Akdoğan: Türkiye enayi mi?
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Bombardıman yapanlara 'bombardımanı durdurun' diyemeyenler, 'göç dalgasını durdurun' diyorlar" dedi.
ABONE OLBaşbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Cenevre'deki Suriye müzakerelerine ilişkin, "Bombardıman yapanlara 'bombardımanı durdurun' diyemeyenler, 'göç dalgasını durdurun' diyorlar. Peki onlar durmadan sonuç ortadan kalkar mı? Göç dalgası durur mu? Sizin bir gücünüz varsa, sözünüzün bir ciddiyeti varsa o zulmü yapanlara 'dur' deyin" dedi.
Akdoğan, JW Marriott Otel'de düzenlenen "Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) 2016 Mali Destek Programları Tanıtım Toplantısı"ndaki konuşmasında, Türkiye'nin yumuşak gücünü temsil eden yeni kurumlar ile insani, kültürel, kamu diplomasisi konusunda yoğun çalışmalar yürütüldüğünü belirtti.
TİKA, YTB, AFAD gibi kurumların Türkiye'nin son dönemde bölgesel aktör olmasında etkili olduğunu dile getiren Akdoğan, dünyanın küresel krizlerle boğuştuğunu, bunların aslında insani krizler olduğunu vurguladı. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının 2010'da kurulduğunu ve çok hızlı mesafe aldığını dile getiren Akdoğan, kurumun yurt dışında yaşayan vatandaşların meselelerinin yanı sıra akraba ve soydaş topluluklarla ilgilendiğini ve uluslararası öğrencilere yönelik birtakım çalışmalar yaptığını söyledi. Akdoğan, Türkiye burslarının uluslararası bir marka haline geldiğini ve 182 ülkeye ulaştığını bildirdi.
Yurt dışında yaşayan vatandaşların ayrımcılıkla, yabancı düşmanlığıyla, hak ihlalleri ile karşı karşıya olduğunu kaydeden Akdoğan, "Birçok Avrupa ülkesinde evleri kundaklanabiliyor, camiler yakılabiliyor, İslamofobi, yabancı düşmanlığı... Bunlar son dönemde artıyor. Vatandaşlarımız bunlarla da uğraşmak zorunda kalabiliyor" dedi.
İNSANİ YARDIMDA İLK SIRALARDAYIZ
Türkiye'nin bir dönem içe kapandığını, dışarıdaki değerlerini unuttuğunu belirten Akdoğan, "Osmanlı, Açe'ye yardım göndermiş. Myanmar'da bizim şehitliğimiz var. Geçen Sırbistan'a gittik. 30 bin insanımız şehit olmuş. Şimdi biz nasıl buraya sırtımızı dönebiliriz, 30 bin insanımız yatıyor. Elbette onlara kucağımızı açacağız, oralarla gönül bağımızı devam ettireceğiz. Dünyada bizimle hiç ilişkisi olmayan yerlere de elimizi uzatıyoruz. Deprem oluyor, ilk Türk STK'ları oraya elini uzatıyor veya AFAD gidiyor. İlla Müslüman, Türk, bizimle tarihi bağı olsun değil, dünyanın neresinde bir mazlum varsa onlara da elimizi uzatmaya çalışıyoruz. Bunda garipsenecek bir şey yok. İnsan olmanın gereği budur" şeklinde konuştu. Akdoğan, 2015 yılı itibariyle 155 ülkeden 15 bini aşkın öğrenciye burs verdiklerini açıkladı. Türkiye'nin insani yardımda dünyada ilk sıralarda yer aldığını hatırlatan Akdoğan, sivil toplum örgütleriyle gerçekleştirdikleri dayanışmanın önemine değindi.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, STK'ların temsilcilerinden 900 kişiye "Kapasite Geliştirme Eğitimleri" adı altında idari destek verildiğini, 70'in üzerinde ülkede 800'e yakın proje desteklenerek başvuru sahiplerine 70 milyon lira üzerinde mali destek sağlandığını açıkladı. Bu desteklerin artarak devam edeceğini belirten Akdoğan, bu yıl bir önceki yıla göre program çeşitliliği arttırılarak 19 farklı mali destek programının ilan edildiğini söyledi.
"EN ÇOK TÜRKİYE KAYIP VERDİ, BUNUNLA MÜCADELE EDİYOR"
Büyük bir çalkantının yaşandığını, Suriye’nin bir bataklığa dönüştüğünü ifade eden Akdoğan, "dirayetsiz yönetimlerin yanlış politikalarıyla kangren olmuş bir sorun yaşandığını" söyledi.
Akdoğan, bu sorunun en büyük mağdurlarından birinin Türkiye olduğunu ifade ederek, " Suriye terör örgütlerinin antrenman alanı haline geldiği için Türkiye güvenlik açısından birtakım risklerle karşı karşıya. İsmi sayılan terör örgütleri DEAŞ başta olmak üzere Türkiye'nin canını yaktı. En çok Türkiye kayıp verdi, bununla mücadele ediyor" dedi.
Rusya'nın bölgeye müdahil olmasıyla sorunun içinden çıkılmaz hale geldiğine işaret eden Akdoğan, Esed'in yüz binlerce insanı katlettiğini, Rusya'nın da bu zulme ortak olduğunu bildirdi.
Akdoğan, "Adeta birbirleriyle yarışıyorlar, kan onların da üzerine sıçramış durumda. Bombardımanlar devam ediyor. Kimlerin, hangi insanların üzerine bombalar düşüyor. Teröristlerin mi? Yüzde 5'i bile onların üzerine düşmüyor. Orada ölen insanlar siviller, masumlar. Hastaneler, okullar vuruluyor" diye konuştu.
"Bombalar yağarken, katliamlar sürerken, insanlar ölürken bir taraftan da bir tiyatro sergilendiğini" anlatan Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cenevre'de güya müzakereler yapılacak. Peki katliamlar sürerken nasıl masa kurulacak, silahlar susmadan nasıl müzakere yapılacak? Bunların hepsi bir kandırmaca şeklinde ortaya çıkıyor. Bombardıman yapanlara 'bombardımanı durdurun' diyemeyenler, 'göç dalgasını durdurun' diyorlar. Peki onlar durmadan sonuç ortadan kalkar mı? Göç dalgası durur mu? Sizin bir gücünüz varsa, sözünüzün bir ciddiyeti varsa o zulmü yapanlara 'dur' deyin. Yoksa Türkiye'ye dönüp 'aman bu göçmenleri geçirmeyin' demenin tutarlı bir tarafı var mı? Bir taraftan diyorlar ki 'sınırlarınızı açın herkesi alın' , öbür taraftan da diyorlar ki 'sınırları kapatın kimseyi geçirmeyin.' Sınırları açıp herkesi alacağız, sınırları kapatıp kimseyi geçirmeyeceğiz. Türkiye enayi mi? Dünyanın akıllısı sizsiniz, Türkiye de bütün ne kadar yük varsa çekecek. On kişi alınca bağırmaya başladılar. Türkiye'ye akıl veriyorlar. Daha üç kuruş para vermeden dilleri çözüldü konuşuyorlar. 'Aman bunları alın bu insanlığın gereğidir vicdanlı olmanın gereğidir.' Peki vicdan sadece bizde mi var? Vicdanlı ve insan olmak sadece bizim üzerimize mi yükümlülük? Sizin böyle bir sorumluluğunuz yok mu? Siz niye almıyorsunuz, ne yapıyorsunuz?"