Van Gölü'nde büyük keşif! Uzayda hissi veriyor
Dünyanın en büyük sodalı gölü, Türkiye'nin en büyük gölü olma özelliğini taşıyan Van Gölü'nde keşfedilen mikrobiyalitler, uzayda bir gezegende hissi veriyor.
ABONE OLDünyanın en büyük sodalı gölü, Türkiye'nin en büyük gölü olma özelliğini taşıyan Van Gölü'nde yeni mikrobiyalitler keşfedildi. Bir süre önce 18 metre civarında dünyanın en büyük mikrobiyalitinin tespit edildiği Van Gölü'nün Bitlis’in Adilcevaz kısmında yeni bir keşfe imza atıldı. Adilcevaz Kültür, Sanat ve Turizm Derneği Başkanı Cumali Birol’un araştırmaları sayesinde keşfedilen mikrobiyalitler belgeselci Ali Ethem Keskin tarafından görüntülendi.
Göle bir dalış gerçekleştiren Birol ile Keskin, mikrobiyalitlerin oluşturduğu görüntünün uzayı andırdığını belirtti. Adilcevaz kıyı şeridinden Van Gölü'ne dalan Birol ile Keskin, mikrobiyalitlerin 1 ile 6 metrede derinlikte görüldüğünü ifade ettil Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, mikrobiyalitler hakkında araştırmalarına devam ederek, dünyanın en büyük mikrobiyalitlerinin Van Gölü'nde olduğunu kaydetti.
Yerin altında 30-40 metre boyunda ağaç gibi yapılar düşünün dünyanın en büyük mikrobiyalitleri Van Gölü’nde
Gazetecilere açıklamalarda bulunan Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, “Van Gölü 3 bin 712 kilometrekarelik yüz ölçümü ile Marmara Denizi’nin 3’te 1’i büyüklüğünde devasa bir ekosistem. Kapalı bir göl olması ve ekstrem su kalitesi ile beraber dünyanın belki de en eşsiz ekosistemlerinin başında gelmektedir. Göldeki pH seviyesi 9.8 civarlarında yani göl suyu alkalik karakterde. Göl tabanından çıkan tatlı sularla birleşen alkalik karakterdeki su çökermeyi oluşturuyor. Burada siyona bakteriler faaliyete geçiyor ve sonuçta dünyanın en büyük mikrobiyalitleri meydana geliyor. Yani yerin altında 30-40 metre boyunda ağaç gibi yapılar düşünün dünyanın en büyük mikrobiyalitleri Van Gölü’nde. Van Gölü dalış severler açısından bulunmaz en bakir alanlardan birisini oluşturuyor ve dalış severlerin farklı yapılar görmek istedikleri ender ekosistemlerin başında geliyor. Uzun yıllardır Van Gölü’nün bu güzelliklerini ortaya çıkarmak için dalış ekibimizle beraber dalışlar gerçekleştirmekteyiz. İşte şu anda bulunduğumuz Adilcevaz’ın hemen kıyısındaki devasa mikrobiyalit alanda açığa çıkmayı bekleyen gizemli alanlardan birisi. Sizinle paylaşacağımız görüntülerde göreceğiniz gibi suyun altında inanılmaz bir güzellik var. Bu güzelliği görmek için ülkemizdeki dalış severleri Van Gölüne bekliyoruz” dedi.
"MİKROBİYALİTLER TURİZM İÇİN DE GÜZEL BİR KATKI SAĞLAYACAKTIR"
Televizyon ve dergi için belgesel çekimleri yapan Ali Ethem Keskin, buradaki mikrobiyalitlerin çok farklı olduğunu ifade ederek, "Sanki uzayda bir gezegende gibisiniz hissini veriyor. Ben belgesel yapımcısıyım. Televizyon ve dergi için çekimler yapıyorum. Bugün Adilcevaz Kültür, Sanat ve Turizm Derneği’nin davetlisi olarak geldim. Bugün dalış yaptığımız bölge daha önce bulunmayan bir tür mikrobiyalitleri görüntülemek için suya girdik. Muhteşem görüntüler aldık. Diğer birçok bölgelerde dalışlarda yaptım ama burası kadar güzel değil. Buradaki mikrobiyalitler çok farklı sanki uzayda bir gezegende gibisiniz hissini veriyor. Onun için çok güzel görüntüler aldık. İnşallah ileride özellikle su altı fotoğrafı veya su altında film çekmek isteyen hobi yapan kişiler için çok güzel bir yer olacak burası. İnşallah turizm içinde güzel bir katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum. 1 metreden başlayarak 6 metre derinliğe kadar gittik. 8 metreye kadar devam ediyor sıra sıra halinde. Bir sıra mikrobiyalitten sonra arkasında kumluk bir bölge var ve devamında kademe kademe gidiyor. Dipten gelen tatlı suyun içindeki kirecin gölün içinde bulunan soda ile birleşmesiyle oluşan dolayısıyla tatlı suların bulunduğu yerlerde oluyor. Dip oldukça berraktı çünkü mikrobiyalitlerin olduğu bölgelerde tatlı su çıkışı var. Van Gölü çok sodalı bir göl. Dipten gelen tatlısu kaynaklarında da kalsiyum var. Kalsiyum ve soda birleşince kalsiyum karbonat olarak kireç taşı yapısıyla çöküyor. Bu çökelti de dipte yüzyıllarca süren bir süreç içinde bu mikrobiyalitlerin aynen mercanların oluştuğu gibi, mağaralardaki sarkıt ve dikitlerin oluşması gibi bu mikrobiyalitler oluşuyor” dedi.
Van Gölü halen keşfedilmeye halen üzerinde çalışılması gereken büyük bir efsane
Van Gölü'nde gizemini koruyan birçok faaliyetin olduğunu ifade eden Adilcevaz Kültür, Sanat ve Turizm Derneği Başkanı Cumali Birol, “Bugün Adilcevaz’da çok keyifli bir dalış gerçekleştirdik. Ali Ethem Keskin hocamızla yaklaşık bir haftadır birçok çekimler yaptık. Bugünde Adilcevaz’da farklı bir mikrobiyalit türüne rastladık. Bu da Ali hocamıza nasip oldu. Van Gölü’nde gizemini koruyan birçok faaliyetler var. Henüz keşfedilmemiş birçok eser var. Daha doğrusu Van Gölü gizemini koruyor. Daha farklı alanlarda çalışmalarımız var. Kanuni Sultan Süleyman'ın İran seferine gönderdiği yeni çeriler için Tatvan’da 3 tane kadırganın yapıldığını ve bu kadırganın ufakta olsa bir izine rastladık. Bunu da sizinle önümüzdeki zamanlarda paylaşacağız. Çalışmalarımız halen devam ediyor. Van Gölü’ne kadar emek ve çaba sarf edersek azdır diye düşünüyoruz. Bugün hakikaten yeni keşfettiğimiz farklı bir mikrobiyalit türü de ortaya çıkmış oldu. Buda şunu gösteriyor 3 ayrı türe rastlamış olduk. Daha önceden 2 tür vardı. Bunların birisi peri bacası dediğimiz türden, diğerleri de tatlı su çıkışının unsurundan kaynaklı olduğu yerler vardı. Bugünde daha farklı bir türe rastladık. Buda şunu gösteriyor demek ki Van Gölü halen keşfedilmeye, halen üzerinde çalışılması gereken büyük bir efsane bir göl. Bu gölede sahip çıkmamız lazım diye düşünüyoruz. Bugünde 8 Ağustos Bitlis’in kurtuluşuydu. Dalışımızı da Bitlis’in kurtuluşuna bizler armağan ediyoruz. İnşallah ileriki tarihlerde farklı dalışlarımız ve çalışmalarımız olacaktır. Bugün yeni keşfettiğimiz mikrobiyalitler daha önce karada bulduğumuz mikrobiyalitlere benziyor fakat biraz daha böyle kılıca benzer ucu sivri yapılar var. Onun dışında farklı farklı kesitler var. Üstü kapalı olan içi boş olan kesimler var. İlk defa bu alanda rastladık bu da şunu gösteriyor. Tatlı sunun herhalde kireç oranıyla kalsiyumla alakalı bir unsur olması gerek. Hocalarımız bu araştırmayı yapıktan sonra daha net bir bilgiye sahip olacağız diye düşünüyorum” dedi.