İş stresini tetikleyen faktörler
Stres durumlarında insanlarda hem bedensel hem psikolojik düzeyde bir dizi olaylar meydana geldiğini anlatan uzmanlar, özellikle çalışan insanları bu konuda dikkatli olmaları konusunda uyarıyor.
ABONE OLUzmanlar iş stresi konusunda işveren ve çalışanları uyarıyorlar. Günümüz iş hayatında, sadece Türkiye’de değil bütün dünyada, ekonomik koşulların ağırlaşması, rekabet şartlarının artması sonucu çalışanlardan beklentilerin yükseldiğini kaydeden uzmanlar, “İş hayatı, günümüzün insanın yaşamında önemli bir yer tutar.
Çalışanlarda, gerek kendi gerekse patronların beklentileri, insan iç dünyasında gerilimlere yol açar. Eğer söz konusu kişi bir işverense şirketinin geleceği, çalışanların uyumsuzluğu ve problemleri, alt yöneticilerin sorunları, finans ve yatırım planlamaları strese neden olur. İş verenlerin yüklendikleri stres, genelde çalışanlardan daha fazladır. Ama umumiyetle patron ve çalışanlar birbirini anlamazlar, kendi yüklendikleri stresi önemser, diğerininkini yok sayarlar” dedi.
İŞYERİNDE STRES BELİRTİLERİ
Stres durumlarında insanlarda hem bedensel hem psikolojik düzeyde bir dizi olaylar meydana geldiğini anlatan uzmanlar, başa çıkamadığı streslerin biriken ve yoğunlaşan etkileri sonucu davranış düzeyine yansıyan bazı belirtileri şöyle sıraladılar;
- İş kazalarının ve hataların artması
- Sigara ve içki içme eğiliminin artması,
- İşe odaklanamama ve görevlere gerektiğinde yoğunlaşamama
- Uyku bozukluğu
- Gelecek üzerine kaygıların artması,
- İşyerinde tartışma, öfke, düşmanlık ve kızgınlık dalgaları,
- Dayanışma eksikliği,
- Değersizlik, yetersizlik duyguları, güvensizlik “düşüncem bu” diyememe,
- Arkadaşlık ve dostluk ilişkilerinde aksamalar
- Alışılmıştan daha titiz veya işin gerektirdiğinden daha fazla kontrolsuz bir şekilde çalışmak
- O zamana kadar hiç önemsemediği bir takım sağlık sorunlarına birden yoğunlaşmak ve onları abartma eğilimi
- Patronlarına ve iş arkadaşlarına alışılmışın dışında farklı ve dengesiz davranmak
İŞ STRESİNİ TETİKLEYEN FAKTÖRLER
Uzmanlar iş stresini tetikliyen faktörleri ise şöyle açıkladılar;
“Çok fazla sorumluluk altında olmak, Fiziki görüntü ile ilgili endişeleri olmak, Mesleki ilerleme ile ilgili endişeleri olmak, İş tatminsizliği içinde olmak, Görev dağılımında adaletsizlik olduğunu düşünmek, Kendi üstündeki şeflerine güvensizlik Dinlenme ve eğlenceye ayıracak zamanın olmaması, Yapacak çok fazla şeyin olması, Birlikte çalıştığı ekipte uyumsuzluk İşle ilgili düşüncelerinde reddedilme korkusu, özel hayatla alakalı düzensizlikler Alınan ücret ve maaşlar konusunda kaygıların olması ve bu konuda yaşanan belirsizlikler.. İş yeri ortamında özellikle bayanlara yönelik gizli ya da belirgin cinsel, fiziksel ve psikolojik tacizlerin olması Yakın akraba ya da dostlarından birinin ciddi sağlık sorunları yaşaması
İŞ STRESİNDE KADIN VE ERKEK DAVRANIŞLARI
Yapılan araştırmalarda çalışan kadın ve erkeklerin stres tepkilerinde aşikar farklar olduğunu ve bu farkların çocukluk döneminde daha açık olarak gözlendiğinin ortaya konulduğunu dile getiren uzmanlar, “Erkeklerin iş stresinden kaynaklanan sebeplerin varlığı halinde; agresif bir yapıya girdikleri ve daha çok saldırganlık gösterdikleri, bunu karşılık kadınların ise stres karşısında kaygı ve çökkünlük gösterdikleri tesbit edilmiştir.
Kadınların strese karşı, psikolojik tepkileri daha yoğun buna karşılık fizyolojik tepkileri ise erkeklerden daha zayıftır. Bu yüzden stresin meydana getirdiği fizyolojik aşınma bayanlarda çok daha azdır. Buna karşılık stresin oluşturduğu psikolojik bilanço ise bayanlarda daha ağırdır. Bu nedenle ortalama ömür olarak bayanlar daha çok yaşarken, erkekler ise bayanlara göre daha az depresyon ve diğer ruhsal bozukluklar yaşarlar.
Şurası çok önemlidir ki; depresyon ve panik atak en çok çalışan bayanları vurur. Depresyon ve anksiyete bozuklukları, çalışan bayanlarda normalden 5 misli daha fazla görülmektedir. Bu çok önemli istatistiki bir analizdir. Sanırım bu sonuç, çok üzerinde durulması ve tartışılması gereken bir durumdur. Patronlar, bayan çalışanları ile ilgili herhangi bir ayrıcalık ve iltimas hissettirmeden bu hassas sonucu düşünerek hareket etmelidirler” diye konuştu.
STRESLE BAŞA ÇIKMANIN YOLLARI
Uzmanlar stresle başa çıkmanın yollarını ise şöyle açıkladılar; “Bir kere uzak gelecek üzerine plan yapmayın. Çünkü gelecek belirsizliklerle doludur. Uzun vadeli planlama, hayal kırıklığı ile sonuçlanabilir. Tabi bu noktada plansız programsız yaşayın da demiyoruz. Sadece uzun vadeli planlarınıza çok yoğunlaşmayın ve her zaman gerçekleşmeme ihtimalini de göz önünde bulundurun. Yapacağınız işleri önem sırasına göre derecelendirin ve en önemli işten başlangıç yapın. Zira önünüzde çok önemli bir iş varken, tali görevleri yapmak hem daha fazla stres oluşturur hem de hata ihtimalinizi arttırır.
Randevularınız arasında zaman bırakın, iki randevu arasında mutlaka olabilecek extra bir iş için bir zaman dilimi ayırın. Ayrıca bu uygulama bir randevunuz umduğunuzdan uzun sürerse, sizin bu konuyu stres yapmanıza engel olacaktır. Stresli işlerin organizasyonunu bir araya sıkıştırmayın. Örneğin işte yoğunsanız o gün arkadaşlarınızı davet etmeyin. Yapabileceğinizden daha fazlasını söz vermeyin. ‘’hayır’’ demeyi öğrenin.
İhtiyaç duyduğunuzda ailenizden ve arkadaşlarınızdan yardım isteyin. İyi bildiğiniz bir konu bile olsa şeflerinizle yada arkadaşlarınızla iştişare edin. Bu durum gözden kaçırdığınız bir hususu aklınıza getirebilir ve daha emin ve güvenli hareket etmenizi sağlar. Unutmayınız ki, patronlar işini çok iyi bildiğini düşünüp, danışma yapmayanları değil, işe çok hakim olmasa bile sürekli görüş alan elemanları daha çok tutarlar.
Patronları ya da şefleri bezdirme yapmadan sık sık danışma profiline sokarak onları onere edin. Bu hem şeflerle diyalogunuzun gelişmesini sağlar hem de yaptığınız işteki stres yoğunluğunu hafifletir. Eğer bir işverenseniz ve yönetiminizde bir çok insan varsa, onlara rahat çalışma imkanı sağlayın. Çalışanlarınızı yoğun elektronik cihazların bulunduğu odalara hapsetmeyin. Mümkünse bir yada bir kaç çalışana bir oda tahsis edin.
Çalışma ortamında bir çok elektronik cihazın olması iş ve işci sağlığı açısından da olumsuzluk ortaya çıkarır. Verimlilik düşer, çalışanlarda baş ağrısı, baş dönmesi, halsizlik, kırgınlık, odaklanamama gibi şikayetler baş gösterir. Böyle çalışma ortamlarında stres eşiği çok düşer, elemanların zorluklara karşı dayanıklılığı ve mücadele gücü çok azalır.
Çalışma ortamlarında hoş kokulu bir ya da bir kaç çicek bulundurun. Zira güzel kokuların, insan hayatında ki motivasyon gücü, tahmin edilenden de çok fazladır. Yapılan araştırmalar koklamaktan zevk aldığımız kokuların stres düzeyini çok düşürdüğünü saptamıştır. Limon, zambak, lavanta, mango kokuları hem, bağışıklık sistemini güçlendirirken hem de stresin fizyolojik ve psikolojik etkilerini tolere edilebilir bir düzeye getirir.”