İş kazası 18 yaşındaki gencin hayatını kararttı
Maddi durumu sebebiyle liseyi yarıda bırakarak çalışıp para kazanabilmek için Kars'tan Giresun'a gelen ancak geçirdiği iş kazası sonucu kemikleri kırılan 18 yaşındaki Veysel Nurboğa tekrar yürüyebilmenin hayalini kuruyor.
ABONE OLEkonomik nedenlerden dolayı eğitim hayatını yarım bırakmak zorunda kalan 18 yaşındaki Veysel Nurboğa, Kars’tan, çalışmak için geldiği Giresun’da 8 ay önce geçirdiği iş kazasıyla adeta hayatı karardı. Çalıştığı inşaatın 5’inci katından düşerek ağır yaralanan Veysel Nurboğa 20 günlük bitkisel hayatın ardından gözlerini açarken, omur ilik zedelenmesi sonucu hareket fonksiyonlarını bir süre kaybetse de Giresun Eğitim ve Araştırma Hastanesinde fizik tedavi sürecinin ardından yürüteç yardımıyla adımlamaya başlaması büyük bir gelişme olarak değerlendirildi
Yaşadığı kaza hayatını kararttı
Yaşadığı kazanın hayatını kararttığını ancak asla umutlarını yitirmediğini ifade eden Veysel Nurboğa, bir gün yeniden yürüyebilmenin hayalini kurduğunu söyledi. Nurboğa “Kars’tan, Giresun’a çalışmak için geldim. Biz 8 kardeşiz, babam yaşlandı ve artık çalışamıyor. Artık ailenin erkek çocuğu olarak çalışıp aileme yardımcı olmak için gurbete geldim. Giresun’un Espiye ilçesinde bir inşaatta çalışmaya başladım. İnşaatta hiç bir iş güvenliği yoktu buna rağmen akşam saatlerinde boya yapmak için 5. kata çıkartıldım. Burada boya yaparken bir anda düştüğümü hatırlıyorum. Sonrası gözlerimi hastanede açtım. Kendime geldiğimde hiçbir yerimi kıpırdatamıyordum ve konuşamıyordum. İşte o an yaşadığıma bile sevinemedim. Hatta ailem memleketten cenazemi almaya gelmişler. Bitkisel hayatta 20 gün kaldıktan sonra kendime gelmişim” dedi.
Üniversite hayalini gerçekleştirmek istiyor
Yarım bıraktığı eğitim hayatına devam etmeyi çok istediğini de anlatan Nurboğa, “Çalışmak için Giresun’a gelirken, lise 2’inci sınıftan okulu terk etmek zorunda kaldım. Biraz çalışıp para kazanıp tekrar okumayı çok istiyordum. Liseyi bitirmekle de kalmayıp üniversite hayalimi gerçekleştirmek istiyorum. Buradaki tedavim sürecinde yaşadıklarımdan sonra Tıp Fakültesini veya sağlık birimlerinde okumak istiyorum. İlk eğitim-öğretim yılında ilk işim liseyi dışardan bitirmek ve üniversite sınavına hazırlanmak olacaktır. Bununla birlikte yatağa mahkum yatarken, şimdi ayağa kalkabiliyorum tedavi sürecimin sonunda yürüyebileceğime de inanıyorum. Çünkü buradaki bütün doktorlarım, hemşirelerim, sağlık çalışanları bana çok iyi baktı benimle çok ilgilendiler bana verdikleri moral ve motivasyonla beni yeniden hayata bağladılar. Onların desteğiyle yürüyeceğime inanıyorum“ diye konuştu.
Boyun kemikleri kırılmıştı, fizik tedavi ile şimdi ayağa kalkabiliyor
Veysel Nurboğa'nın tedavi süreci ile ilgili bilgi veren Giresun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Fazlı Kulaklı ise “İnşaattan düşme sonucu boyun kemikleri kırılmış, bilinci kapalı vaziyette geldi. İlk müdahalesi beyin cerrahı hocalarımız tarafından yapıldı. Yoğun bakımda 40 gün kadar yattı ve hayatta kalmayı başardı. Veysel zor bir hastaydı ve kolları, bacakları hiç hareket etmiyordu, ancak Giresun’da bu tür tedavileri artık yapabiliyoruz bütün ekibin desteği ve fiziki ortamımızın uygun olması münasebetiyle bu duruma gelebildi. Şuanda desteksiz kendi başına oturabiliyor, ayağa kalkıp durabiliyor, kollarını hareket ettirebiliyor. Başarılı bir şekilde rehabilite oldu süreç devam ediyor ama rehabilitenin ilk sürecini başarıyla tamamladı diyebiliriz” ifadelerini kullandı.
İyileşme sürecinde moral ve motivasyon etkili olmaktadır
Bu tür hastalarda moral ve motivasyonun çok önemli olduğunu ifade eden Psikolog Muhammet Okçu ise “Hastamızın gelişim durumunda en büyük etken moral ve motivasyon olmuştur. Baştan beri sağlık açısında gösterdiği başarı inanılmaz bir iyileşme söz konusudur. Ancak bu süreçte hiçbir şekilde olumsuzluklarla karşılaşmadı daima kendine güvendi ve başarabileceğine inandı. Bizler de kendisine daima moral ve motivasyon sağlamaya çalıştık. Bu tür durumlarda umutsuzluk insanı direk etkiliyor. Özellikle çevresindekilerin yapamazsın, edemezsin gibi umutsuz yaklaşımı sağlık durumunu olumsuz etkilemektedir” şeklinde konuştu.