Erzincan'ın ata yadigarı asırlık su değirmenleri

Erzincan'ın UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Erzincan'ın Kemaliye ilçesindeki su değirmenleri, 300 yıldır tarihe meydan okuyor.

ABONE OL
GİRİŞ 11.07.2021 17:39 GÜNCELLEME 11.07.2021 17:39 SEYAHAT
Erzincan'ın ata yadigarı asırlık su değirmenleri

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Erzincan'ın Kemaliye ilçesinde yaklaşık 300 yıllık su değirmeninde 25 yıldır buğday öğüten Faruk Sağçolak, gelişen teknoloji ve un sanayisine rağmen mesleğini atalarından öğrendiği şekilde sürdürmenin mutluluğunu yaşıyor.

Kemaliye'de yaşayan 52 yaşındaki Faruk Sağçolak, yöre halkının yetiştirdiği mahsulleri geleneksel yöntemlerle değirmende öğütüyor. Yaklaşık 300 yıllık değirmende çarkların durmaması için çalışan Sağçolak, organik buğdaylardan öğüttüğü unlarıyla ilgi görüyor.
Su değirmeni, ilçeye gelen turistlerin de ilgisini çekiyor. Değirmenci Sağçolak, AA muhabirine, mesleğini çok sevdiğini, son nefesine kadar su değirmenini işleteceğini söyledi.

Kendisinden sonra da dede yadigarı olan mirası yaşatmak için bir çırak yetiştirmeyi hedeflediğini ifade eden Sağçolak, "Atalardan, dedelerden gelen ve daha sonra bizim devam ettirdiğimiz su değirmenimizde bu yörenin buğdaylarını un haline getiriyoruz. Dedelerimizden, atalarımızdan ne gördüysek aynı şekilde yapıyoruz." dedi.

Kargoyla farklı şehirlere de un gönderdiğini ifade eden Sağçolak, şöyle konuştu "Un yapımında kullandığım ürünler tamamen doğal buğdaydan, hatta ıslah görmemiş yerel buğdayları tercih ediyoruz. Bunun yanında tam buğday unu, mercimek unu, arpa unu gibi çeşitli unları da burada çıkarıyoruz. Unun kalitesi fabrika unlarının kalitesiyle kıyaslandığında aynı. Buğdayı taşın tam ortasına gelecek şekilde hazneye koyuyorsunuz ve buradan dökülüyor, alt taraftan da un olarak çıkıyor. Eleme kepeğini ayırma gibi bir durumumuz yok. Buğday kaliteliyse un da kaliteli olur."

"UNDA 'KARINCA AYAĞI' ÖLÇÜSÜ

Sağçolak, su değirmeninde un üretmenin kolay bir iş olmadığını belirterek, değirmenin çalışma yöntemini şöyle anlattı "Arka taraftan gelen su, çarkları döndürüyor. Su, taşların sistemini döndürüyor. Eskiden fırıncılarımızda bu un meşhurdu, gelip una bakarlardı. Un, 'karınca ayağı' olacak ki ekmek çıksın. Ne çok ince, ne de çok kalın olmalı. Bu değirmen sadece un üretmiyor. Aynı zamanda bu yöreye gelen turistler de bu mekanı geziyor. Bu yörenin Kemaliye'nin son değirmenini dışarıdan gezmeye gelen turistler de çok tercih ediyor, buradan un alıyorlar. Götürüp kendi memleketlerinde afiyetle pastalarda böreklerde kullanıyorlar."

KAYNAK : AA