Vatan Partisi Öncü Kadın: LGBTİ dayatmaları kabul edilemez
Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı, LGBT’nin erkek ve kadın cinsiyetlerini normal gören mevcut devlet düzenine düşmanlık beslediğini belirtti. 23 Nisan’daki “LGBTİ çocuk” afişi rezaletine CHP Genel Merkezi’nin sessizliğinin sürdüğünü vurgulayan Ayvalı ana muhalefet partisinin bu tavrını eleştirdi.
ABONE OLVatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı, Ulusal Kanal canlı yayınında emperyalizmin LGBTİ dayatmasını değerlendirdi. Ayvalı, LGBTİ hareketini şekillendiren esas unsurun “queer hareketi” olduğunu, bu hareketin doğalın, dengenin ve sınırların olmadığı bir sistem istediğini ifade etti: “Queer hareketi, LGBTİQ’nun Q’su. Bu teoriye göre; cinsel kimliğin bedenle ilişkisi yoktur; biyolojik cinsiyeti, toplumsal cinsiyeti, kadınlık ve erkeklik rollerini reddeder ve cinsiyetin sürekli değişmesi gerektiğini söyler. Kadın ve erkek temelli toplumsal düzene ve devlete bir başkaldırıdır.”
KAYNAK NEOLİBERALİZM
Bu projenin sahte sol ve neoliberal feminizm ile el ele yürütüldüğünün altını çizen Ayvalı, “Kadın aşağı itildikçe eşcinsellik yaygınlaşmış. Erkek ve kadının birbirinden koparıldığı, kadının eve hapsedildiği her toplumda yalnız erkekler değil kadınlar da eşcinselliğe itilmiştir. Günümüz feminizmi ile LGBTİ hareketini yan yana getiren şey ise neoliberalizmdir.” dedi.
CHP’NİN REZALETE KARŞI SESSİZLİĞİ
Ayvalı, CHP’li belediyelerin 23 Nisan rezaletini görmezden gelenleri eleştirdi: “Şişli ve Kadıköy Kent Konseylerinin LGBTİ Meclisleri 23 Nisan'da çocuklarımızı LGBTİ çocuklar ve LGBTİ olmayan çocuklar olarak böldü. Çocuklar üzerinden bir meşrulaştırma ve gelecek planı yürütülmektedir. CHP Genel Merkezinden hala en ufak bir tepki ya da düzeltme gelmediğine göre cehaletle açıklamak mümkün görünmüyor”
LGBTİ eylemlerindeki çocuk istismarına değinildiği an Atatürkçü çevrelerden akıl ve vicdanla izahı mümkün olmayan sorular geldiğini söyleyen Ayvalı şu ifadeleri kullandı: “Ensar Vakfında tecavüzlere karşı çıktınız mı diye soruyorlar. Hepimiz karşı çıktık. Bir cumhuriyet kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı ile savaştıkları kadar neden çocukları korumak için mücadele etmiyorlar.”