Can Paker 'yeni partiyi' anlattı...

Başbakan Erdoğan ve bazı yazarların katıldığı yemeğin evsahibi Can Paker, Türkiye'nin sınıfsal dağılımına bakışını açıkladı ve Geleceği şekillendirecek partiyi anlattı...

ABONE OL
GİRİŞ 08.05.2008 08:04 GÜNCELLEME 08.05.2008 08:04 SİYASET
Can Paker 'yeni partiyi' anlattı...

Murat Birsel'in köşe yazısı


Can Paker, Cnbc-E'de 'Son Baskı'da konuğum oldu. Evsahibinin, herkes gittikten sonra, kafasında nelerin şekillendiği yemek hakkında bütün yazılıp çizilenlerden daha önemli ipuçları veriyor.

Can Paker ile canlı yayında yaptığım konuşmanın en önemli noktalarını aşağıda veriyorum:

- Başbakan AK Parti kapatılmasın istiyor ama daha önemli önceliği Türkiye'nin zarar görmemesi, özellikle ekonomik açıdan. Bunun için de demokratikleşme hedefini uzun vadeli bir süreç olarak düşünüyor. Olası bir siyasi krizden çok, bunun yol açabileceği, bir ekonomik krizin zararını en aza indirgemek konusunda yoğunlaşıyor.

- Tayyip Bey'i keyfi yerinde, sakin, kendinden emin ve gerginlik tırmandırıcı bir üsluptan uzak gördüm. Uzun vadeli demokratikleşme sürecinde kamuoyunun desteğini en önemli unsur olarak kabul ediyor. Sosyo-ekonomik gelişme açısından Türkiye'nin geldiği yeri daha ileri götürmek durumunda ve 'Batılılaşmanın' geri dönülemez olduğunun farkında.

- Şu andaki Tayyip Erdoğan, beş yıl önceki (soruya 'mesela beş yıl önceki Erdoğan'a göre' diye başlamıştım. MB) Tayyip Erdoğan'a göre Batılı kriterlere çok daha yakın duran biri. Bizim evdeki yemekte içki de içildi örneğin, şarap rakı, masada vardı; içen de oldu içmeyen de. Zaten Türkiye böyle yaşıyor ve bu iki grubu beraber yaşatabilecek parti Türkiye'nin gelecekteki partisidir.

Burada bir nefeslenelim, Can Paker'in söylediklerinde -bence- en önemli noktaya geldik, 'Türkiye'nin gelecekteki partisi' kavramı önemli, bu konuyu yayında irdeledik, paylaşıyorum:

- Türkiye'ye bakın; toplumun yüzde 85'i orta sınıf ve altı. Nasıl daha iyi yaşarım, nasıl zengin olurum sorusuna yüzde 65'i, 'daha iyi eğitim daha çok çalışmak' cevabını veriyor. Bu tam bir orta sınıf değer yargısıdır.

- Cumhuriyet Türkiyesi'ni yüzde 30 'elit' yüzde 70 'Anadolu orta sınıf' diye düşünelim... Bu yüzde 30'un yüzde 10'u 'ulusalcı' (Türk'ün Türk'ten başka dostu yok), yüzde 20'si 'demokrat' (karşı tarafı anlamaya açık ama laiklik elden gider mi endişesi taşıyan) renklerde. Yüzde 70'in yüzde 10'u şeriat istiyor, geri kalan büyük kitle -çocukları daha iyi okusun kendisi otomobil sahibi olsun isteyen - yüzde 60'ı oluşturan Anadolu orta sınıfı. Onların da pek dile getirmedikleri ama düşündükleri 'laikler fırsatını bulsalar namazı da yasaklar mı' şüpheleri var. Bu iki sınıf (yüzde 30 ve yüzde 70) beraber yaşıyor, ekonomik aktiviteye beraber katılıyor, hatta kız alıp veriyor ama karşılıklı şüphelerinden vazgeçmiyor. Karşı tarafı anlamaya çalışmak yerine her iki taraf da, bir konu ortaya geldiği zaman, kendi kuşkularına göre tutum belirliyor.

- Ekonomik olarak beraber yaşayabilen bu iki kesimin düşünce olarak da beraber yaşayabilmesini sağlayacak, iki bloku beraber yaşatabilmeyi başaracak parti Türkiye'nin gelecekteki partisidir. Bu AK Parti de olabilir, başka bir parti de olabilir. Tayyip Erdoğan'lı olabilir, Erdoğan'sız olabilir. Ama bu oluşum mutlaka Batı demokrasilerine yakın bir oluşum olur. Dava nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın (kapansa/kapanmasa) Türkiye'de bundan sonra siyaset bugüne kadar olduğu gibi olmayacak, iki grup birbirine yaklaşacak; onlar birbirlerine yaklaştıkça Türkiye Avrupa'ya yaklaşacak.


muratbirsel@stargazete.com