Elden gidiyor... gidiyor... gidiyor.. gidi

Bir gün politikacılığa özenir de, kendinize şöyle bolca dinleyici bulmak zorunda kalırsanız, yüksekçe bir yere çıkıp bağırın: - Elden gidiyor... Ne faydası olduğunu Çetin Altan anlatıyor...

ABONE OL
GİRİŞ 01.03.2008 08:09 GÜNCELLEME 01.03.2008 08:09 SİYASET
Elden gidiyor... gidiyor... gidiyor.. gidi

Çetin Altan'ın köşe yazısı

Bir gün politikacılığa özenir de, kendinize şöyle bolca dinleyici bulmak zorunda kalırsanız, yüksekçe bir yere çıkıp bağırın:
- Elden gidiyor...


* * *


Elden giden şeyin, özellikle elden gidecek türden somut bir şey olmaması şarttır.
Örneğin:
- İman elden gidiyor, deyin.
Yahut:
- Din elden gidiyor.
Yahut:
- Bayrak elden gidiyor.


* * *
İman, din, bayrak gibi kutsal kavramlar, maaş, ücret, tarla, tavuk, horoz, bakraç, güğüm, inek, at, katır, eşek gibi; somut olarak elden gidebilecek türden şeyler olmadığı için; sizi dinleyenler, bunların gerçekten gidip gitmediğini ölçemeyeceklerinden, sözlerinize kolayca inanabilirler.


* * *
Ve siz de sürdürebilirsiniz bağırmanızı:
- Gidiyor, arkadaşlar gidiyor, elden gidiyor.
Hiç kuşkuya düşmeyin, kimse kalkıp da:
- Yahu din elden nasıl gider, belediyenin istimlak ettiği babadan kalma bakkal dükkânı mı bu, diye sormaz.


* * *
1400 yıllık İslam dininin, avcı görmüş 4 ayaklı tavşan gibi şıp diye elden kaçabileceğine inanır herkes.
İnanınca da, dini tekrar yakalayıp avucunun içine almak için, sürü sepet peşinize takılır.


* * *
Siz önde onlar arkada:
- Gidiyor kardeşler, gidiyor; din elden gidiyor, diye bağıra çağıra görkemli bir yürüyüş eylersiniz.


* * *
Osmanlı tarihinde:
- Din elden gidiyor!
Vaveylasıyla çok sadrazam kellesi koparılmış; hatta aynı zamanda halife olan imparatorların bile canları cellat kemendiyle alınmıştır.
Ve gerçekte giden din değil; ya padişah, ya çevresi olmuştur.


* * *
En elden gidemeyecek şeylerin, elden gittiğini haykırarak adam toplamak; bizde geleneği olan politik bir kışkırtma tuzağıdır.


* * *
Çıkar bir kürsüye, boyun damarlarını şişire şişire naralanırsın:
- Elden gidiyor dostlar, elden gidiyor; bayrak elden gidiyor.
Veya:
- Namus elden gidiyor.
Veya:
- Namaz elden gidiyor.
Veya:
- Türklük elden gidiyor.


* * *
Bunları elde tutmak için, kimin iflahını kesmek gerekiyorsa, hedef olarak da onu gösterirsin:
- Muhtar İdris yüzünden, öteki dünya elden gidiyor!
Dinleyenler, Muhtar İdris’i yok edip, öteki dünyanın elden gitmesini önlemeye kalkarlar.


* * *
“Öteki dünya” yerine, “şeref” elden gidiyor da denebilir; “geçmiş elden gidiyor” da denebilir.
Ancak kavramlar hep soyut olmalı.
Kazara güneş elden gidiyor, yıldızlar elden gidiyor, rüzgârlar elden gidiyor, bulutlar elden gidiyor derseniz; kimse inanmaz.


* * *
Bakın siyasal liderlere; biri:
- Bayrak elden gidiyor, diyor.
Öteki:
- Din elden gidiyor...
Bir üçüncüsü:
- Türklük elden gidiyor...


* * *
Hangisi kalkıp da:
- 20. yüzyıl elden gidiyor, insan hakları elden gidiyor, minicik çocuklar elden gidiyor, çağdaşlık özlemi elden gidiyor, diyor?


* * *
Umurundaydı onların kaybedilmiş yüzyıl, insan hakları, çocuk mutlulukları ve çağdaşlık...


* * *
Politikacı, insanın enayisini arayan kişidir. Şayet enayilik ortadan kalksa, politikacıya gerek mi kalırdı?


* * *
NOT:
Dün, Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı’na, “yapılmakta olan bir hazırlık soruşturmasına esas olmak üzere tanık olarak” çağrılmam nedeniyle, gitmek zorunda kaldığımdan; “Zurnada Peşrev Olmaz” kitabındaki, 30 yıl önce yazdığım bir yazıyla, “Şeytanın Gör Dediği” köşesini boş bırakmamak istedim. Hoş görüle...


(Milliyet)


c.altan@bnet.net.tr