Aşınan araç lastikleri kaza riskini artırıyor

Bayrakçeken, AA muhabirine, halk arasında "kabak" olarak bilinen, diş derinliği asgari limitin altındaki lastiklerin, aracın çekiş gücünün olmadığı tarafa takılmaması gerektiğini söyledi.

Yıpranan lastiklerin mutlaka yenileriyle değiştirilmesi gerektiğine dikkati çeken Bayrakçeken, "Diş derinliği az olan lastikler, özellikle önden çekişli taşıtlarda arkaya takılıyor. Bu, son derece tehlikeli. Çünkü arka lastikler yola tutunamamakta ve sürücü, aracın kontrolünü kaybedebilmektedir" dedi.

Bayrakçeken, lastiklerin görevinin, araç yükünü ve ağırlığını taşımak, çekiş, fren ve yönlendirme kuvvetlerini transfer etmek, yakıt tasarrufu için düşük sürtünmeye sahip olmak, farklı yol koşullarında yeterli kavrama ve az aşınma sağlamak, şeklini ve balansını uzun süre koruyabilmek olduğunu anlattı.

Lastiklerden, tüm yol koşullarında yola tutunma, sürekli, etkili ve konforlu sürüş özellikleri beklendiğini vurgulayan Bayrakçeken, "Sürücüler için çamurlu zeminler, suda kızaklamanın olduğu durumlardan çok daha tehlikelidir. Aşınan araç lastikleriyle çamurlu ve ıslak zeminlerde ölümcül kaza riski, kuru yollardan 4 kat daha fazladır" değerlendirmesinde bulundu.

"Diş dibi derinliğinde alt sınır yükseltilecek"

Bayrakçeken, araçlarda kullanılan yeni lastiklerin diş derinliklerinin yaklaşık 8 milimetre olduğu bilgisini vererek, güvenli bir sürüş için 3-4 milimetre altına inince lastiğin mutlaka değiştirilmesi gerektiğini anlattı.

Değiştirmek için alt sınırın, yaz lastiklerinde 3, kış lastiklerde 4 milimetre olduğuna işaret eden Bayrakçeken, şöyle konuştu:

"Diş dibi derinliği azaldıkça lastik, üzerine gelen suyu boşaltamaz ve yolla teması kesilebilir. Ayrıca direksiyon hakimiyeti de yeni bir lastiğe göre 6-7 kat azalmaktadır. Türkiye'de diş dibi derinliği, fenni muayene istasyonlarında ölçülmekte ve yasal sınır olan 1,6 milimetrenin üzerinde olduğu kontrol edilmektedir. Birçok Avrupa ülkesinde ise diş dibi derinliği alt sınırı 3 milimetredir. Türkiye'de de bu değerin geçerli olması için birtakım çalışmalar yürütülüyor."

"Lastikler sadece taşıtı değil, hayatımızı da kaydırabilir"

Bayrakçeken, lastik basıncının, sürüş emniyetinin yanında yakıt ekonomisini de doğrudan etkilediğini ifade etti.

Burada 0,3 barlık basınç kaybının bile lastiğin ömrünü yüzde 25'e yakın kısaltabildiğini belirten Bayrakçeken, aracın hızının da önemli olduğunu vurguladı.

Bayrakçeken, saatte 120 kilometreyle giden bir araçtaki lastiklerin, 70 kilometreyle seyreden araca göre iki kat daha fazla aşındığını bildirerek, şunları kaydetti:

"Hava basıncı yüzde 20 azaltılmış bir lastik, normal basınçtaki bir lastiğe göre yüzde 25 daha fazla aşınma performansı göstermektedir. Patlamayan lastik üzerinde firmalar çok ciddi anlamda yoğun çalışıyorlar. Yakın bir gelecekte bunları yollarda göreceğiz. Lastiğimiz patladığında, yanaklarını güçlendirerek lastiğin değiştirmeden uzun süre gitmesini veya tamir servis istasyonuna ulaşıncaya kadar gitmesini sağlıyoruz. Lastikler sadece taşıtı değil, hayatımızı da kaydırabilir."