Baykal: Örtü İslamın icabı değil

CHP Genel başkanı Deniz Baykal, türban konusunun altında laikliğe karşı bir meydan okuma olduğunu savundu ve 5 şubat tarihine dikkat çekti. Baykal kürsüden fıkıh dersi verdi:

ABONE OL
GİRİŞ 05.02.2008 14:30 GÜNCELLEME 05.02.2008 14:30 SİYASET
Baykal: Örtü İslamın icabı değil

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "(71 yıldır dünyada Müslüman ve laik olmayı başarıyoruz, başardık, gelecek yıllarda bunu sürdüreceğiz) diye hitap edeceğimiz bir noktada, laikliğe yönelik en ağır darbelerin hazırlıkları yapılıyor, planları uygulamaya konuluyor, işbirlikleri gerçekleştiriliyor. Ve o süreç, Türkiye'de halka, topluma, Anayasamıza dayatılıyor" dedi.


Baykal, CHP TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'de tartışılan temel konulardan birisinin türban olduğunu söyledi.


"Aslında karşımızdaki konu, türban konusu değil, laiklik konusudur" diyen Baykal, 5 Şubatın laikliğin, Türkiye'de Anayasaya yerleşmesinin 71. yıldönümü olduğunu anımsattı. Baykal, 'Şu acı rastlantıya bakın... Tarih, tebessümle bu olayı izliyor. '71 yıldır dünyada Müslüman ve laik olmayı başarıyoruz, başardık, gelecek yıllarda bunu sürdüreceğiz' diye hitap edeceğimiz bir noktada, laikliğe yönelik en ağır darbelerin hazırlıkları yapılıyor, planları uygulamaya konuluyor, işbirlikleri gerçekleştiriliyor. Ve o süreç, Türkiye'de halka, topluma, Anayasamıza dayatılıyor. Böyle bir tabloyla karşı karşıyayız" diye konuştu.


Bunun üzüntü verici bir tespit olduğunu ifade eden Baykal, Türkiye'de laikliğin başından beri, toplumun önemli kesimleri tarafından hazmedilmediğini söyledi. Bazen açıktan, bazen gizli gizli, laikliğe karşı çalışmalar sürdürüldüğünü, altyapı oluşturulduğunu anlatan Baykal, "Bu tarihi süreç, öyle anlaşılıyor ki artık açıktan meydan okumayı mümkün kılacak bir noktaya gelmiştir" dedi.


"TÜRBAN KONUSUNUN ALTINDA NE YATIYOR?"


"Türban konusunun altında ne yatıyor? İslamiyetin hangi anlamda icabıdır, hangi önemde bir icabıdır, hangi biçimde bir örtünme İslamiyetin icabıdır?" diye soran Baykal, bunların konuşulmasına, aydınlatılmasına ihtiyaç duyulduğunu söyledi. İslamiyetin gereği, temel koşulu "türban takmakmış" gibi bir anlayışın ortaya çıktığını anlatan Baykal, "Türban, örtünme, dinimizin bu konudaki anlayışı, bu konuların netleştirilmesi gerekiyor" dedi.



"Örtünme, elbette bizim dinimizde vardır ama bilinmelidir ki örtünme bizim dinimizle ortaya çıkmış bir uygulama değildir. Örtünme, İslamiyetin bir icadı değildir" diyen Baykal, örtünmenin, toplumsal yaşamın, insanların birbirlerine saygı göstererek medeni bir toplum içinde yaşayabilmelerinin bir gereği olarak İslamiyetten öncede kabul görmüş bir uygulama olduğunu söyledi. Örtünmenin, insani durumun, toplumsal yaşamın icabı olduğunu belirten Baykal, şöyle konuştu: "O nedenle İslamiyetten önce örtünme vardır. İlk dönemler hariç, insanlar, çırılçıplak ortada dolaşır vaziyette hiçbir zaman olmamışlardır. Medeniyetle birlikte örtünmüşlerdir. Bütün dinlerde örtünme vardır. Sanmayın ki örtünme sadece İslamiyette var. Hıristiyanlıkta da, Musevilikte de örtünme var. Bütün dünyada örtünme var. Örtünme evrensel bir medeniyet kuralı, toplumsal yaşamın icabıdır. Bu konuda bir tereddüt yok. Kimsede 'örtünmeyin, çıplak dolaşın' diye bir çağrı içinde değil. Elbette örtünülecek. Elbette medeni yaşamın icabı neyse, öyle olacak."


Baykal, İslamiyetle birlikte, Kuranı Kerim'in daha önce var olan örtünme biçimlerine yönelik bazı anlayışları ortaya attığını ifade ederek, şöyle konuştu: "O zamana kadar örtünme arkaya doğru yapılırken, İslamiyet, örtünün öne doğru kullanılması gereğini söylemiş. Kuranı Kerim, 2 ayrı süresinde, çeşitli ayetlerde, bunu ifade etmiş. Buradaki örtünmenin kabul edilmiş olması, var olan örtünmenin kabul edilmiş ve düzenlenmiş olması... Mesela daha önce Cahiliye döneminde cariyeler çıplak dolaşıyormuş. Onlardan, mümin kadınların ayrılması için Kuranı Kerim, telkinler, tavsiyeler yapmış. Bütün bunlar doğru. Bunlarda mesele yok... Bunlar, yeni keşfedilen olaylar değil. Yüzlerce yıldır bu lafı, biz biliyoruz, Anadolu biliyor, Türkiye biliyor."


İslamiyet bakımından, konunun bir kriz haline gelmesinin 30-40 yıl önce söz konusu bile olmadığını anlatan Baykal, şöyle devam etti: "Konunun, kriz haline gelmesini gerektiren bir durum yok. Herkes birbirine saygı gösteriyor, herkes cemiyet şartlarının uygun gördüğü biçimde örtünüyor. Bunu da herkes doğal karşılıyor. Kimse, kimsenin dinini, inancını, İslamiyetini sorgulama gereğini duymuyor. Öyleymiş... Şimdi birden bire, bu örtünmeyle ilgili bir önemli, yeni radikalleşme, bir yeni maksimum yorum dayatması ortaya konmaya başlandı. Bu dışardan Türkiye'ye ithaldir. Örtünme fikri değil, bu örtünme biçiminin Türkiye'ye dayatılması, bir ithal dayatmadır. Anadolu'da böyle bir olay yoktur. Anadolu, İslamiyeti en güzel yaşayan toplum."


Baykal'ın diğer açıklamaları özetle şöyleydi:


"İslamiyettte hımar diye bir tabir vardır. Fıkıhçılar bu örtümüdür başörtüsümüdür  konusunda tartışmış çoğunluk baş olarak algılanması konusunda fikir belirtmiştir. Kastedilen 'başın örtünmesiyse saçın bir tek telinin gözükmesi de günah mıdır?' konusunda fikir alış verişinde bulunulmuş bazıları kulakların altındaki saçların gözükeceğini belirtmiştir.


Hanefi mezhebinin imamı İmamı Azam, kadının saçının 4'te birinin açılmasının namazı bozmayacağı hükmüne varmıştır. Bir tek vatandaşın saçının bir telinin görünemez radikal anlayışını sahiplenmesine saygı duyarım. Bu işhraç yorumun Anayasa hükmü haline getirilmesi kabul edilemez. Bu yanlış olur. Çok tehlikeli çok yanlış yapmış olursunuz. İşte laiklik bu..


İslamiyette tesettür var. İslamiyette çok şey var. nerede duruyor tesettür. Kurucu unsuru mu islamiyetin? Kurucu unsuru ne Kelimeyi Şahadet.. Büyük günahlar var. Küçük günahlar var. Bunlara bakınca tesettür nerede duruyor.


Büyük günahlar bellidir... Şirk koşmak, adam öldürmek, savaştan kaçmak. namuslu kadınlara iftira atmak. savaştan kaçmak. yalan yere şahitlik etmek. rüşvet hırsızlık gıybet kovuculuk. anne-babaya asi olmak. sözünde durmamak. emanete hıyanette bulunmak..


Tesettür yok listede ama bunların hepsi var. Tesettür konusunda bir günah yok bir tavsiye midir, emir midir bilemiyoruz.


Bunu tek tel görünmeyinceye kadar örtene de uyanada uymayana da saygı duyuyoruz. ancak onlar da diğerleri kadar Müslüman


Bunu niye anayasa kuralı yapıyorsun. Sana ne kardeşim. Anayasa kuralı yapınca bölünme başlıyor. Nerede başlıyor bölünme? Üniversite bir bütün. Bu anlayış değiştirilirse ne olacak üniversitede... Sınıfta öğrencilerin bir kısmı türban takacak bir kısmı takmayacak. Dini inaca göre ayrılmış bir sınıfı göreceksiniz. Sonra mezhep ayrılıkları çıkacak. Bu iyi bir şey mi? Din kriterini gözüne sokan bir eğitim anlayışı doğpru bir pedogoji mi? Birikmiş puroblemleri çözüyorlarmış..


Laikliği bize emanet edin diyorlar. Ciğeri kediye emanet ederim laikliği sana emanet etmem. Bu kişiler yakın bir zaman önce millet istemezse laiklik tabi kalkacak diyenler değil miydi? O gün öyle düşünüyorlardı bugün değiştiler. Bugün de değişirlerse ne olacak peki.. Türban meselesini iyi niyetle suistimal edilenler var.


Humeyni'nin ilk kurbanı liberaller ve demokratlar oldu. Bizde de var öyle.. Samimiyetler koşuyorlar. Ne solcu ne sağcı yağcı bir grup var ortada.. Her dönemde vardır bu yağcılar. Gelecek dönemdede olacak bu yağcılar. Bu yağcılar için garanti yoktur. Mezbahaya götürürler danayı. Dananın kasabın bıçağını yalayarak kurtulma şansı yoktur.


Bir de hasılatçılar var.


Haydi gel çözelim diyeceğiz ve istismara fırsat vermeyeceğiz diyorlar. Aferin.. Cumhurbaşkanı seçtirmediler diyecekler diye seçtirdiler. ona da aferin! istismara fırsat vermöeyeceğiz diyenler kamuda türbana hazır olsun!


İstismara fırsat vermeyeceğiz diyenler yeni sorunlara hazır olsun. Laikliği tehdir edildiği noktada başından dur diyeceksin.


Tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bak mantığını mı tavsiye ediyorsun.


Türban takan kızlar bu yanlışın kaynağı değil kurbandır. Bütün mesele kadınlarımızı kızlarımızı türban takma zorunluğunda bırakılmasıdır.