Orhan Miroğlu'ndan duygu dolu paylaşım!

İşte Miroğlu'nun, oğlu Zerdeşt'e ithafen yazdığı o satırlar;

''Sevgili Zerdeşt, hareketli bir günün sonunda nihayet evde ve senin fotoğrafının asılı olduğu salondayım. Güne, Sincan'da başladım, Ülkeyi bir yıl önce kana boğanların duruşması vardı bugün, suçlarını inkar edip durdular, biz bakakaldık şaşkınlıkla.. ordan sana geldim, hastane odasında elini tuttum bir süre, öptüm kokladım, sonra Meclis mesaisi başladı, yayınevinden gelen yeni kitabımın kapağını, önce Nezaket, Melahat halaların ve Meryem ablanla beraber beğendik, daha sonra da Canan ve Hiwa'ya yolladık kapağı, onlar da beğendiler, kapakta senin çocukluğunu hatırlatan bir çocuk fotoğrafı var, değiştirilmek istenen şu Ortadoğu sınırlarının çizildiği haritaların altından fırlayıp çıkmış ve dünyaya hüzünle şöyle bir bakıp geçen bir çocuk fotoğrafı.. Sen de çok beğeneceksin eminim, günü anlatıyordum sana, devam edeyim, Meclis düne göre biraz sakinleşmiş gibiydi Zerdeşt, konuşmacıları dinledim bir süre, sonra saat dokuzda bir tv kanalına çıktım, ve yine hastaneye sana geldim, geceyarısına doğru.. Neşeli haline çok sevindim. Müzik dinlemek istediğinde annen telefonda sesi Şıvan'ın sesine benzeyen ama benim şimdiye kadar dinlemediğim genç bir sanatçının şarklarını dinletti hem sana, hem bana, hastahaneden ayrılmadan önce seni bir daha öptüm, kolunu kaldırıp beni sarmak istedin, bu hareket anneni çok sevindirdi, bir sevinç çığlığı attı, Orhan seni sarmak istedi Zerdeşt diyerek..

Şimdi evdeyim, vakit geceyarısını çoktan geçti.. Senin dört yıl önce Urfa'da balıklı gölün kıyısında çekilmiş fotoğrafına dalıp gittim.. Tülay German'ın albümünde yer alan birbirinden güzel şarkıları dinliyorum bir yandan da.. Şarkılar ruhumu okşuyor, okşuyor demeyeyim de, sanki kızgın bir aleve dönüşüp yüreğimi cayır cayır yakıyor be oğlum:

"Şu sılanın ufak tefek yolları

Ağrıdan sızıdan tutmaz ellerim

Tepeden tırnağa şiir günleri

Yiğidim aslanım burda yatıyor"

Gel de dayan bu şarkıya sevgili Zerdeşt!

Balıklı göle dalıp giden bakışlarına kurban olayım!

Bugün tamı tamına yüz yaşını bitirmiş ve bu yaşın yarısını balıklı gölü anlatmaya ayırmış büyük bir yazar olsan bile, balıklı gölü şu fotoğraftaki bakışlardan daha güzel ve dokunaklı anlatamazdı yazacağın kitaplar!

Hey gidi felek der gibi bakmışsın bu gölün sularına ve bu sularda mutlu bir heyecanla yüzüp duran, halkın ise mübarek kabul ettiği balıklara!

Ve ben yaşadığımız evin salonuna girdiğim her seferinde senin duvara asılı bu fotoğrafına bakıp, dalarak hüzün dolu saatlerin içine yuvarlanıyorum.

Ne yapsam ne etsem bu hüzün peşimi bırakmıyor!

Çabuk gel oğlum, çık gel artık, hüznüme ve yalnızlığıma derman ol, çare ol!

Tekerlekli sandalyene sığmayan bedenine sarılayım, ellerini tutayım sımsıkı ve sana kesin ve kati bir söz vereyim: Evet oğlum seni anlatmanın zamanı geldi artık, çok korktum seni anlatmaktan, beceremem, hakkını veremem seni anlatmanın diye hep korkup durdum şimdiye kadar, ama anladım ki, cesaretim var ve olacak artık seni anlatmaya, Zerdeştimin hikayesini, "Oğlumun Hikayesi"ni anlatmaya hazırım, ruhen ve bedenen!

Uyumuş olmalısın bu saatte, belki de annen elini sımsıkı sarmış uyumanı bekliyor, ama ben uyumadım bu saate kadar, Balıklı Göle dalıp gitmiş bakışlarının içinde kimbilir kaç defa kaybolup gittim bu gece sevgili oğlum!

Unutma Zerdeşt, her gecenin bir sabahı var ve ben bu gece , bu gecenin sabahının gelmesini, seni düşünerek bekleyeceğim..'' yazarak sosyal medya hesabından paylaştı..