Bel ve boyun fıtığında ameliyat son çare

Uzmanlar çağımızın hastalıklarından bel ve boyun fıtığında ameliyatın ilaçlardan sonra en son çare olarak düşünülmesi gerektiğini söylüyor.

ABONE OL
GİRİŞ 11.09.2011 13:31 GÜNCELLEME 11.09.2011 13:31 Sağlıkçı
Bel ve boyun fıtığında ameliyat son çare

Florence Nightingale Hastaneleri Nöroşirürji Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Cengiz Kuday, ''Bel ve boyun fıtığı'' rahatsızlıklarında istirahat, ilaç tedavisi ve fizik tedaviye rağmen şikayetler ortadan kalkmadığı takdirde ameliyatın, son çare olması gerektiğini kaydetti.

Kuday, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de son zamanlarda bel ve boyun ağrısı şikayetleriyle hastanelere başvuranların sayısının hızla arttığını belirterek, bu artışın ülkede daha önce yetersiz olan fizik tedavi rehabilitasyon hizmetlerinin gelişmesini sağladığını vurguladı.

Prof. Dr. Cengiz Kuday, bel ve boyun fıtığında ameliyatın en son çare olduğunu ifade ederek, ''Çok yaygın görülen bel ve boyun fıtığı, ağrı, kollarda ve bacakta uyuşma, güç kaybı gibi şikayetlere neden oluyor. Bel ve boyun fıtığında diğer tedavi metotları denenmeden hemen ameliyat olmaz. Hastanın bilmesi lazım ki her bel ve boyun fıtığı, ameliyata aday değildir. İlaç tedavisi, istirahat, fizik tedavi, spora rağmen şikayetler geçmiyorsa o zaman ameliyat edilmeli. En az üç ay beklenmeli'' ifadesini kullandı.

Prof. Dr. Kuday, hastaların gereksiz yere, ''Felç olursun, iktidarsız olursun, idrarını tutamazsın, gaytayı kontrol edemezsin, eğer boyundaysa boyundan aşağısı felç olur'' şeklinde korkutulduğunu işaret ederek, hastaların bu gibi uyarıları dikkate almaması gerektiğini belirtti.

Bel ve boyun fıtığının ameliyat sonrası tekrarlayabildiğini vurgulayan Kuday, ameliyat sonrası yüzde yüz iyileşme olmayabileceğini, rahatsızlıkların nüksedebileceğini, genç hastalarda ise hastalığın tekrarlama oranının yüzde 10-15 oranında daha fazla olduğunu kaydetti.

Prof.Dr. Cengiz Kuday, ancak tüm tedavi yöntemlerine rağmen, ilerleyen nörolojik bir bulgu olduğunda, ameliyatın gerektiğini dile getirerek, ''Eğer her türlü tedaviye rağmen, ilerleyen nörolojik bir bulgu olduğu takdirde, bel fıtığında 'lasek testi' denen ve hastanın bacağını 10 derece kaldırdığımızda ağrı hissediyorsa, verdiğimiz ağır ağrı kesicilere rağmen ağrı devam ediyorsa, başparmağında zayıflık varsa ameliyat gerekir. İdrar ve gayta kaçırıyorsa vakit kaybetmeden ameliyat yapmak lazımdır'' ifadesini kullandı.Bel ve boyun fıtığı ameliyatında pek çok tekniğin uygulandığını vurgulayan Prof. Dr. Cengiz Kuday, şöyle devam etti:

''Çok sayıda teknolojik yöntem var. Microdiskektomi ise en çok tercih edileni. Bunun dışında bu ameliyatlarda endoskopi ve lazer teknikleri kullanılıyor. Bunların pek çoğu microdiskektominin üstüne geçmez. Ayrıca her vakada endoskopik yapılamaz. Ama hiç yapılmayacak diye bir şey de yok. Endoskopik ameliyatların dezavantajları daha uzun sürmesi ve fıtığın tekrarlama oranının daha çok olması. Bu ameliyatlarda likör yırtığı oluyor, sızıntı olabiliyor, ameliyat alanını rahat göremiyorsunuz, komplikasyon oranı biraz daha fazla oluyor. Bu ameliyatlarda lazer kullanım yöntemi ise çoktandır bırakıldı. Fıtığa lazer veriliyor, fıtık küçülüyor, ama lazerin kontrol edilemeyen bir gücü var. Işını vereceğiniz odak noktayı geçip, diğer organları etkileyebiliyor.''

Kuday, bel ve boyun fıtığı ameliyatlarında ülkemizde gereksiz enstrüman kullanıldığını belirterek, bu oranın dünyada Türkiye ve Brezilya'da çok daha fazla olduğunu, ithal malzemelerin çok pahalı ve lüzumsuz kullanıldığına dikkat çekti.

KAYNAK : AA