İYİ Partili Durmuş Yılmaz'ın Erdoğan takıntısı
Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Yeni Şafak Gazetesi için kaleme aldığı yazıda, İYİ Parti Milletvekili eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz hakkında İYİ Partili bir ismin verdiği bilgileri paylaştı.
ABONE OLKanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Yeni Şafak Gazetesi'ndeki bugünkü köşesinde, İYİ Parti Milletvekili ve eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın geçtiğimiz cuma günü yaptığı, "Resmi Gazete" açıklamasının detaylarını verdi.
Acet, Durmuş Yılmaz için kendi partisinden bir ismin, "Durmuş bey de Tayyip Erdoğan karşıtlığı bir takıntı haline gelmiştir. Mümin derecesinde bir takıntılık hali bu. Sırf bu nedenle söylediklerini çok ciddiye almamak lazım" dediğini de yazısında dile getirdi.
İşte Mehmet Acet'in bugünkü yazısı:
İYİ Parti milletvekili eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın geçtiğimiz Cuma günü neler yaptığını biliyorsunuz.
Meclis Bütçe Komisyonu toplantısında çıktı şöyle şeyler söyledi:
"Ben, sizleri bugün Cuma dolayısıyla gece saat 12.00'den sonra teyakkuza davet ediyorum. Resmi Gazete'yi takip etmenizi tavsiye ediyorum. Bu gece bir şey olabilir, olduğu zaman da Türk lirasının üzerine nasıl daha fazla bir sıkıntının geleceğini görürsünüz"
Bu açıklamalardan sonra aynı günün akşamı için hiç hesapta olmayan bir ‘Resmi Gazete’ bekleyişi karşımıza çıktı.
Durmuş Yılmaz, kendi partisinin Genel Başkanı’nı bile, bu laflarıyla peşine takmayı başardı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de o akşam bir şeyler olacakmış havasına kendisini kaptırarak, "Gündüz huzur yok, gece huzur yok. Asla pes etmek yok. Bu günler elbette geçecek. O sandık elbet gelecek ve Türkiye İYİ olacak" paylaşımı yaptı.
Resmi Gazete saati geldiğinde, 20 Kasım tarihine özel bir takım atamaların olduğu görüldü ama bu listede Durmuş Yılmaz’ın milleti internet başında toplayacak ‘davetine’ uygun düşecek türden bir haber yoktu.
Yaydığı haber elinde patlayan Yılmaz, ertesi gün çıktı, "Herhangi bir kulis bilgim ve duyumum yoktu.” Diyerek özür diledi.
Tabi, bu özür beyanı Durmuş Yılmaz’ın ‘sorumsuzca eylemini’ ne kadar yumuşatır ayrıca tartışılmalı.
Neden derseniz, bu özür beyanı eğer, tehlikeli manipülasyonların ortaya çıkabileceği o Cuma akşamı gelmiş olsaydı bir anlamı olabilirdi.
Uzun yıllar Merkez Bankası Başkanlığı yapmış bir ismin böyle şeyler söylemesi, kurda yeni bir sert dalgalanmaya yol açabilirdi.
İYİ PARTİLİ İSİM DURMUŞ YILMAZ İÇİN BAKIN NELER SÖYLEMİŞTİ
Geçmişini de yakından bilenler ne dediğimi iyi anlayacaklardır.
İki tane Durmuş Yılmaz karakteri var aslında.
Biri, Merkez Bankası Başkanlığı döneminde, hemen hemen hiç konuşmayan, belki de konuşmadığı için ‘çözülemeyen’ bir Durmuş Yılmaz karakteri.
Diğeri siyasete girdikten sonra, içinde kocaman bir canavar beslediği anlaşılan Durmuş Yılmaz karakteri.
Kendisinin uydurma haberlerin peşine takılması da yeni bir durum değil.
Pandemi sürecinin ilk aylarında İsveç’te Kovid-19 virüsüne yakalanan, hastaneye alınması gerekirken tedavi talebi reddedilen bir Türk vatandaşının kaldırılan ambülans uçakla Türkiye’ye getirilmesi üzerine de yalanlarla dolu paylaşımlarda bulunmuştu.
“İsveç’ten Türk vatandaşımızı ambülans uçakla Türkiye’ye getirdik… Adam çifte vatandaş çıktı, Bakanın köylüsü çıktı, milyoner çıktı, parti üyesi çıktı. Covit 19 hastası da çıkmadı kardiyoloji servisinde yatıyor. Beceriksizce çekilmiş bir Türk filmi izledik film bitti.” Şeklindeki paylaşımının içindeki iddiaların hemen hemen tamamı yalan çıktı.
Getirilen hasta ne milyoner birisiydi, ne AK Parti üyesiydi, ne de bakanın köylüsüydü.
Durmuş Yılmaz’ı tanımamızı kolaylaştıran tarifi, aynı partide siyaset yapan bir arkadaşından iki yıl kadar önce dinlemiştim.
Kendisi gibi İYİ Parti milletvekili olan isim, Durmuş Yılmaz’la ilgili düşüncelerini bana off the record, yani kayıt dışı olarak anlatmıştı.
Dediği şuydu:
“Durmuş bey de Tayyip Erdoğan karşıtlığı bir takıntı haline gelmiştir. Mümin derecesinde bir takıntılık hali bu. Sırf bu nedenle söylediklerini çok ciddiye almamak lazım.”
İki yıl kadar önce kendi partisinden, Durmuş Yılmaz’ı yakından tanımış bir isimden duyduğum bu sözler üzerine daha fazla bir şey söylemeye gerek sanıyorum.
Takıntının olduğu yerde işin arkasında mantık aramak yersiz olmalı.