Bu aşı da zaten ABD’de 45 bin civarında erişkin, yani 19 yaş üzeri, 80-90 yaşına kadar insanda Faz 3 çalışması tamamlanmış bir aşı. Yüzde 85 etkinlik ve yan oranının da çok çok düşük olduğu belirlendi. Dolayısıyla çocuklarda da önemli bir yan etki beklemiyoruz açıkçası.”

Aşıların başarılı olduğunu koronavirüste görüyoruz

Öncelikle 16-18 yaş grubunun dahil edileceği çalışmada bir sorun yaşanmazsa daha sonra daha küçük yaşlara doğru gidileceğini açıklayan Prof. Dr. Somer, sözlerini şöyle noktaladı: “Çocukluğun en hassas olduğu yeni doğan ya da 0-2 yaş değil, 16-18 yaş ile başlanıyor. 19-20 yaş grubunda zaten yapılan bir aşı. Benim şu anda 10 tane gönüllüm oldu bile 16-18 yaş grubundan. Diğer yaşlardan da üç dört tane isteklilerimiz var. Ama bunların çoğunluğu açıkçası sağlık çalışanlarının çocukları. Çünkü anne ve baba aşılı ama benim de oğlum var 24 yaşında, aşısı yok. Keşke erişkinler için bir çalışma daha olsa da oğlumu da soksam, diyorum şu an. Aynı şekilde yeğenlerim var, bu çalışmaya da giremiyorlar yaş nedeniyle. Biz bu endişeyi yaşıyoruz, hemşirelerimiz personelimiz, hepsi aşılı ama eve gidiyorlar 8-10 yaşındaki çocukları var aşısız. Aşı olsanız dahi hastalığa yüzde yüz yakalanmayacaksınız diye bir garanti yok. Yüksek virüs yüküyle karşılaşırsak, hastalığı getirebiliyoruz. O nedenle mümkün olduğu kadar almamamız gerekiyor. Bu türden çalışmaları da bir fırsat olarak görüyorum. Çünkü aşı çalışmasına girmek, aşılanmayı da garantilemek demek. Aynen erişkinde olduğu gibi, bu gönüllüler öncelikli aşılanacak. 30-40 yaşındaki insanlarımız şu anda aşı sırası gelmediği için aşı bekliyor. 'Keşke çalışmaya girseydim de aşılansaydım' diyor çoğu. Çünkü gerçekten aşıların başarılı olduğunu Kovid’de görüyoruz.”

KAYNAK : DHA