Kılıçdaroğlu'na yakın isimden çarpıcı sözler: Muharrem İnce haklı
Son günlerde CHP'de yaşanan tartışmalarla ilgili, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın bir isim, Haber7 yazarı Mehmet Acet'e çarpıcı açıklamalarda bulundu.
ABONE OLCHP'de sular durulmuyor. Rahmi Turan'ın Külliye'ye giden CHP'li iddiası sonrasında partide başlayan tartışmada, her gün yeni açıklamalar yapılıyor. CHP Genel Merkezi, "Bu saray menşeili bir operasyon" derken, Rahmi Turan'ın hedef gösterdiği Muharrem İnce ise, "Saray bu işin neresinde. Bu kumpas CHP Genel Merkezi'ne ait" açıklamasını yaptı.
Haber7 yazarı Mehmet Acet, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın bir isimle konuştu. Acet'in yazısı şöyle:
"Delinin biri kuyuya bir taş attı, 40 akıllı çıkarmaya çalışıyor.
Herhalde hiçbir hadise, Cumhuriyet Halk Partisi’nde son günlerde alevlenen ‘Külliye’ye giden CHP’li’ tartışması kadar bu sözle bu ölçüde karşılığını bulamazdı.
Evvelsi gün CHP yönetimi içinde görevi bulunan, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile yakın teşrik-i mesaisi olan, kamuoyunun da yakından tanıdığı bir isimle ‘off the record’ bir görüşme yaptım.
Bu aralar gazetecilik yapan herkesin peşinden koştuğu sorulara yanıt arıyoruz.
Hala yanıt bulmamış en temel soru, günlerdir tartışması yapılan iddianın birinci kaynağının kim olduğu sorusu.
Sorunun cevabını bilebilecek durumda olan konuştuğum CHP yetkilisine ‘olağan şüpheli’ olarak ismi geçenlerden birinden bahsederek “O mu” diye sordum.
Muhatabım “Hayır” demedi.
Bu, olağan şüphelinin, olağan şüpheli halde kalması için işe yarar bir cevaptı.
Ancak, “Evet” yanıtı da gelmediği için, bu şüphenin ‘kanaate’ dönüşmesi anlamında yeterli bir veri sunmuyor.
Dikkatimi çeken ikinci bir nokta, konuştuğum CHP yetkilisinin sözlerine yansıyan moral bozukluğu idi.
Uzun uzun yakındı olup bitenlerden.
Hani, bir dokun bin ah işit cinsinden.
“70 yıldır ilk defa milletle arayı bulmaya başlamıştık. Şimdi bu iş çıktı” dedi. “Millet bu durumdaki bir partiye oy verir mi” diye yanıtını kendi içinde barındıran bir soru ile devam etti.
“Belli ki, içeriden birilerinin işi bu, Saray’la ne ilgisi olabilir ki, Muharrem İnce de haklı olarak isyan ediyor” dedi.
Samimi bir özeleştiri de diyebiliriz bu sözlere.
Diğer yönüyle, parti içindeki moral bozukluğunun bir yansıması.
Gelelim, Külliye’ye giden CHP’li tartışmalarının geldiği son noktaya.
Hürriyet gazetesinde Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamalar, bu tartışmalarla ilgili kendisinin yeni pozisyonunu ortaya koyması açısından dikkate değer idi.
Kılıçdaroğlu’nun, Foks tv’deki sözlerine izahat getirerek, ya da tartışmaların ulaştığı nokta nedeniyle tevil ederek sarf ettiği yeni sözleri…
“Doğrudur” ifadesinin kendisinin Beştepe’ye gidenlere dair bir bilgisi varmış gibi çarpıtıldığından söz ediyor Kılıçdaroğlu.
Bu ‘tavzih’ önemli.
Ancak, yeterli mi?
Değil.
Asıl sorunun ürettiği tartışmaları kapatacak bir açıklama değil bu.
İddiayı ortaya atan Rahmi Turan’ın gazeteci kaynağı Talat Atilla, kendi kaynağının bir CHP’li olduğunu, iddiayı da Kılıçdaroğlu’na bir şekilde doğrulattığını söylüyor.
Kılıçdaroğlu söz konusu gazeteci ile 7 yıldır görüşmediğini söylüyor.
Ancak, ilgili isim zaten CHP Genel Başkanı ile görüşerek değil, bir şekilde ‘doğrulatarak’ (muhtemelen iddianın ilk kaynağı olan CHP’li isim üzerinden) hareket ettiğini iddia ediyor.
Hürriyet’teki haber, ben de Kılıçdaroğlu’nu temize çıkarma niyetiyle sorulan sorular üzerine şekillenmiş izlenimi veriyor.
Neden derseniz, CHP liderine sorulması gereken asıl soru, ilgili gazeteciyle görüşüp görüşmediği sorusu değil, tartışmalara konu olan iddiadan haberdar olup olmadığı, kendisine bir ‘doğrulatma’ mesajının gelip gelmediği sorusu olmalıydı.
İşin bu kısmı bu haliyle hala boşlukta duruyor ve yalanlanan iddianın ilk kaynağının kim olduğu, söz konusu ismin Kılıçdaroğlu’ndan onay alıp almadığı, şu haliyle vuzuha kavuşmuş görünmüyor.
Muharrem İnce’nin parti içindeki bir çeteden söz ederken, atıf yaptığı nokta da tam olarak burası.
O da, tıpkı benim görüştüğüm CHP yetkilisi gibi, ‘içeriden’ birilerinin operasyon yaptığı görüşünde.
Sözün özü, Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla da meselenin kapanması zor görünüyor.
Asıl ‘fail’ ya da ‘failler’ ortaya çıkana kadar bu pilav daha çok su kaldırır."