Nebati: Tarihin akışını değiştirdik
AK Parti İstanbul Milletvekili Nurettin Nebati, küresel güçlerin Suriye’den sonraki hedefin Türkiye olduğunu belirterek, “15 Temmuz’da tarihin akışını değiştirdik” dedi.
ABONE OLAK Parti İstanbul Milletvekili Nurettin Nebati, İstanbul’daki Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nin STK temsilcileriyle buluştu. Florya Hak Evrensel Hatay Sofrası’nda düzenlenen kahvaltılı toplantıda STK temsilcilerinin konuşmalarını dinleyen Nebati, küresel güçlerin Ortadoğu’da başlattıkları operasyon planına göre Irak ve Suriye’den sonraki hedefin Türkiye olduğunu belirterek, “15 Temmuz’da tarihin akışını değiştirdik” dedi.
Mardinliler Derneği Başkanı Fuat Bodur’un projelendirdiği ve moderatörlüğünü yaptığı, Şanlıurfalılar Derneği Başkanı Av. Müslüm Kayacan’ın da desteklediği kahvaltıda İstanbul’daki Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki 10 ilin temsilcileriyle ev sahibi olarak bir araya gelen Nurettin Nebati, “Hiçbir şekilde ayrım olmadığına inanan, kavimiyetçiliği şiddetle ret eden ve millet unsuru içinde birleşmeyi hedefleyen bir insan olarak söylüyorum; Son dönemdeki olaylar bizim ortak hareket etmemizi gerektiriyor” dedi.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaşadığı bir anısını paylaşan Nebati, üst rütbeli komutan olan eşinin şehit düşmesinden sonra Türkiye’ye yerleşen ve 4 çocuğuyla birlikte Fatih’te mütevazı bir evde yaşayan Suriyeli kadının kendisine, “15 Temmuz gecesi uçaklar geçtiği zaman aynen Suriye’deki korkuyu yaşadık ve gözyaşları içinde dua ettim. Duamda, Yarabbim, eşimin cenazesini bırakarak geldim, ailem dağıldı ama yaşadığım bir ülke var, buraya bir şey olursa ben nereye gideceğim? Çünkü Türkiye’den başka gidecek bir kapımız yok.” dediğini hatırlattı.
Savaşlar yüzünden dünyada 170 milyon çocuğun öksüz ve yetim olduğunu, bu çocukların yüzde 70’inin de İslam coğrafyasında yaşandığını belirten Nurettin Nebati şöyle devam etti:
“15 Temmuz gerçekleşseydi bizim gibi siyaset yapanlar büyük ihtimalle ya infaz edilmiş yada hapishanelerde beton üzerinde yatırılmış olarak bir şekilde öldürülmüş olacaktık. O gün başarılı olsalardı birbirimiz öldürüyor olacaktık. Onun için birbirimizi daha iyi anlamamız gerekiyor. 2,5 yıl Güneydoğu’dan sorumluydum. Her hafta sonu mutlaka bir ile, ilçeye gittim. Millet birlik ve beraberlik istiyor. Karnının doymasını, iş, sahibi olmak istiyor. Ama maalesef kanımıza dokunacak şeyler yapıldı. 1990’larda devlet yanlış uygulamalarıyla oradaki insanlarımıza ciddi bir şekilde zulmetti. 2002’den sonra Türkiye’nin elde ettiği gelişim, bazı ülkelerde çok rahatsızlığa yol açtı. Terör örgütleri bizim birlik beraberliğimizi bozmak için her türlü kötü oyunu oynamaya devam ettiler. Bir de kalktılar bu terör örgütlerine FETÖ’yü de eklediler. FETÖ zaten başından beri birlikte hareket ediyorlardı. PKK ile FETÖ’nün nasıl işbirliği yaptıklarını Şanlıurfa’daki seçim çalışmalarında yakinen yaşayan biriyim. Gerek yargıda, gerek emniyette, gerek medyada yapmış oldukları operasyonlar hakikaten çok can sıkıcıydı ve 15 Temmuz’da bunu net bir şekilde gördük. Allah’a şükürler olsun o geceyi atlattık, önümüzdeki birkaç ayı da atlattık mı, Suriye’deki sorun çözüldüğü zaman bütün sorunlar geçmiş olur.”
ÇÖZÜM SÜRECİNİ KÖTÜ KULLANDILAR
Nebati, STK başkanlarını, temsilcilerini dinlemeye daha çok ihtiyacı olduğunu belirterek, “Dinlediğim konuları büyüklerimizle paylaşma imkanım da olur inşallah” dedi.
Çözüm sürecine de değinen AK Parti İstanbul Milletvekili Nebati, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Çözüm süreci 2,5 yıl sürdü. Bu sürede insanlar neyin ne olduğunu çok net olarak kavradılar, gördüler. Bugün eğer Güneydoğu’da Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanını, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanını gözaltına aldığınızda, bırakın onu HDP’nin Genel Başkanını gözaltına aldığınızda eğer bir tepki çıkmıyorsa bunun tek müsebbibi çözüm sürecidir. Çözüm sürecinde vatandaş aslında devletin ne kadar şefkatli ve merhametli olduğunu gördü. Sayın Cumhurbaşkanımızı 30 yıldan beri tanırım. İlk göreve geldiğinden beri Güneydoğu’daki vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda çalışmalar yapmıştır. Parti kurulurken de tüzüğünde, programlarında Güneydoğu’daki problemlerin çözümü ile ilgili söylemi vardı. Bu söylemi iktidara geldikten sonra adım adım ortaya koydu. Ben hatırlıyorum; ilk göreve geldiğimizde Güneydoğu’daki insanlarımız Olağanüstü Hal ve DGM’lerin kalkmasından başka bir şey istemediklerini söylemişlerdi. Bunların hepsi kalktı, Kürtçe kurslar açıldı, yollar, okullar yapıldı. Şırnak’ta, Yüksekova’da havaalanı var. Güneydoğu’da yapılmış yolların, okulların haddi hesabı yok. 7 Haziran’da milletvekili adayı olarak Urfa’ya gitmeden bütün aday arkadaşlarımızla Ankara’da toplantı yaptım ve Şanlıurfa’ya bir okul kazandırmayı kararlaştırdık, ciddi para topladık, söz aldık. Ama Şanlıurfa’da okul ihtiyacı olan yer bulamadık.”
KAZDIKLARI HENDEKLERE GÖMÜLDÜLER
Çözüm süreci sırasında özellikle dışarıdan gelen teröristlerin Kürtlere çok zarar verdiğini vurgulayan Nebati, “Hendek politikası Şırnak’ı da, Cizre’yi de perişan etti ama bu politikaları PKK’yı da HDP’yi de toprağa gömdü” dedi.
Bu dönemde askerin de, polisin de, FETÖ’nün oynadığı her türlü oyuna rağmen sivile dokunmadığını, siville hiç işi olmadığını kaydeden Nebati, “Millet bunu gördü. Gördüğü için de 7 Haziran seçimlerinde yüzde 13’ün üzerinde destek verdiği HDP’deki oylarını 1 Kasım’da geri çekti, şimdi gitseniz HDP’nin şansı yok. Selahattin Demirtaş gözaltına alındığında ‘beni gözaltına alıyorlar’ diye evinden mesaj atıyor. Aşağı iniyor kayınvalidesi, kayınbabası ve 3-5 kişiden başka kimse yok. Çünkü sessiz çoğunluk her zaman doğru karar verir. Batman’da belediyeye kayyum atandığında eylem için çağrı yaptılar 300 kişi toplayamadılar. İnşallah bu saatten sonra çok daha iyi olacak.” diye konuştu.
TEMSİLİYET İÇİN ÇABA SARF ETMELİYİZ
Nebati, STK temsilcilerinin, “İstanbul’da gerek siyasette gerekse bürokraside temsiliyet konusunda sıkıntılarımız var. Her yer Karadenizlilerle dolu” sözleri üzerine şunları söyledi:
“Bakırköy’de mahalle başkanlığından genel başkan yardımcılığına gelmiş birisiyim. Görev almadığım hiçbir yer kalmadı. Bu görevler ne Urfalı olduğum ne de Güneydoğulu olduğum için. Aşağıdan çalışarak ve Allah bize yardım etti, Allah kapıları açtı çünkü makamları veren de Allah, alan da Allah. Nefesimizi veren de Allah, alan da Allah’tır. İstanbul’da başkan yardımcılığı yaptım. Hep duyarım ‘Her yerde Karadenizliler var’ diye. Ama sağıma baktığımda soluma baktığımda teşkilatlara gelip emek sarf eden Güneydoğulu arkadaşlarımızın az olduğunu görüyorum. Temsiliyet sayımızın artması için teşkilatlara girip, çalışıp çapa sarf etmemiz lazım. Karadenizliler, ‘Bu benim hemşerim’ diye taş olsa alıp bağrına basıyor ama biz ise birbirimizi aşağı çekmek için elimizden geleni yapıyoruz. Kusura bakmayın, bizim olaylara bakış açımız bu. Cumhurbaşkanımızı uzun zamandır tanıyorum, benim bulunduğum ortamlarda ‘bu adam Karadenizlidir, bu adam Güneydoğuludur, şuralıdır, buralıdır’ diye bir ayrımcılık yapılmadı, yapılmaz. Ama bunu kullanıyorlar. Aşağıdakiler kullanıyor.”
OLAĞANÜSTÜ HAL DEVAM ETMELİ
Kamuda temizlenmesi zaman alacak çok kripto olduğunu belirten Nurettin Nebati, bunların hızlı şekilde temizlenmesi için olağanüstü halin devam etmesi gerektiğini söyledi. FETÖ’nün yargıyı güvenilemez hale getirdiğini vurgulayan Nebati, “Yargıya güven duymak için düzgün karar verilmesi lazım. Telefonla dosyanın kapatıldığı bir ülkede yargıya güvenilmesi için zaman lazım. Başkanlık sisteminin gelmesiyle Türkiye bir sıkıntıyı daha atmış olacak. Olağanüstü hal de referandumda kalkar inşallah” dedi.
MAĞDURİYET ÇOK AZ
FETÖ soruşturmasının zor şartlarda yürütüldüğüne dikkat çeken Nebati, “Mağduriyetler için çok kulak asmayın. Gelenlerin tamamını inceliyorum, emniyete soruyoruz adam Bylokçu çıkıyor. Mağduriyetler yok mu, var elbette ama insanı rahatsız edecek sayıda değil, yüzde 1 demeye utanıyorum.” şeklinde konuştu.
Nurettin Nebati, hain FETÖ ile diğer cemaatleri birbirine karıştırmamak, halis duygularla çalışan cemaatleri STK’lar gibi değerlendirmek gerektiğini sözlerine ekledi.
Mercekhaber