"Türkiye'nin ileriye gitmesi için değişim şart"
EMRE AYVAZ / UĞUR SUBAŞI - Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, "Türkiye artık öyle bir noktaya geldi ki bu modelle bir şey yapamıyor. İleri hedeflerine ulaşabilmesi için bu yönetim anlayışının değişmesi gerekiyor" dedi.
ABONE OLElmas, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Avrupa Kalite Yönetim Vakfı (EFQM) tarafından yürütülen 2015 EFQM Avrupa Mükemmellik Ödülü'nü aldıklarını belirterek, üniversiteyi başarıya ulaştıran en önemli ana unsurun güçlü liderlik ve değişim odaklı yönetim anlayışı olduğunu söyledi.
Üniversitede uygulanan modelin başarısının sırrının sadelikte, katılımda, değişimde, yenilikçilikte ve rektörden öğrenciye kadar her bireyin liderliğinde olduğunu vurgulayan Elmas, "Bu modelin özünde dağınık ve gerçekleşmesi zor hedeflerde sadeleşmeye gidilmesi konusu barınıyor. Öncelikle temel hedefleri seçiyorsunuz. Üniversitelerin 200-300 ayrı hedefi vardı. Bu dağınıklık onların enerjisini heba etmelerine neden olmaktaydı. İlk yaptığımız bu hedefleri rafine etmek ve ana hedefleri belirlemek oldu. Hedefleri paydaşlarınızla birlikte belirlediğinizde insana değer katan değişimci, yenilikçi ve vizyoner liderlik anlayışıyla başarı ve hedeflere ulaşma zaten kendiliğinden geliyor" diye konuştu.
Dünyada üniversitelerde uygulanan stratejik yönetim modellerini sürekli olarak izlediklerini ifade eden Elmas, burada temel adımlarının aynı olduğunu ancak ülkelere göre farklılık gösterdiğini tespit ettik ve ana hatları evrensel olan kendilerine özgü bir model geliştirdiklerini kaydetti. Elmas, "Bize özgü bu modelin esası yeniyi ve geleneği bir arada düşünerek uygulamaktır" dedi.
Kazandıkları başarıların hiçbirinin rastgele kendiliğinden olmadığını söyleyen Elmas, "Bu başarının arkasında güçlü liderliğe dayalı bir yönetim modeli var. Bu yönetim sistemi, hedefe odaklanmanızı sağlıyor ve teferruatla, ayrıntıyla uğraşmıyoruz. Sistemlerin insan için kurulduğunu gözardı etmiyoruz" ifadelerini kullandı.
- "Üniversitemiz, evrensel anlayışla yönetiliyor"
Elmas, üniversitelerin değerlendirilmesinin üç kategoride yapıldığını anlatarak, birincisinin bölümlerin akredite edilmesi olduğunu, bölümlerinin yarısının bu yılın sonuna kadar akredite edileceğini dile getirdi.
İkincisinin üniversitelerin genel olarak değerlendirileceğini, bu bağlamda Avrupa Üniversiteler Birliği'nin değerlendirmesine başvuru yaptıklarını vurgulayarak, "Bu yıl içinde bu değerlendirme de yapılmış olacak. Bir de bütün bu çalışmaların yapılış biçimini, dünyadaki gelişmelere uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleyen, daha çok verimliliği, sonuç odaklılığı esas alan kalite süreçleri var. Özellikle son 1 ayda bu konuda birkaç tane ödül aldık. 85 bin öğrencisi ve 3 bin çalışanıyla büyük bir kurum olarak bu ödülü almamız büyük yankı uyandırdı. Hem üniversitemiz hem de ülkemiz adına gurur verici olan bu ödüller, kurum olarak bu evrensel kültürün içinde var olduğumuzun ve üniversitemizin evrensel bir yönetim mantığıyla yönetildiğinin tescilidir" şeklinde konuştu.
- "Türkiye hedefleri olan bir ülke"
Rektör Prof. Dr. Elmas, Türkiye'deki mevcut sistemin kurumların hedef ve sonuç odaklı çalışmasına çok fazla imkan vermediğine işaret ederek, Türkiye’nin güçlü bir liderlik sistemine gereksinim duyduğunu söyledi.
Türkiye'nin özellikle son yıllarda her alanda önemli mesafeler aldığını belirten Elmas, Türkiye'nin geldiği konumun artık daha büyük iddiaların kendiliğinden talep edilmesini gerektirdiğini, bu nedenle ülkeyi yönetenlerin 2023 ve daha sonrası için yeni hedefler belirlediğini dile getirdi.
Elmas, bu hedeflerin belirlenmesinin kendilerinin kalite sürecinde yapmak zorunda kaldıkları sadeleştirme çabasını içerdiğini bildirerek, "Böylece milletin enerjisi gereksiz ve dağınık hedeflerle heba edilmemektedir" değerlendirmesinde bulundu.
"Bir ülkenin açık ve sade hedefleri varsa gerçekten ilerlemek istiyor demektir" diyen Elmas, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yoksa ilerleme çabası dağınık hedefler arasında erir gider. Dolayısıyla ilerlemek istiyor ve hedefe ulaşmayı amaçlıyorsanız mevcut durumda buna engel olan mekanizmaların sadeleşerek ortadan kaldırılması gerekmektedir. Türkiye'nin geleceğini kurguladığı dünyada hedefleri büyüklük açısından ilk 10 ülke ekonomisine girme, bu yolda ihracatı artırma ve her alanda dünya ile rekabet edebilme ise daha statükocu sistemler için tasarlanmış mekanizmaların kaldırılması gerekmektedir."
Elmas, Türkiye'nin artık mevcut sistemle büyük atılım ve radikal bir dönüşüm yapmasının çok zor olduğunu anlatarak, hedeflerine ulaşabilmesi için bu yönetim anlayışının değişmesi gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin bir yönetimsel sistem değişikliği ile hedeflerine daha çabuk ulaşabileceğine dikkati çeken Elmas, "Türkiye artık öyle bir noktaya geldi ki bu modelle bir şey yapamıyor. İleri hedeflerine ulaşabilmesi için bu yönetim anlayışının değişmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Elmas, Türkiye'nin kendisine hedef koymuş bir ülke olduğunu belirterek, bu konuda iş yapanların, hedefi olanların, mevcut sistemlerle buraya ulaşılamayacağını gördüğünü dile getirdi.
O yüzden bu konuda sürekli bir değişim isteme çabaları bulunduğunu kaydeden Elmas, "(Bu sistemden memnunuz) dersek o zaman yol alamayız, bu açıkça görülmekte. Bu üniversiteler için de geçerli, işletmeler için de geçerli. Bir kurumun bir derdi, bir davası, bir hedefi, bir misyonu varsa ve bunu nasıl yapabilirim diye düşünmeye başladığında çözüm de kendiliğinden gelecektir fakat gerilim ortamlarında bu konuda sağlıklı ve düzeyli bir tartışma yapılmamakta, olayın kendisi unutulmakta ve sonuç alınamamaktadır" diye konuştu.
- "İsim önemli değil"
Türkiye'nin yeni modelinin isminden çok işlevinin önemli olduğuna değinen Elmas, "Türkiye'nin bir hedefi var. Bu hedefi gerçekleştirecek olan da Türkiye'nin en üst biriminden en alt birimine kadar tüm mekanizmaların uyum içinde hedefler için çalışmasıdır. Bunun için hızlı, sağlıklı ve kolay karar verip hedeflere ulaşabilen yeni bir sistemin mevcut sisteme işlevsellik kazandırılarak tasarlanması gerekmektedir. Bu değişimin ana fikri budur. Yoksa bunun adını ne koyduğunuz değildir" değerlendirmesinde bulundu.
Elmas, sistem tartışmalarının kişisellikten çıkarılması gerektiğini vurgulayarak, sistemsel değişimin bilimsel bir zorunluluk olduğuna işaret etti.
Türkiye'nin daha ileri hedeflere ulaşabilmesi için bu yönetsel değişimi yaşaması gerektiğini vurgulayan Elmas, şunları kaydetti:
"Bu tartışmayı Türkiye'nin hedeflerini göz önüne alarak yapabilseydik bilimsel anlamda değişime hayır diyecek olanlar çıkmayacaktı. Mesele kişiselleştiğinden aslında neyi tartıştığımızı da hatırlamakta zorlanıyoruz. Türkiye'nin sistemsel sorunları tabii ki uzmanları tarafından yeniden ele alınmalı ve kurgulanmalıdır. Bizim asıl vurgulamak istediğimiz üniversitede yaşanan yönetsel değişimin öğrettiklerini paylaşmaktır. Kurumsal değişim açısından bu kurumun üniversite, belediye, özel sektör ya da devlet kurumu olması sorunları ele alış tarzımızı değiştirmemektedir."
Elmas, bir kurumun ileri gitmek istiyorsa yeni yönetim modellerini kurgulamak ve uygulamak zorunda olduğunu dile getirerek, "Bu yeni modelin de ana eksenini liderlik ve onun etrafında oluşacak zincir halkaları gibi kuvvetli halkalar oluşturmaktadır. Yoksa dağınık anlayışlar, birbiriyle uzlaşmayan mekanizmalar ve birbirine tamamen ters oluşumlar işin içine girdiğinde hedefe ulaşmak zorlaşır ve gelişim yavaşlar. İnsanların ümidi ve enerjisi tükenebilir" diye konuştu.