AK Parti'den CHP ve İYİ Parti'ye tepki: Ne kadar samimi oldukları ortaya çıktı
AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç CHP ve İYİ Parti'nin başörtüsüne anayasal güvence teklifinin görüşmelerini terk etmesine "Görüşmeler sırasında ne kadar samimi olup olmadıkları ortaya çıktı" sözleriyle tepki gösterdi.
ABONE OLAK Parti ve MHP ile BBP ortak başörtüsü ile ilgili teklifi Anayasa Komisyonu’nda görüşmeleri devam ediyor. Teklifin başörtüsüne ilişkin birinci maddesi dün kabul edildi. CHP ve İYİ Parti’nin başörtüsü ile ilgili verdikleri değişiklik ortak önerge AK Parti ve MHP'li üyelerin oylarıyla reddedildi.
400 OY GEREKİYOR
Teklif komisyon mesaisinin ardından genel kurula gelecek. 360-400 aralığında oy çıkarsa anayasa değişikliği referanduma gidecek. Cumhur İttifakı ortağı AK Parti ve MHP'nin oyları bu sayıya yetmiyor. 400 üzerinde oy çıkarsa teklif kabul edilmiş olacak.
AK PARTİ'DEN CHP VE İYİ PARTİ'YE TEPKİ
AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç, CHP ve İYİ Parti milletvekillerinin, başörtüsüne anayasal güvence teklifinin Anayasa Komisyonundaki görüşmeleri sırasında salondan ayrılmalarına ilişkin, "CHP ve İYİ Parti'lilerin, 'Bu konuyu siyasi istismar vesilesi yapıyorsunuz' şeklindeki eleştirisine katılmak mümkün değil." dedi.
Tunç, AA muhabirine, CHP ve İYİ Parti'li Anayasa Komisyonu üyelerinin, başörtüsüne anayasal güvence getiren ve evlilik birliğini tanımlayan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne ilişkin verdikleri önergenin kabul edilmemesini gerekçe göstererek komisyon salonunu terk etmelerini değerlendirdi.
Anayasa değişikliği teklifinin komisyonda kabul edildiğini, Genel Kurul aşamasına geçileceğini söyleyen Tunç, "Temennimiz, Genel Kurulda 400'ün üzerinde oyla kabul edilip düzenlemenin Meclis'te tamamlanması aksi takdirde 360 ila 400 arasında bir oyda kalırsa zorunlu referandum söz konusu olur. Temennimiz, düzenlemenin Meclis'te kabul edilmesi ama Meclis'te bu iş başarılamazsa çare milletimize başvurmak olur. Milletimiz de en doğru kararı verir." diye konuştu.
"BU KONUDA NE KADAR SAMİMİ OLUP OLMADIKLARI ORTAYA ÇIKTI"
CHP ve İYİ Parti'lilerin "Bu konuyu siyasi istismar vesilesi yapıyorsunuz" şeklindeki eleştirisine katılmanın mümkün olmadığını belirten Tunç, "Geçmişte de bu anlayış başörtüsünü yasaklarken 'siyasi simge' diye karşı çıkmıştı, 'laikliğe aykırı' yorumlamışlardı. Bugün de başörtüsüne anayasal güvence sağlayan teklifimizin görüşmeleri sırasında bu konuda ne kadar samimi olup olmadıkları ortaya çıktı." ifadelerini kullandı.
CHP ve İYİ Parti'nin tavrını üzülerek takip ettiklerini ifade eden Tunç, "Burada bir kanun teklifiyle ortaya çıkmışsanız, bu kanun teklifi yalnızca belli bir kesimi dikkate alıp diğer kesimleri; özel sektörü, üniversiteleri, eğitim kurumlarını hariç bırakıyorsa bu, yasak getiren bir tekliftir. Bu durumda anayasa değişikliğine ihtiyaç vardı. Sayın Cumhurbaşkanımız da zaten anayasa değişikliği önerisini bunun için açıklamıştı. Bu partilerin, iş ciddiye bindiğinde, komisyon süreci başladığında ne kadar samimi olduklarını görmüş olduk. Temennimiz, bu yanlıştan dönmeleri, Genel Kurul aşamasında bu yanlışı sürdürmemeleri, milletimizin hissiyatına tercüman olmaları, milletin beklediği şekilde Genel Kurulda oylarını kullanmaları." değerlendirmesinde bulundu.
- "HER İKİ DÜZENLEME DE ZARURİ"
CHP ve İYİ Parti milletvekillerinin, teklifin, başörtüsüne anayasal güvenceye yönelik ilk maddesinde ortak değişiklik önergesi vererek metinden "dini inancı sebebiyle" ifadesinin çıkarılmasını talep ettiklerini dile getiren Tunç, şunları kaydetti:
"Bu, bizim için çok önemli. Bugüne kadar 'dini inancı nedeniyle' söylediğimizde hep 'Siyasi simge nedeniyle takılıyor' şeklinde eleştiride bulunuldu. Başörtüsü yasağı hep laikliğe aykırı olarak yorumlandı. Teklifimiz açık, iki maddeden oluşuyor. 'Temel hak ve özgürlüklerin kullanılması hiçbir kadının başının örtülü ya da açık olmasına bağlanamaz. Temel hak ve hürriyetlerinin kullanılmasından hiçbir kadın başı açık ya da kapalı, örtülü olduğu için yasaklanamaz' diyoruz. Bu, hem açık hem de örtülü olanları koruyan bir düzenleme. Diğer taraftan da 'Hiçbir kadın dini inancı sebebiyle başının örtülü olması ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı temel hak ve özgürlükleri kullanmaktan; çalışma, eğitim ve öğretim, siyasi faaliyette bulunma hakkından ve tüm temel hak ve hürriyetlerden alıkonulamaz, yasaklanamaz' diyoruz. 'Bazı meslekler için özel kıyafet giymek gerekiyorsa zorunluysa devlet de bu durumda başörtüsünü koruyarak bunu yapmalı' diyoruz. Bundan daha açık bir teklif, düzenleme olamaz. Samimiyseniz, yıllarca 'laikliğe aykırı' olarak yorumlanan başörtüsü yasağının bir daha gündeme gelmemesini istiyorsanız, o zaman bu teklif açık yani herkesin kabul edebileceği bir durum.
Ailenin korunmasına da karşı çıktılar. Evlilik birliğinin yalnızca kadın ile erkek arasında kurulabilmesi noktasındaki bir düzenlemeye karşı çıkmalarına da anlam veremiyoruz. Bütün dünyada aileyi tehdit eden, özellikle bazı sapkın akımların geliştiğini ve bunun propagandasının ülkemize de yayıldığını görüyoruz. Önceden bir tedbir almak lazım. Anayasa'da bu hususun düzenlenmesi gerekir. Maalesef hem CHP hem de İYİ Parti bu maddenin de tekliften çıkarılmasıyla ilgili görüş beyan ettiler, gerek olmadığını söylediler. Her iki düzenleme de bizim için zaruri. Milletimiz de bizden bunu bekliyor."