Avrupa’nın ‘İpekyolu’na Türk imzası

Cengiz İnşaat Yurt Dışı Projeler Direktörü Utku Gök, “Avrupa Birliği’nin İpek Yolu” olarak adlandırılan C-5 otoyoluna ilişkin, “Yabancı yatırımcılar Bosna’ya geliyor. Otoyolun tamamlanması ile birlikte toplam yatırım miktarı 6,6 milyar doları buldu. Bu yatırımlar bankacılık, tarım, orta ve hafif ölçekli sanayi yatırımlarını kapsıyor.” dedi.

Avrupa’nın kuzeyini güneyine bağlayan, “Avrupa Birliği’nin İpek Yolu” olarak adlandırılan ve Budapeşte’den Adriyatik Denizine inen otoyolu Cengiz İnşaat tamamladı.

Yaklaşık 100 kilometrelik otoyolun 20 kilometresini 355 milyon avroluk yatırım ile söz verilen zamandan 3 ay önce tamamlayan Cengiz İnşaat, böylelikle Bosna Hersek’in gelişmesi ve kalkınması için 6,6 milyar dolarlık yatırımın gelmesine de katkı sağladı.

Otoyol çalışmalarına ilişkin düzenlenen toplantıda konuşan Cengiz İnşaat Yurt Dışı Projeler Direktörü Gök, 2 yıl gibi bir sürede 20 kilometrelik otoyolu teslim ettiklerini belirterek, bunun Avrupa ve Balkanlar için önemli bir süre olduğunu kaydetti.

Gök, Avrupa’nın kuzeyi ve güneyini birbirine bağlarken doğu ve batı koridorunu da tamamlayan C-5 otoyolunun hem ekonomik hem de stratejik önemi olduğunu anlatarak, “Bizim için çok önemli olan iki şey daha var. Bunlardan biri dünyanın en büyük acılarının yaşandığı Bosna’nın ekonomik olarak ayağa kalkması, diğeri de Türk müteahhitlerinin gücünün Avrupa’da kabul edilmesi.” diye konuştu.

Otoyolun ihalelerinin 3 ayrı etaptan oluştuğunu ve 3’ü için de ayrı ihalelere çıkıldığını ifade eden Gök, sözlerine şöyle devam etti:

“Cengiz İnşaat olarak Bulgaristan’da yaptığımız otoyol projesi incelendikten sonra yeterlilik belgesi alan tek Türk firma olarak ihaleye katıldık. Bu ihalede Avrupa’nın dev firmalarıyla yarıştık. Üç ihaleyi de biz kazandık. 369 milyon avro tutarındaki işi, bütçesinin altında 355 milyon avroya bitirdik. Macaristan’ın başkenti Budapeşte’den başlayan otoyol, Bosna sınırlarından da geçerek Adriyatik kıyısına kadar iniyor. Otoyolun 360 kilometresi Bosna’dan geçiyor. Biz Cengiz İnşaat olarak bunun 20 kilometresini tamamladık. Bu 20 kilometrenin 5 kilometresi ise tünellerden oluşuyor. Avrupa’nın en uzun tünellerinden birini inşa ettik. Burada Yunanistan’dan başlayıp İtalya’ya kadar uzanan otoyol ile birleşiyor.”

“(İşin hızı) Avrupalılar çok şaşırdı”

Gök, ihale tamamlanıp iş başladıktan sonra finansmanı aldıkları Avrupa Yatırım Bankası’nın oluşturduğu komisyonun işin devamına şaşırdığını anlatarak, “Çok hızlı bir başlangıç yaptık. Hak ediş istiyoruz, para geliyor. İş hızlı gittiği için tekrar para istiyoruz. Gelip kontrol etmek zorunda kaldılar. Çok şaşırdılar. 'Bu kadar hızlı devam eden bir işle karşılaşmadık' dediler. Daha sonra Avrupalılar bizim çalışma hızımıza alıştılar ve hak edişlerimizi göndermeye devam ettiler.” dedi.

Otoyolun inşaatı süresince bin 800 kişinin istihdam edildiğini belirten Gök, çalışanların yarısının Türk, diğer yarısının ise Boşnaklardan oluştuğunu, ülke ekonomisine bu şekilde de katkı sağlamaya çalıştıklarını söyledi.

Gök, otoyol tamamlandıktan sonra “Bosna’da neler değişiyor?” diye baktıklarını aktararak, “Yabancı yatırımcılar Bosna’ya geliyor. Otoyolun tamamlanması ile birlikte toplam yatırım miktarı 6,6 milyar doları buldu. Bu yatırımlar bankacılık, tarım, orta ve hafif ölçekli sanayi yatırımlarını kapsıyor.” şeklinde konuştu.

Balkanlarda yeni yatırımların gündemde olduğunu vurgulayan Gök, yaptıkları işlerdeki referanslar dolayısıyla kendilerine Hırvatistan, Slovenya’dan ihaleye katılma taleplerinin geldiğini dile getirdi.

“Otoyolun 20 kilometresini sadece 2 yılda tamamladık”

Gök, otoyolda uzaktan sürekli görüntülü kontrol sistemlerinin bulunduğunu belirterek, otoyol ve tünellerde Avrupa’daki standartları uyguladıklarını kaydetti.

Avrupa’da akıllı otoyol teknolojisini uygulayan ilk Türk firma olduklarına işaret eden Gök, otoyolun 70 kilometresinin 20 yılda yapıldığına, geri kalan 20 kilometresini ise kendilerinin sadece 2 yılda tamamladıklarına, ihaleyi diğer firmaların kazanması halinde 5 yıldan önce bitiremeyeceğine dikkati çekti.

Gök, Türk firması olarak Saraybosna’da hiçbir yabancılık çekmediklerini ifade ederek, gerçekten kendilerine Boşnakların yardımlarının olduğunu, ayrıca kültürler ve halkların birbirine çok benzediğini dile getirdi.