Cumhurbaşkanı Erdoğan sosyal medyada canlı yayında soruları cevapladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan @RT_Erdoğan hesabından Twitter'dan gençlerin sorularını yanıtladı ve önemli açıklamalarda bulundu.
ABONE OLCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sadece sosyal medya hesaplarından takip edilebilecek sürpriz bir programda gençlerle buluştu ve gençlerden gelen soruları cevapladı.
İşte Erdoğan’ın gençlerle buluşmasında Erdoğan’ın açıklamaları ve sorulara verdiği cevaplardan satır başları:
İkinci gençlerle buluşma toplantımı sizlerle yapıyorum. Yoğun bir maraton; tam böyle finale geldiğimiz anda sizlerle başkentimizin bu güzel yerinde Atakule'de bir taraftan hem Ankara'yı izleyerek hem de karşılıklı moderatörlüğümde böyle bir toplantıyı yapmak benim için ayrı bir mutluluk vesilesi. Ben sizlerden sorular alacağım, cevaplandırmaya çalışacağım.
Bu konuda sizler herhangi bir sıralama tabii tutmadan, kim soru sormayı arzu ediyorsa, soruyu sorarsa memnun olurum.
Beka sorununun öne çıktığı bir seçim. Zira terörle mücadelede Türkiye'nin dört bir yanında nelerin olduğunu sizler de yakından takip ediyorsunuz. Gerek içerde gerek dışarda bir mücadelemiz var. İçerde Cudi'de Gabar'da dışarda Kandil'den yönetilen bir süreci işliyoruz, takip ediyoruz.
Ve Mehmetçiğimiz, polisimiz, güvenlik korucularımız olsun çok ciddi bir mücadele veriyorlar. Ve iyi bir netice aldığımızı düşünüyorum. Hakikaten güvenlik güçlerimizin verdiği mücadeleyle her geçen gün biraz daha huzur, refah ortamını yakalıyoruz.
bunlardan en önemlisi de Güneydoğu - Doğu adeta çukurlar, kanallar hatta bitişik nizam evlerde birbirlerine tünellerle geçişler olmuştu. Böyle bir durumu orada müşahede ettik. Bu dönemde de sağ olsun Çevre ve Şehircilik Bakanım, bugün de Ankara'da Büyükşehir Belediye Başkan adayımız Mehmet bey, o sıkıntıları çözmekle görevliydi.
Şu anda farklı bir Diyarbakır, Van, Siirt, Mardin var. Bütün bunlar koodinasyonunda Özhaseki’nin yürüdü. Şu anda bölgelerin eskisini bilenler, 15 sene öncesini bilenler bu şehirler nasıl ihya edildi diye şaşar. Onun için de ben kendilerine ayrıca teşekkür ediyorum.
Soru: Ben Mardin’den geliyorum. Dediğiniz gibi çok büyük değişiklikler var. Biz Mardin’de aşırı derecede rahatız. Özellikle genç olarak sosyal imkanlarımız arttı.
Biliyorsunuz Mardin medeniyetlerin başkenti olan bir şehrimiz. Bu potansiyeli kullanmak amacıyla, hem Ortadoğu’ya toparlanma katkısı, inovasyona olan ihtiyaçla beraber akademik anlamda katkısı olması amacıyla Mardin’de Kültür Üniversitesi düşünebilir misiniz? Eğitim sisteminde bir söz konusu olabilir mi?
Bu üniversitemiz kültürel anlamda Artuklu Üniversitesi orada bir açılımı gerçekleştirdi. Ama sadece kültüre, sanata yönelik; çünkü oralardaki tarihi yapılanmaya baktığımız zaman geçmişiyle çok farklı bir şehrimiz. Üniversitemiz yoğun bir şekilde gelişiyor. Hepsinden öte bizim kurduğumuz Teknoparklar vasıtasıyla bu söylediğiniz inovasyon çalışmalarını o Teknoparklar içinde ele almak, oralarda hem destek verecek altyapıyı oluşturmak, bunun yanında da genç öğrencilerimiz için sadece burs kredi ile okumak değil… O Teknopark’larda part time çalışmak suretiyle, diyelim ki yarım gün derse gidiyorsa, yarım da gün de çalışma imkanını bulacaklar. Buralarda inovasyona yönelik bir çok yatırım olabilir.
Peki bu yatırımlar niye olmuyor? İşte bunun tek sebebi terör.
Mardin’de trafiğin yer altına alındığı imkanlar oluştu. Bunlar geçmişte neden olmuyordu? Devletten aldıkları parayı nereye gönderiyorlardı? Kandil’e gönderiyorlardı. Bu para Mardin’de yaşayan insanlar için, yatırımlar için. Bakın şimdi karşı tarafın yine bir adayı var. nedir? Teröre bulaşmış birisi. Bu konuda kararlıyız. Üç sene bekle, beş sene bekle. Bekleyemeyiz. Şimdi bütün bunlarla ilgili GBT’leri her şeyi hazır olarak elimizde tutuyoruz. Seçim sonucu neticelerine göre adımlarımızı atacağız.
Üniversitemizle birlikte dediğiniz değerlendirilebilir. Yakında bir rektör adımı da atılacak. Artuklu’da adımı atabiliriz.
SORU: Bizi davet ettiğiniz çok teşekkür ederim. Ben Gençlik Kulüpleri Konfederasyonu Gelecek Planlama sorumlusuyum. 2013 yılında siz Finlandiya’dan döndüğümüzde, bizim de oyunumuz olsun demiştiniz. O gece karar verdim. Çanakkale’yi anlatan Nusret isminde bir oyun yaptık bakanlığımızın sayesinde. Bu oyunu hayata geçirdiğimizde fuar fuar dolaştım. Bu noktada Türkiye’nin bu dijital yolculuğunda gençleri nerede görüyorsunuz? Ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Zaten şu an dijital yolculuğun içinde bizzat gençlik var. bizim jenerasyon sizler kadar aktif yer almıyor. Sizler şimdi artık öncü olmaya aday konumundasınız. Çanakkale ile ilgili o hatırayı dile getirmiş olmanız da beni ayrıca mutlu etti. Çanakkale’yi bilirsek kurtuluş mücadelemizin ne olduğunu anlarız. Gerek Gazi Mustafa Kemal, gerek onunla birlikteki Seyit Onbaşılar, On Beşliler dediğimiz yavrular nasıl bu savaşı verdiler ve bugünkü vatanı onlar bize hediye ettiler. Bu bizim mesuliyetimizi daha da arttırıyor. Nusret ile gelen o yardım unutulamaz bir şey. Sizin o girişiminizi ben önemli buluyorum. Bunları bizim her yerde, bütün STK’larda, gençlikle ilgili STK’larda anlatmamız lazım. Her şey hazır böyle gelip kucağımıza konmadı. Avuçlarımızın içine konmadı. Bunun için verilen bir mücadele ver. Bu mücadelenin neticesinde bu kadar şehitler verdik, gazilerimiz oldu. Bunların sonucunda da bizler bu vatanı başta Çanakkale olmak üzere ele almış olduk.
Çanakkale Boğazı başta olmak üzere burası geçilse girilecek yer neresiydi? İstanbul… İstanbul öyle bir hedef ki, Konstantinapol olayını hazmedemeyişlerinin sebebi o. Hedefleri buydu. Fakat ecdadımız buna imkan vermedi, fırsat vermedi. Ve bunu unutmuyorlar, hazmedemiyorlar. Hazmedemedikleri için de işte orada, 51 Müslümanı Cuma namazı esnasında şehit ettiler.
Şimdi şöyle bir şey düşünelim gençler. Bir kiliseye, bir Müslüman; bakın açık konuşuyorum. Bir DEAŞ’lı saldırıda bulunduğu zaman Batı dünyası dünyayı ayağa kaldırır mı? Kaldırır değil mi? İşte bunda batının hiç sesi çıktı mı? Bu teröristi kalkıp kötülemediler.
Charlie Hebdo olayında bütün dünya liderleri bir araya geldi. Kıyamet kopardılar. 51 müslüman orada camide şehit ediliyor. Ses yok. Bu bir şeyi gösteriyor. Şunu bir defa çok iyi bilmeniz lazım. Biz bu dünyada kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Onun için gençler yolumuz ırak, işimiz zor, yapmamız gereken çok şey var. sanatta kültürde ilimde irfanda teknolojide çok ileri noktaya gelmemiz lazım.
Biz şu ileri teknolojiyi yapamasaydık; göreve geldiğimizde biz savunma sanayiinde yüzde 20’yi halledebiliyorduk. Şimdi yüzde 60-70’e dayandık.
"5-6 AY İÇİNDE ÜRETİYORUZ"
Şimdi üçüncü faza geçiyoruz. Üçüncü fazda bu İHA’ların çok çok önemli bir boyutta olanını beş altı ay içinde üretiyoruz. O üretildikten sonra zaten bu işi çok daha güçlü yapacağız. Çünkü beş ton ağırlığında bir İHA. Bir tarafında 1,5 tonluk bombaların olduğu, onlarla birlikte o zaman terörle mücadelemiz içerde de dışarda da çok daha farklı biçimde gelişecek. Ki bunlar Türkiye’nin savunma sanayiinde nereye vardığını göstermesi bakımından çok çok önemli. Geleceğimiz için sizlerin bu çalışmaları, hele hele içinizde bilişim teknolojisi alanında, elektrik elektronik mühendisliği alanında çalışanlar çok çok büyük görevleri üstlenmeye hazır olmalısınız diye düşünüyorum.
Soru: 15 Temmuz’da üzerimizde jetler geçerken bunu çok daha iyi anladım. Bir şeyler yapmamız gerekiyor ancak, biz ülkemizde yerli arabalarımız olsun, insanlar Türk markalarını tercih etmiş istiyoruz. Bu konuda faydalı olmak istiyoruz. Bize ne söyleyebilirsiniz?
Büşra kardeşim bununla ilgili çok kararlı adımlarım oldu. Bunu yapabilecek olan firmalar var. güçlü firmalar bunlar. Her türlü teşviki desteği kendilerine vermemize rağmen işi biraz hafiften alıyorlar. En son yine bu konuda, sanayi ve teknoloji bakanımızın yaptığı görüşmeler var. Ve işte biz cumhurbaşkanımızla görüşelim. Ben de kendisine dedim, görüşelim. İstediğim şey belli, bizi oyalamasınlar. Yoksa başka arayışlar içine girmek zorunda kalacağım. Artık buna tahammülümüz yok. Bir an önce adımımızı atacağız.
Gerekirse yurt dışından yatırımcılar bulacağız. Türkiye’den de ortak yatırımcılar vereceğiz. Onlarla ortaklaşa, bu işi ortak proje olarak hayata geçirmenin adımlarını atacağız.
Bunun için vakit kaybına tahammülümüz yok. Çünkü bizim altyapımız var. bugün birçok Türkiye’de üretilenlerin bakıyorsunuz, yüzde 70-80-85-90’a varıncaya kadar yerli, ama o bir tane noktası var ki o ithal. Halbuki o da burada üretildiği anda; üretilir mi? İnanın üretilir. Bunu yapar mısınız? Yaparız. Niye yapmıyorsun? Maliyet. Niye maliyet ya? Kazanırken maliyet demiyorsun. Gelin bunu da yapın.
Bütün mesele bu ülkenin evlatlarının millilik-yerlilik meselesidir. Bu biraz da gerçekten ciddi manada inanmak meselesidir. Ben bu ülkenin evladı olarak bu ülkede bunu yapmalıyım, yaparım ve ülkemin de sanayisine teknolojisine katkıda bulunurken, ciddi manada da istihdam sağlarım. Kim için? Sizler gibi gençlerimiz yetiştiği zaman, bu ülkede otomotiv sanayiinde bilişim teknolojisinde şunlar var. Gençler de geliyor mu? Geliyor. Öyleyse biz bu yatırımı yapmalıyız demeleri lazım.
İmzaları attı. Hadi arkadaş imzaları attık… Ya başlayacaksınız, ya başlayacaksınız. Başlamadığınız takdirde hesaplaşacağız.
SORU: Sizin de yerel seçimler sona erdikten sonra üniversite kampüslerinin modernleşmesi, akıllı şehirler gibi projeleriniz konusunda ne gibi süreçlerde buluşacağız. Türkiye olarak hedefimiz nedir? Enerjinize de hayranız….
Furkan bizi iyi takip etmiyorsun. Akıllı şehirler bunlarla ilgili ciddi manada büyükşehir belediye başkanlarımız, gerek Mehmet bey, gerek İstanbul’da binali bey, gerek Gaziantep’te Fatma hanım, Antalya’da Menderes bey bu konuda projelerini açıkladılar.
Devlet olarak biz zaten bu konuda projelerimizi hazırlarken, bir taraftan da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın attığı adımlar var. artık o geçmiş şehircilik anlayışları geride kaldı.
Millet Bahçeleri ve Millet Kıraathaneleri dedim. Ama bunu CHP kumarhane anladı. Halbuki şöyle karıştırsa kitabı veya Google amcaya sorsa görecek. Kıraathane okuma evi demektir. Ama böyle bir dertleri yok.
Ben gençliğimizin meşru olmayan yerlere sapmasını istemiyorum. Derdim çok büyük. Annelerin de dertleri büyük. Gençlerin hakikaten gayrimeşru yerlerde zamanlarını öldürmesi yenilir yutulur değil. Bizim gençlerimizi verimliliği yüksek yerde değerlendirmemiz önem arz ediyor.
Tabi İngiltere, Finlandiya’dan bahsettin Furkan. Biz onları aştık aşıyoruz. Onlar bizim gerimizde kalacaklar. Çünkü biz daha geriden başladık. 25 havalimanıyla biz Türkiye’yi devraldık. Ama biz bunların üzerine bu sayıyı 56’ya çıkardık. Ülkemizin neresine giderseniz gidin evinizle havalimanının arası yarım saattir, 40 dakikadır. Geçmişte bu var mıydı? Burası Ankara…
Tabi sen haklı olarak buranın 17 sene önceki halini bilmiyorsun değil mi? Şu anki havalimanı değil, körükler falan yok. Havalimanından Ankara’ya gelmek için üç gidiş üç geliş yollar yok. İlkel, çukurlar, çamurlar böyle bir Ankara. Burası Başkent ya… Ama bizim hemen ilk işimiz Ankara’ya bu havalimanını yaptık, şu andaki mevcudu.
O zaman Melih bey de hemen yolların yapımına başladı. Üç geliş, üç geliş yollar da yapıldı. Bugün Batının birçok ülkesinde olmayan havalimanımız ve şehre giriş çıkışlarımız var. Aynı şey İstanbul için geçerli. Ve İstanbul’da şu andaki havalimanının olduğu yeri inşallah Millet Bahçesi’ne çeviriyoruz. Burası 1 milyon 300 metrekare alan. Bir de iş adamlarına yönelik bir bölümü onlara ayırıyoruz, onlar yine uçaklarıyla insinler diyoruz. Büyük alanı Millet Bahçesi olarak yapacağız. Bir de fuar alanı yapıyoruz. Bütün bunların yanında mesela şimdi ilk defa bu yıl yeni havalimanında Etnospor olarak büyük bir TeknoFest yapıldı. 600 bin izleyicisi oldu.
Bu sene TeknoFest bunu şu anda mevcut havalimanında yapacak. Hedefleri ne biliyor musunuz? 1 milyon genç oraya gelecek diyorlar. Peki kimler geliyor buraya daha çok? Sizin gibi bilişim teknolojisi, elektronik mühendisliği… Yarışmalara da katılıyorlar. Meslek lisesinden yavrularımız da var. Aramızdaki bu mesafeyi kısa zamanda kapatacak ve bunları aşacağız.
Örneğin İHA’da bizde bir şey yoktu değil mi? Şimdi birçoğunu aştı. Geçtik bunları. Artık bizim herhangi bir İHA’mız, SİHA’mız arıza yapacak olursa ya bu parça ne zaman gelecek diye düşünme derdimiz yok. Hemen bunların tamiratını yapabiliyoruz. Sonra elimizde bir tane iki tane yok. Artık yeteri sayıda bütün İHA’larımız elimizde mevcut. Gerek Kara Kuvvetlerimizin, gerek jandarmamızın, hatta hatta meteorolojide bile yapar hale geldik.
Ankaramızda da bir zamanların çevre ve şehircilik bakanı sayın Özhaseki bunun uygulamasını en güzel şekilde hayata geçirecek. Şimdi biliyorsunuz AnkaPark gibi onun başlayıcısı da Melih beydi, şimdi Mehmet beyle devam etti. 31’inin akşamına kadar… Ben şimdi sayın Özhaseki’den… Çok yoğun bir katılım oluyor. Sayın Özhaseki benim bir ricam olsa, oranın işleticileriyle görüşsen… Yani bu AnkaPark’ı 31 Mart akşamına kadar değil de, seçimi kazanacağınıza da inanıyorum. Bir Meclis kararı almak suretiyle 23 Nisan akşamına kadar AnkaPark’ı açık tutsanız, ücretsiz olarak değil mi? 23 Nisan’ı da orada kutlama fırsatı olsa… Böyle bir fırsatı verirsek inanıyorum ki hayır dualarını alırız…
ÖZHASEKİ: Keyifle dinliyoruz… AnkaPark hususu Ankara’da çok tartışıldı. Maliyetleri konusunda o kadar çok haksızlık ettiler ki. Yalanlar iftirasına arka arkaya geldi. Açıldığı anda gördüğümüz şu çok gerekli bir projeymiş. İlk gün açıldığında 230 bindi, ikinci gün ben de gittim. Akşam 4 civarında 980 bin kişi gelmişti. Maliyetleri de çok büyük değil zaten. İnşallah bunu 23 Nisan’a kadar uzatırsak, herhalde Ankara’da birkaç kez gelmiş olurlar. Ankaralı hemşehrilerimiz bekliyor efendim. Talimatı yerine getiririz inşallah.
CHP’nin adayı olan zat da Ankapark’a karşı çıktı. Nerede hayırlı bir iş yapsanız hemen bunlar karşımıza çıkıyor. İstemezük diyorlar.
Birkaç ay içerisinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki kütüphanemizi bitiriyoruz. Benim şimdi büyük kızım İndiana’da okurken, zaman zaman kendisini aradığımda neredesin kızım? Okuldayım. Bu saatte okul olur mu? Burada kütüphane 24 saat açık… Biz neden yapmayalım, biz de yapalım dedik. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne o muhteşem kütüphanesini yapıyoruz. İnşallah hepiniz oranın tadını alacaksınız.
SORU: Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde okuyorum. Kampüsümüz merkeze uzak. Benim ulaşımım 2 saat sürüyor. Metro projesinden bahsetmiştiniz. Başlaması ve tamamlanması hakkında bilgi verir misiniz?
Şu anda ihale aşamasında olan bir konumda. Yani ihalesi yapıldığı andan itibaren de süratle burası bitirilecek. Mehmet bey siz de geri kalan kısmı tamamlayın.
ÖZHASEKİ: AKM’den Keçiören’e kadar hat çalışıyor. Fakat hattın 3300 bölümünü ihale ettiler. Şu anda yer altında çalışmalar sürüyor. Bir yıl içerisinde tamamlıyorlar. Fakat Havaalanı hattının da tamamlanması gerekiyor. Sonra da Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’ne hattı tamamladığımızda, Kızılay’dan kesintisiz bir hatta ulaşmış oluyoruz. Bizim inşallah iş başına geldiğimizde yapacağımız işler alanında yer alıyor.
Temennim odur ki 15 temmuz katil FETÖ’nün operasyonu neticesinde MHP ile kurduğumuz bu ittifakın pazara kadar değil mezara kadar devamını sağlamaktır. Kaldı ki bir şey daha var. bilmeyenler bunu bilsin isterim. Mesela 7 ağustos Yenikapı ruhu diye ifade ettiğimiz o toplantıda, ben arkadaşlarıma dedim ki Bay Kemal’i de davet edin. Ve telefonla aradılar. Gelemeyeceğini bize CHP’nin özel kalemi, benim özel kalemime söyledim. Fakat öyle bir baskı herhalde kuruldu ki, Cumartesi miting var, Cuma akşamı geleceğini bildirdiler.
Daha sonra Yenikapı ruhunu tanımadığını söyledi. Onu da geçelim; 15 Temmuz gecesi biz Marmaris’teyiz. Damadım, eşim, kızım, torunlarım beraber. Tabi olay patlak verince biz oradan hareket ettik. Ben son ana kadar pilota nereye ineceğimizi söylemedim. Dedim ben belli noktaya geldikten sonra sana söyleyeceğim dedim. Meğerse 23.15’te Bay Kemal Atatürk Havalimanına inmiş, oradan FETÖ’cüler, tankların arasından alıp Bakırköy Belediyesi’ne götürmüşler. Bütün operasyonu kahvesini yudumlayarak takip ediyor.
01.15’te de biz Atatürk Havalimanına indik. Ve 16 saat biz oradan İstanbul Valisi ve Birinci Ordu Komutanıyla beraber süreci yönettik. 16 saatin sonunda iş bitti. Şimdi cezaevinde hesabı veriyorlar. Tabi kaçanlar kaçtı, onları da izliyoruz. Yakaladıklarımızı getirtiyoruz. Bu süreç de devam ediyor. Bunu niçin söylüyorum? Silahlı kuvvetlerimizin, bakanlıkların içine sızdılar. Gerçekten bu 40 yıllık bir yerleşim planıydı, operasyondu. 40 yıl içerisinde bu yerleşimi yaptılar.
Biz çözüm süreci olayında da tabi biz özellikle biz tepe noktadan öte bizim tabanı bütünleştirme hareketi olarak, çözüm sürecini biz onlarla değil; Dolmabahçe’deki benim çalışma ofisimde bütün kanaat önderlerini oraya davet etmek suretiyle oturup yaptık. Bunun için ilim adamları, kültür sanat adamları vardı, onların da temsilcileri vardı. Orada bu şekilde de konuştuk. O toplantılara katılanlar 100 civarında. Bunları biz çalışmalara gönderdik. Yazarlar hepsi topladılar, görüşmeler yaptılar vesaire… Ama bunlar ne yazık ki orada alınan kararlara sadık kalmadılar. Bunu da ilk seçimde gösterdikleri gibi, dağlardaki emre uymak suretiyle aldığımız kararların aksine hareket ettiler.
Şu andaki malum zillet ittifakı, gerek benim ifademle illet ittifakı; bunlarla bizimki birbirine benzer bir şey değildi. Zaten bitti, bundan sonra da aramızda ittifak, görüşmek; zaten onlarla olan bir şey değildi. Dediğim gibi kanaat önderlerinin de katıldığı çalışmalardı. Temenni ederim ki şu anda bizim doğuda yaptığımız çalışmalar tarihte olduğu gibi… Çünkü benim oradaki mazim çok eskidir. Gençlik yıllarımdan itibaren orada çalışmalarım var.inşallah bu işleri çözeriz. Barış bölgeye hakim olur. Çünkü hakim olması lazım ki oraya yatırım gelsin. Bu olmazsa güneydoğuya yatırım beklemeyelim. Ama halledersek, yatırımcılar yatırım yapmayı istiyorlar.
SORU: Gençler için pek çok yatırım ve proje gerçekleştirdiniz. Biz gençlik olarak beklentilerinizi karşılayabildik mi?
Ordu-Giresun havalimanına muhteşem havalimanı kurmak suretiyle hem süreleri kısalttık. Hem halkı da gerçekten birbiriyle buluşturduk. Bütün buraları halkın yolu haline getirdik. Bundan dolayı çok mutluyuz. 76 üniversiteden 206 üniversiteye çıktık. Bir şeyi biz planladık. Dedik ki, biz üniversiteyi gençliğin ayağına götürelim.
Çünkü benim öyle fakir, garip gureba vatandaşım var ki, çocuğunu üniversiteye gönderecek durumda değil. Niye? Güvenemiyor. Benim çocuğum Ankara’da İstanbul’da nasıl okuyacak? Mali imkanı var mı yok mu? Zaten üniversiteye hazırlanırken, FETÖ’cülerin dershanelerinde, varsa bileziklerini satıyordu. Ama biz bunu tersine çevirince artık üniversite ayağına geldi. Üniversitenin olmadığı ilimiz yok.
Bunların yanında biz bir adım daha attık. Yurtlarımızın sayısını yoğun biçimde çoğalttık. 17 yıl önce 1 milyon 656 bin olan üniversite öğrenci sayımız bugün 8 milyon 31 bine ulaştı. Niye? Önünü açarsan, zemin açarsan işte burada olduğu gibi 1’e 7 kat var. biz bunu teşvik ederek, bizim üniversiteye gitme imkanı olmayan; mesela benim üniversite adayı olduğum dönemde üniversiteye gitme şansımız 10’da 1. Ama şimdi neredeyse 10’da 10’u yakaladık. Böyle bir konuma geldik.
Mesela son Almanya seyahatimde Merkel ile konuşurken dedim ki, sizde üniversite öğrenci sayınız nedir? Dedi ki, bizim 3 milyon civarında dedi. Almanya nüfus 82 milyon onların, bizimle hemen hemen başa baş. Sizde ne kadar dedi? Ben de 8 milyon… Şaşırdı. Bu ne demektir? Biz er veya geç bunları yakalayacağız, geçeceğiz.
Ha nitelik olarak belki o seviyede değiliz. Ama nitelik de hemen istediğin anda olmuyor ki. Bu da olacak. Bakın beyin göçü geri başladı. Yurt dışındaki hocalarımız geri dönmeye başladılar.
Ankara Şehir Hastanesi’nde mesela, bazı profesörlerimizi gördüm. Bunlar tekrar bu hastanelere geri döndüler. Bazı planlarımız, programlarımız var. inşallah yurt dışındakileri buraya geri çekeceğiz. Herkes mali, şudur budur. Gerekirse bunu da sağlayacağız. Bunu da bu şekilde başaracağız.
Bizim sizden ne beklediğimizden öte; biz diyoruz ki okuyun, düşünün, uygulayın, neticelendirin. Ondan sonra da siz bizden ne istiyorsanız isteyin.
Bir şeyi buradan ifade edeyim. Gençler sadece burs istiyor. Ben de diyorum ki, kredi niye istemiyorsunuz? Kredi de isteyin. Burs diyelim ki 1 milyon 600 bin öğrenciden 500-600 binine burs veriyorsak; diğerine de kredi verme şansımız var. her müracaat edene biz burs veya kredi veririz. Şimdi burada kredinin bir avantajı var, siz benden iyi biliyorsunuz. Nedir o? Faiz yok, iki sigortalı bir işe girmeden ödeme de yok. Ondan sonra ödemeye başlayacaksınız. Taksitlere gelince taksitler de öyle sıkıntıya düşürücü miktarda değil.
Bir diğer konu, harç vardı değil mi? Harçları biz kaldırdık.
Spor tesislerine bakıyorsunuz. Yoğun bir spor tesisi yapma çalışmalarımız var. hatta yeni projemiz, gençlik spor bakanımızla konuşuyoruz. Özellikle basketbolda istiyorum ki üniversitelerimiz kendileri bu işe ağırlıklarını koysunlar. Gerek bayanlarda, gerekse beylerde, bizim üniversitenin alt zeminini oluşturduğu basketbol yapısını kurmamız lazım. Amerika’da böyle, bu işe ağırlıklarını koymuşlar. Üniversitelerin kendi içerisindeki spor salonlarında yetiştirip, ulusal uluslararası yarışmalara giriyorlar.
SORU: Biliyorsunuz son zamanlardaki döviz sıkıntısı olsun, bunlar bizi bir miktar endişelendirmekte. Örnek verecek olursak, benim kız kardeşim var. o günlük olarak doların değerini kontrol etmekte. Ben de o bakımdan fikrinizi sormak istiyorum?
Sen şimdi o cici kızımıza söyleyeceksin; O TL’nin değerini korumaya gayret etsin. TL’yi biriktirsin çok daha isabetli olur.
Tüm bunlar Batı'nın, başta Amerika'nın, Türkiye'yi sıkıştırma operasyonlarıdır. Şimdi son olarak döviz, faiz kur sıkıştırma operasyonları ne oldu? Ters tepti. Şimdi Türk Lirası bulamıyorlar. Ödeme yapma noktasında sıkıntıya düştüler. İş ters döndü. Bunu yapamayınca da şu anda Türk Lirası prim yaparken, dolar düşmeye yöneldi.
Dün akşam itibariyle 5,3-4 bu civarlara kadar düşmüş vaziyette. Biz bu defa kendimize güveniyoruz. Ekonomide iyi konumdayız. Şu anda uluslararası bu oyunu oynayan bankalar, işte onlar seçim zamanları rapor açıklamayacağız demeye başladı. E açıkla, açıklasan ne yazar? Biz kendimize güveniyoruz, inanıyoruz. Bundan önce yaptığınız tutmadı, yine tutmayacak.
DEVAMI GELİYOR…