'Saadet Partisi yönetimi söylenenleri dinlemezse yeni bir parti kurulabilir'
20. Dönem Zonguldak Milletvekili Necmettin Aydın, Oğuzhan Asiltürk'ün kurultay çıkışı sonrası yaşananlar ve Saadet Partisi'nin CHP'ye kaymasına ilişkin sert eleştirilerde bulundu.
ABONE OLSaadet Partisinin Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Oğuzhan Asiltürk, sosyal medya hesabı üzerinden partisiyle ilgili açıklamalarda bulunmuş 53 paylaşımda kurultay çağrısı yapmıştı.
"YENİ BİR PARTİ KURULABİLİR"
Saadet Partisi'nde büyük yankı uyandıran Asiltürk'ün çağrısı sonrası 20. Dönem Zonguldak Milletvekili Necmettin Aydın da basın açıklaması yaparak yönetime tepkisini gösterdi. Aydın açıklamasında "Sayın Asiltürk haklıdır ve davanın en önemli ismidir. Saadet Partisi yönetimi söylenenleri dinlemez, bu güne kadar herkesi partiden uzaklaştırdığı gibi sayın Asiltürk’ü de dışlamaya kalkarlarsa yeni bir partinin daha kurulmasına sebep olurlar." dedi.
İşte o açıklama;
SP'NİN BAŞINA GELEN FELAKET KAMALAK
Merhum Erbakan hocamızın vefatı ile SP nin başına en büyük felaket olarak, Kamalak gelmiştir. Bu gün yaşananların daha iyi anlaşılması için kamuoyunu aydınlatmak vazifemizdir. Siyasi, Partiler milletindir ve bilme hakkı vardır. Merhum Erbakan Hocamızın son genel başkanlığı dönemimde genel başkan yardımcısı idim.
Vefatından sonraki yapılan ilk genel idare kurulu toplantısında hukukçu Kamalak tarafından hukuk çiğnenerek SP nin ipi çekilmiştir.
Birincisi siyasi partiler kanununun 45 gün içinde büyük kongre yapılması amir hükmü çiğnenmiş, parti başsavcılıktan ihtar yemiş, vekil genel başkanla seçimlere gidilerek partini oyu %1 lere düşürülmüştür. Bütün parti başkanları kendi illerinde partisinden çok oy alırken Kahramanmaraş’ta daha düşük oy alınmıştır.
İkinci olarak Genel idare kurulu toplantısında parti tüzüğünde bulunan Yüksek İstişare kurulu başkanlığı seçimi de yapılmış idi. Bu konuda yaptığım konuşmada, merhum Erbakan hocamızın haksız yere siyasi yasaklı olduğu (MSP , RP ve SP) dönemlerde bizlerin ve toplumun onun liderliğini ve partilerini yönetme hakkını kabul ettiğini, yasak kalkar kalkmaz Genel Başkan olduğunu ve dolayısı ile YİK başkanlığının artık bu özelliğinin olmadığını partiyi kim yönetecekse onun genel başkan olması gerektiğini , YİK başkanının Molla Güranimiz olması gerektiğini ve bunun Oğuzhan beye yakışacağını söylemiştim . Kendisi de yaptığı konuşmada bu görevi Molla Gürani olarak yapacağını teyit etmiştir. Daha önce odasında kendini, hukukçusun kulağıma bazı şeyler geliyor, sakın hukuksuz bir şey yapma diye uyarmıştım, ancak Kamalak, biraz geç gittiğim öğleden sonraki oturumda Oğuzhan beyin lider olduğunu belirterek biat merasimi düzenleyip el öpüp biat ederek herkesi de biat ettirdiğini ve bitmek üzere olduğunu gördüm. Oğuzhan bey samimi bir insandır, ama kim olsa bu kadarına dayanamaz ve
Liderliği kabul eder. Sayın Kamalak ihtirasları için Oğuzhan beyi ve parti yönetiminde ki, samimi ve saf arkadaşları kullanmıştır. Sayın Karamollaoğlu’ da Oğuzhan beyin liderliğini kabul ederek başkan olmuştur.
Şimdilerde İşler kötüye gidince, oylar düşünce çare arıyor diye Oğuzhan beye yaslanarak başkan olanlar ondan kurtulmaya çalışıyorlar.
Üçüncü büyük hata ise hukukçu Kamalak , Milli görüş fikrini baskılamış ısrarla FETÖ ye yaslanmış ve SP nin büyük felaketi olmuştur . Aşağıdaki beddua da hem bunun hem de nankörlüğün yeni delilidir. Beddua denilince akla,, Kamalak’ın hizmet hareketi Türkiye’nin en hayırlı hareketi dediği FEÖ gelir. Aşağıdaki beddua cümlesi de
hemen hemen aynı formattadır. Gönülde olan dile gelir.
OĞUZHAN ASILTÜRK’ÜN ÇIKIŞI VE MİLLİ GÖRÜŞ CAMİASINDA HAREKETLENME
Sayın Oğuzhan Asiltürk’ün çıkışı ile Milli Görüş camiasında ciddi hareketlenme başlamıştır. Sayın Asitürk, merhum Erbakan hocamızdan bu güne kadar uygulanan politikalara yönelik itirazını iki temel tesbitle özetliyor. Milli görüş çizgisinden kayma, tamamen retorik bir muhalefet anlayışı.
"SAYIN TAYYİP ERDOĞAN’A HASMANE BİR DURUŞ SERGİLEDİLER"
Her iki tespitte doğrudur. Sayın Kamalak zamanında hizmet hareketi bu ülkenin en hayırlı hareketidir denilerek Milli görüş düşüncesi davası örselenmiş, Gülen hareketine fazla yaslanılmıştır. Sayın Karamollaoğlu’da önceleri Milli görüş hareketini bölen en önemli aktör sayın Gül’ün yaveri gibi hareket etmiş, daha sonra ve şimdilerde de özellikle CHP ile tek parti gibiymiş imajı doğurmuştur. Bu iki sayın genel başkan sağlıklı bir muhalif duruş yerine, Sayın Tayyip Erdoğan’a hasmane bir duruş sergileyerek AK Partiye gitmiş gönlünde MİLLİ Mörüş muhabbeti olan seçmen kitlesi ile araya duvar örmüştür.
İlk zamanlarda AK parti seçmeninin büyük oranda ikinci tercihi SP iken, bu gün SP son tercihtir. Daha da vahimi SP, Yeniden Refah Partisi’nin kuruluşunu engelleyememiştir.
"BU VAZİYETTE SEÇİIME GİDİLİRSE YENİ BİR HÜSRAN KAÇINILMAZ"
Üçüncü büyük hatayı ben ilave edeyim, Teşkilat çalışması terkedilmiştir. 2023 seçimlerine iki yıl kalmıştır, bu vaziyette seçime gidilirse yeni bir hüsran kaçınılmazdır. Acilen kongre, yeni bir genel başkan ve öze dönüş şarttır. Sayın Asiltürk haklıdır ve davanın en önemli ismidir. Saadet Partisi yönetimi söylenenleri dinlemez, bu güne kadar herkesi partiden uzaklaştırdığı gibi sayın Asiltürk’ü de dışlamaya kalkarlarsa yeni bir partinin daha kurulmasına sebep olurlar. Bunun sorumlusu da SP yönetimi olur. Kendilerine her itiraz edeni AK partiye hizmet ediyor diye suçlamak kendilerine zarar verir, sonunda parti olmaktan çıkar bir cemaate evrilirler, her seçimde bir iki milletvekilliği için diğer partilerin kapılarında yatıp kalkarlar.
"TEMEL BEY CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞINA YOĞUNLAŞSIN"
Aslında sayın Temel Karamollaoğlu açısından önemli bir tespit daha yapmak istiyorum . Millet ittifakı ile o kadar haşır neşir oldu ki CHP tabanının sayın Gül’den çok daha kolay kabul edebileceği bir durumdadır. Sayın Gül’ün AK Parti geçmişi diğer paydaşlar açısından da sorundur. AK Parti tabanı da Sayın Gül’ü reddetmiştir. Bu doğaldır, evden giden baba da olsa reddedilir. AK Parti tabanından da en çok oy alabilecek kişi yine Sn Karamollaoğlu’dur. Hatta HDP tabanı açısından da böyledir ve önemli bir fırsattır. Saadet Partisi en geç eylül gibi kongre yapar, Temel bey genel başkanlığı bırakır Cumhurbaşkanlığı adaylığına yoğunlaşırsa çok isabetli olur. Partili cumhur başkanı biraz antipatik durmaktadır. Partisiz bir cumhurbaşkanı adayı olarak millet ittifakı paydaşlarını ikna ederse seçilme ihtimali mesela Sayın Gül’den fazladır. Yeni SP yönetimi, Yeniden Refah Partisi ile uzlaşarak Millet ittifakına katılmak için Temel beyin adaylığı şartını öne sürmeleri bu ihtimali kuvvetlendirecektir. Zaten Milli Görüş partileri ancak bu şartla millet ittifakında yer almalıdır. Aksi milli Görüşün karakterine aykırıdır. Maalesef mevcut durumda Milli Görüş bu gün ittifakların hesabın kuruş kısmını karşılayacak taraf pozisyonuna düşürmektedir.
CHP'NİN SAADET'E ŞİRİNLİKLERİ
Daha önemlisi yeni bir Ahmet Necdet Sezer vakası yaşanmamalıdır. Sezer seçilmeden önce Fazilet partisine şirinlikler yapmış, başörtüsü taraftarı görünmüş, dini hassasiyetleri koruyacağına sözler vermiş, Fazilet Partisi de buna aldanarak ona oy vermiş, ama seçildikten sonra en büyük başörtüsü düşmanı olmuştur. Benzer hatayı yapmaya hakkımız yoktur. Bu günde CHP tarafından benzer şirinlikler yapılmakta, sözler verilmektedir. Sayın Kılıçtaroğlu bu konularda Temel beyi sigorta gibi sunmaktadır. Ancak mevcut sistemde bunların bir anlamı yoktur. Seçildiği zaman Cumhurbaşkanı tüm yetkiyi tek başına kullanacaktır. Bunu önlemenin yolu mutlaka Milli Görüş kökenli bir Cumhurbaşkanı seçilmesini sağlamaktan geçer.
"BU KONUYU EN İYİ BİLEN SAYIN ERDOĞAN'DIR"
Son olarak Saadet Partisi eylülde yapacağı kongreyle yeni ve dinamik bir yönetime kavuşmalıdır. Seçim barajları ineceğinden o barajı aşacak kanaat uyandıracak yeni ve toparlayıcı bir yaklaşım sergilemeli, mutlaka Yeniden Refah Partisi başta olmak üzere mevcut partileri ikna ederek yeni bir oluşum gerçekleştirmeli ve bunu güçlendirecek çalışmalar yapmalıdır. İkinci olarak söylemlerini eski milli görüş tabanını incitmeyecek şekilde düzeltmeli ve kapsamlı bir program ortaya koymalıdır. En önemlisi Teşkilat çalışmalarına yoğunlaşmalıdır. Ak partinin en önemli gücü teşkilat çalışmalarıdır. İl başkanlığından geldiği için bunu en iyi bilen uygulayan Sayın Erdoğan’dır.
Diğer partilerin genel başkanlarının hiçbirisinin böyle bir tecrübesi olmadığı için başarısız olmaktadırlar. İletişimde yüz yüze etki hala %50 nin üzerindedir ve Teşkilat ve taban çalışması dediğimiz şey, sokak sokak dolaşmak değil toplumu etkilemeye yetecek kadar bir kadroyu, yani toplumun sinir yapısı gibi olacak kadar bir kitleyi , nüfusun en az %1i yani takriben bir milyon kişilik hiyerarşik organize ve hareketli bir teşkilat yapısı ile mümkün olur.
Sinir sistemi de vücudun % 1 i kadardır ama İnsanı diri yapan sinir sistemidir. Merhum Erbakan Hocamızın liderliğinde Ülkemizin son elli yılına damga vurmuş Milli Görüş fikir ve kadrolarının mevcut yönetimden nöbeti devralacak şekilde toparlanma zamanı gelmiştir.1977 seçimlerinde, 18 yaşında başladığım ve her kademesinde canla başla çalıştığım ve en son merhum Erbakan hocamızın Genel Başkan Yardımcısı olama şerefine ermiş, halen Milli Görüşçü Kuruluşlar sözcüsü olarak en büyük arzum budur.