Bülent Ecevit'in günah karnesi

Türkiye’nin iç ve dış politikasına yıllarca yön veren Bülent Ecevit'in ölümünün ardından Karaoğlan'ın günah karnesini Vakit hazırladı. Muhafazakar kesim Ecevit'i neden sevemedi?

ABONE OL
GİRİŞ 07.11.2006 10:20 GÜNCELLEME 07.11.2006 10:20 SİYASET
Bülent Ecevit'in günah karnesi

Başörtülü milletvekili Merve Kavakçı’ya karşı TBMM’de yaptığı antidemokratik hareketiyle hafızalarda yer edinen Ecevit’in iktidarda olduğu dönemlerde toplum; yoksulluk, ekonomik kriz ve yasaklarla boğuşmak zorunda kaldı. Son olarak Danıştay’a yapılan saldırıda da laiklik vurgusu yapan Ecevit; ABD Başkanı Bill Clinton karşısındaki görüntüsü, Kıbrıs çıkarmasında siyasi davranışı, Sezer’e fırlatılan kitapçık olayı, İHL’lerin kapatılması, Güneş Motel’deki milletvekili transferi ile hiç unutulmayacak. Ecevit’in siyasi hayatı boyunca yaptığı hatalar, kamuoyunda tanındığı özelliklerinin tam tersi bir hayat sürdüğünü gösteriyordu.

- 28 Mayıs 1925 tarihinde İstanbul’da doğdu.
- CHP Ankara Milletvekili olarak 27 Ekim 1957’de TBMM’ye girdi.
- 1961-1965 arasında İnönü hükümetlerinde Çalışma Bakanı olarak görev yaptı.
- 14 Mayıs 1972’de toplanan özel kurultayda, Ecevit, CHP Genel Başkanlığı’na seçildi.
- CHP-MSP koalisyonu ile Bülent Ecevit, 6 Şubat 1974’te ilk defa Başbakanlık koltuğuna oturdu.
- Kıbrıs harekâtından hemen sonra 18 Eylül 1974 tarihinde istifa ederek koalisyon hükümetini bozdu.
- 5 Haziran 1977’de yapılan genel seçimlerde yüzde 41.4 oy oranı ile 213 milletvekili çıkardı.
- 12 Eylül 1980’de darbe olunca, gece saat 03.00’te evinden alındı.
- 3 Aralık 1981’de girdiği cezaevinden 2 Şubat 1982 tarihinde çıktı.
- 1989 yılında yapılan olağanüstü kurultayda resmen DSP’nin Genel Başkanı seçildi.
- 20 Ekim 1991’de Zonguldak Milletvekili olarak TBMM’ye girdi.
- 24 Aralık 1995 tarihinde yapılan erken genel seçimde 76 milletvekili çıkardı.
- 18 Nisan 1999’da yapılan seçimlerden yüzde 21.71 oy oranıyla birinci parti çıktı.
- 28 Mayıs 1999’da kurulan DSP-MHP-ANAP koalisyonunda yeniden başbakan oldu.
- 19 Şubat 2001’de gözlerinin önünde Sezer’e Anayasa kitapçığı fırlatıldı.
- 3 Kasım 2002’de yapılan erken genel seçimlerde yüzde 1.22 oy alarak büyük bir hezimet yaşadı.
- 1954 yılında girdiği aktif siyaseti, 25 Temmuz 2004 tarihinde bıraktı.

AMERİKAN KOLEJİ’NDEN MEZUN OLDU

25 Temmuz 2004 yılında aktif siyaseti bırakan Ecevit, bir şeyh torunu olmasına rağmen, icraatlarıyla dedesine saygı gösteren kesimi rahatsız eden politikalarıyla gündemde kaldı. 28 Mayıs 1925 tarihinde İstanbul’da doğan Ecevit, Robert Koleji mezunu. Romantik bir insan olması sebebiyle üniversite okuyamadı. Kolejde öğrendiği İngilizce ile Basın-Yayın Genel Müdürlüğü’nde İngilizce çevirmen olarak çalıştı. 1946 yılında Rahşan Hanım’la hayatını bileştiren Ecevit, Londra’ya gitti. 1950 yılında Türkiye’ye dönen Ecevit, CHP’nin yayın organı Ulus’ta yazılar yazdı. Siyasete atılmayı o yıllarda kafasına koyan Ecevit, ABD’ye giderek çeşitli gazetelerde çalıştı. Türkiye’de ABD karşıtı ve solcu olarak kendisini tanıtarak “Karaoğlan” lakabını kullanan Ecevit, 1957 yılında Rockefeller bursuyla ABD’ye gitti. 8 ay Harvard Üniversitesi’nde çalıştı.

CHP’Lİ ECEVİT GÖREV BAŞINDA
CHP’nin mal varlığına el konulup, Ulus gazetesinin kapatılmasına tepki gösteren Ecevit, 1954 yılında CHP Çankaya Gençlik Ocağı’na üye oldu. 27 Ekim 1957 yılında Ankara Milletvekili olarak TBMM’ye giren Ecevit, 1961-1965 yılları arasında İnönü hükümetinin Çalışma Bakanı olarak görev yaptı. 18 Ekim 1966 yılındaki CHP’nin 18. Kurultayı’nda Genel Sekreter oldu.

İSMET İNÖNÜ’DEN BAŞKANLIĞI ALDI

Ecevit, CHP’ye katıldığı ilk günden beri İnönü ile rekabet içine girdi. Nitekim CHP’nin 1972’deki 5. Olağanüstü Kongresi’nde Ecevit yanlısı parti meclisi güven oyu alamadı. İsmet İnönü istifa etti. Partinin genel başkanlığına Bülent Ecevit geçti. 14 Mayıs 1972’de çok sevdiği CHP Genel Başkanlık koltuğuna oturan Ecevit’in önü açıldı.

KIBRIS HAREKÂTINI RANTA ÇEVİRDİ

Çeşitli çevreler tarafından “Kıbrıs Fatihi” olarak lanse edilen Ecevit, aslında Kıbrıs harekâtının tam olarak sonuçlanmasına engel olan bir siyasetçi. Ecevit’in siyasi hırs ve Kıbrıs çıkarmasını siyasi ranta çevirme düşüncesi bu başarısızlığın en önemli sebebi olarak gösterildi. Kıbrıs Barış Harekâtı sıcaklığını korurken; Ecevit, 18 Eylül 1974 tarihinde istifa ederek ülkeyi seçime götürdü. Amacı tek başına iktidar olmaktı. Ecevit’in Kıbrıs politikasında birçok hatası oldu. Hükümet ortağı MSP lideri Necmettin Erbakan, adada iki devlet modeli olmasını isterken; Ecevit, federal yapıda ısrar ederek kanton usulü uygulanmasını istedi. Ecevit, savaş sırasında ABD’de okurken öğrencisi olduğu ABD Dışişleri Bakanı Kissinger’in etkisinde kaldı. ABD’nin empoze ettiği çözümleri Kıbrıs’ta uygulamaya çalıştığı için iktidar ortağı tarafından sık sık eleştirildi. Siyasetçi ve devlet adamlığı sıfatından ziyade şair kimliği ile öne çıkan Ecevit’in Yunanlılara yazdığı şiirler de dikkat çekiyor. Ecevit’in yıllar önce Yunanlılar için yazdığı “Yunanlı Kardeşim” isimli şiiri, bu hayranlığının göstergesi olarak nitelendi. Ecevit’in bu duygusal yaklaşımı, Kıbrıs politikasına da yansıdı.

GÜNEŞ MOTEL SKANDALI VE DÜRÜSTLÜK

6 Şubat 1974’te ilk defa Başbakanlık koltuğuna oturan Bülent Ecevit, ileriki yıllarda iktidar uğruna TBMM ve Ankara’yı adeta bir milletvekili pazarına dönüştürdü. Türk siyasi tarihinde en büyük skandalların yaşanmasına sebep oldu. Onlardan biri de Güneş Motel’deki milletvekili transferiydi. Ecevit, koltuk karşılığında 11 bağımsız milletvekilini CHP’ye transfer etti. 11 transfer için 11 bakanlık ihdas edildi. Bu olay, Ecevit’in siyasi hayatı boyunca hep dile getirildi.

ECEVİT HÜKÜMETİ AÇLIKLA ANILDI

Ecevit hükümette bulunduğu yıllarda Türkiye hep açlık, ekonomik kriz ve siyasi olaylarla çalkalandı. Vatandaşlar bir tüp ve ekmek için saatlerce kuyrukta beklemek zorunda kaldı. Milletvekili transferleriyle 1978 yılında kurduğu hükümette 21 ay Başbakanlık yapan Ecevit, halkı açlık ve yoksullukla karşı karşıya bıraktı. Başında bulunduğu CHP ve Başbakanı olduğu Türkiye zor bir döneme girdi. Ecevit adeta darbeye giden sürecin başlamasına sebep oldu. CHP, 5 Haziran 1977’de yapılan genel seçimlerde yüzde 41.4 oy oranı ile 213 milletvekili çıkarırken, 14 Ekim 1979’da yapılan ara seçimlerde tek milletvekili bile kazanamadı ve 16 Ekim’de hükümetten istifa etmek zorunda kaldı.

KUYRUKTA GEÇEN YILLAR

Ecevit’in Türk siyasetine yön verdiği ve iktidarda olduğu 1974’lü yıllar açlık, sefalet ve anarşi ile geçti. İnsanlar tüp, yağ, ekmek ve benzin almak için sabahlara kadar kuyrukta beklemek zorunda kalıyordu.

CHP Ankara Milletvekili olarak 27 Ekim 1957’de TBMM’ye giren Ecevit, 1961-1965 arasında İnönü hükümetlerinde Çalışma Bakanı olarak görev yaptı. CHP’nin 5 Mayıs 1972’de yapılan 5. Olağanüstü Kurultayı, İnönü-Ecevit çekişmesine sahne oldu. İsmet İnönü, 8 Mayıs 1972 tarihinde genel başkanlık görevinden istifa etti. Bu gelişme üzerine 14 Mayıs 1972’de toplanan özel kurultayda, Ecevit, CHP Genel Başkanlığı’na seçildi.

KIBRIS DOLMUŞU!

“Kıbrıs Fatihi” dolmuşuyla hükümeti bozarak erken seçime giden Ecevit, aşırı hırsı ile tek başına iktidar olmayı hedefliyordu. Kıbrıs’ta federal yapıda ısrar eden Ecevit, bugün yaşanan krizin de temelini atmış oldu.

İHL’LERİN ÖNÜNÜ KESTİ!

Ecevit, Mesut Yılmaz ile birlikte İHL öğrencilerinin önünü kesen politikalar izledi. “8 Yıllık Kesintisiz Eğitim Yasası”nı çıkararak büyük eleştiriler aldı. DSP’li Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay, sonraki yıllarda psikolojik bunalıma girdi ve kafasına kurşun sıkarak intihara kalkıştı!

SONUNU HAZIRLADI

3 Kasım 2002’de yapılan erken genel seçimlerde yüzde 1.22 oy alarak büyük bir hezimet yaşayan Ecevit, 1954 yılında girdiği aktif siyaseti 25 Temmuz 2004 tarihinde bırakmış ve sağlık problemleri yaşamıştı.
...ve işte Ecevit’li yıllar

28 ŞUBAT’IN SAVUNUCUSUYDU

30 Haziran 1997 tarihinde ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz başkanlığında kurulan koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı olan Ecevit,
28 Şubat postmodern darbesinin en büyük savunucusu ve uygulayıcısı olarak, yapılan zulümlerin manevi sorumluluğuna imzasını koydu.
Ecevit’in iktidar olduğu 1978’li yıllarda vatandaşlar, tüp, benzin, et, ekmek kuyruklarında sabahladı. İstanbul gibi büyük illerin belediyelerinde benzin olmadığı için insanlar duraklarda beklemek zorunda kaldı. Ülke her gün yeni bir cinayetle uyanıyordu. Ortalık adeta kan gölüne dönmüştü. İşte o günkü gazetelerden bazı başlıklar: ‘Şimdi sıra kimde?’, ‘Yurtta kan gövdeyi götürüyor’, ‘Halk nerde ucuz mal bulsa oraya koşuyor’, ‘Hani et satış mağazası açılacaktı?’, ‘Samsun sigarası karaborsada 15 liraya satılıyor’, ‘Sıkılıyoruz’, ‘Ucuz ayakkabıya hücum’, ‘Malatya kan ağlıyor’, ‘Benzincide yok, karaborsa arayan mazot buluyor’, ‘Benzin her ilde karne ile satılacak’, ‘Karneler dağıtıldı, ama benzin yok’, ‘İllere tüketimine göre akaryakıt verilecek’..

28 Eylül 1999’da Ecevit ile ABD Başkanı Bill Clinton arasında yapılan görüşmede büyük bir skandal yaşanmıştı. Ecevit bu fotoğrafıyla çok eleştirilmiş ve ülke onurunu çiğnemekle suçlanmıştı.

TÜRKİYE ALEYHİNE DEMEÇLER

Bülent Ecevit hükümeti iktidarda bulunduğu yıllar içinde halkın huzursuzluğu arttı. Anarşi ve terör gerekçesiyle cuntacıların darbe yapmasına sebep oldu. 12 Eylül 1980 yılında Kenan Evren yönetime el koydu. Rahşan Ecevit’le birlikte Hamzakoy’a götürüldü. 30 Ekim 1980’de CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa etti. Ecevit, Danimarka ve Hollandalı yabancı gazetecilere verdiği demeçte Türkiye’yi kötüledi.

28 ŞUBAT’TA DA SAHNEDE

Bülent Ecevit siyasi yasaklı olduğu için, 14 Kasım 1985’te kurulan DSP’nin başına geçemedi. DSP’nin genel başkanlığını eşi Rahşan Ecevit üstlendi. Özal döneminde siyasi yasakların kaldırılması üzerine 13 Eylül’de Bülent Ecevit, eşi Rahşan Ecevit’ten DSP Genel Başkanlığı’nı devraldı. 20 Ekim 1991’de Zonguldak Milletvekili olarak seçildi. 24 Aralık 1995 tarihinde yapılan erken genel seçimde 76 milletvekili ile TBMM’ye girdi. 30 Haziran 1997 tarihinde ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ve DYP’den istifa eden milletvekillerinin kurduğu DTP ile “Anasol-D” hükümetini kurdu. Başbakanlık sıfatını alan Ecevit’in bundan sonraki misyonu, Başbakan Yardımcısı olarak 28 Şubat postmodern darbesinin kararlarını uygulamak oldu.

İHL’LERİ KAPATTI

Ecevit, Mesut Yılmaz ile birlikte İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin önünü kesen politikalar izledi. “8 Yıllık Kesintisiz Eğitim Yasası”nı çıkararak büyük eleştiriler aldı. DSP’li Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay, sonraki yıllarda psikolojik bunalıma girdi ve kafasına kurşun sıkarak intihara kalkıştı. Mesut Yılmaz, Ecevit ve DTP hükümeti, yolsuzluk dosyalarıyla medyanın ve kamuoyunun gündeminden düşmedi. Sonunda gensoruyla hükümet yıkıldı. 11 Ocak 1999’da DSP azınlık hükümetini kuran Ecevit, Başbakan oldu.

KAVAKÇI’YI HEDEF GÖSTERDİ

1999 yılında PKK lideri Abdullah Öcalan Türkiye’ye teslim edilince; Ecevit, Kıbrıs olayında olduğu gibi, bunu da siyasi ranta çevirdi. Aradan yıllar geçtikten sonra “ABD’nin Öcalan’ı niye teslim ettiğini anlamadım” itirafında bulunacak olan Ecevit, 18 Nisan 1999’da yapılan seçimde birinci parti oldu. 28 Mayıs 1999’da kurulan DSP-MHP-ANAP koalisyonuyla Ecevit yeniden Başbakanlık koltuğuna oturdu. Ecevit’in, TBMM’nin açılışında, FP Milletvekili Merve Kavakçı’ya hitaben yaptığı konuşma hâlâ kulaklarda çınlıyor. Başörtülü olarak halkın karşısına çıkan ve milletvekili seçilen Kavakçı, Ecevit’in hışmına uğradı. 2 Mayıs 1999’da yemin töreni için Meclis Genel Kurulu’na gelen Kavakçı, Ecevit’in o meşhur çıkışıyla karşı karşıya kaldı: “Bu hanıma haddini bildirin!” diye hedef gösterildi.

YİNE KRİZ VE YOKSULLUK

Bülent Ecevit’in iktidarda olduğu 2000’in ilk yılları da açlık ve sefaletle geçti. İflas eden esnaf, yazarkasalarını Başbakan’a fırlattı. İşçi, köylü, memur açlık sınırında yaşadı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tarihinin en büyük krizini yaşadı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet’e fırlattığı Anayasa kitapçığı ile ekonomi dengeleri altüst oldu. Dolar, faiz ve repo büyük rant kaynağı oldu.

DIŞ POLİTİKADA AŞAĞILANDIK

Ecevit’in unutulamayacak görüntülerinden biri de, ABD Başkanı Bill Clinton ile yaptığı görüşme oldu. Bu görüşmede 70 milyon insanın onuruyla oynandı. Clinton’un karşısında el pençe duran Ecevit, büyük eleştiri aldı. Oval Ofis’te gerçekleşen görüşmede, Bill Clinton oldukça rahat bir şekilde koltuğun üzerine otururken, Ecevit ise ayakta ve ceketinin önü ilikli olarak bekledi.28 Eylül 1999’da Ecevit ile ABD Başkanı Bill Clinton arasında yapılan görüşmede büyük bir skandal yaşanmıştı. Ecevit bu fotoğrafıyla çok eleştirilmiş ve ülke onurunu çiğnemekle suçlanmıştı.

ABD’DEN ŞİİR KİTABI ALDI

O görüşmede ABD’ye büyük umutlarla giden Ecevit’in, Clinton’dan bir şiir kitabı alarak döndüğü yazıldı. Clinton, Ecevit’e ‘laik kentin şairi’ olarak anılan Thomas Stearns Eliot’un şiir kitabını hediye etti. Ecevit, şair T.S.Eliot’un “Şimdiden bilirim bütün hepsini, bir bir hepsini / Bilirim sabahını, ikindisini, akşamlarını / Kahve kaşıklarıyla çıkarmışım ömrümün tutarını / Ya hanım, bir yastık yerleştirerek, yahut çıkıp atarken şalını / Pencereye çevirip yüzünü / Hiç de bu değildi, deyiverirse? / Hiç de bu değildi benim aklımdan geçen (...) / İhtiyar oluyorum... İhtiyar...” dizeleriyle yurda dönüş yaptı. 3 Kasım 2002’de yapılan erken genel seçimlerde Ecevit, yüzde 1.22 oy alarak iktidardan devrilerek siyasi hayattan çekilmek zorunda kaldı. Ecevit, son olarak Danıştay’a yapılan saldırılarda alelacele bir açıklama yaparak, “Laikliğe saldırı yapıldı. Hükümet istifa etmeli” iddiasında bulunmuştu. Aynı gün rahatsızlanan Ecevit, hastaneye kaldırıldı. 172 gündür GATA’da yatan Ecevit, önceki gece 23.50’de hayatını kaybetti. Ecevit’ten geriye, yukarıda anlattığımız olaylar kaldı...

HAFIZALARDAN SİLİNMEYEN KARE

Ecevit’in, Fazilet Partisi Milletvekili Merve Kavakçı’ya hitaben yaptığı konuşma hâlâ hafızalardan silinmiyor. Başörtülü olarak halkın karşısına çıkan ve milletvekili seçilen Kavakçı için “Bu hanıma haddini bildirin!” diyen Ecevit, inançlı insanlara karşı tavrını da böylece ortaya koymuştu.

CHP çatısı altında siyasete adım atan Bülent Ecevit, CHP’ye katıldığı ilk günden beri İnönü ile rekabet içine girdi ve sonunda kurt politikacı pes etmek zorunda kaldı
Bülent Ecevit, Türk siyasetine kasketi getiren politikacı olarak da tarihe geçti. 15 yaşında Hint şairi Rabindranath Tagore ile tanışan Bülent Ecevit, bu şaire olan hayranlığı ile biliniyordu. Özellikle din ve laiklik konusundaki yaklaşımı son derece özgün olan Ecevit’in Robert Kolej’de unvanı “Hacı”ydı. Kaynağını Hint felsefesinden alan bir inanç yapılanmasının etkisindeydi...

Sağlık durumu giderek bozulan Ecevit, Danıştay’a yapılan saldırı sonrası düzenlenen tepki eylemlerine katılmış ve Başbakanlık merdivenlerine yığılıp kalmıştı.

Siyasi hayatı boyunca yaptığı hatalar, Ecevit’in bir siyasetçiden çok şair olduğunu tescilliyordu. Hayat arkadaşı olarak seçtiği Rahşan Hanım, Ecevit’in hep yanındaydı.