Başkan Erdoğan: Bizi savaşa sürüklemek için çok uğraştılar! Asla prim vermedik
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Giresun'da valilik binası yanında düzenlenen mitinginde konuştu. Başkan Erdoğan, Karadeniz gereiliminde tutumu nedeniyle başta CHP olmak üzere muhalefete yüklendi.
ABONE OLCumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Giresun Valiliği'nin yanındaki alanda düzenlenen partisinin mitingine katıldı.
Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından önemli başlıkları;
Buradan sizlerin vasıtasıyla tüm Giresun'a, her bir Giresunlu kardeşime selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Maşallah bugün Giresun her zamanki gibi yine çok güzel. Her birinize aşkınız ve muhabbetiniz için teşekkür ediyorum. Sözlerimin hemen başında Giresun'a olan şükran borcumuzu ödemek istiyorum.
GİRESUN'A ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM
Giresun, şimdiye kadar girdiğimiz seçimlerde bizi hiç yalnız bırakmadı. Her zaman Türkiye ortalamasının çok üzerinde oy oranlarıyla Giresunlu kardeşlerimiz bize sahip çıktı. 14-28 Mayıs seçimlerinde de Giresun yine kendisine yakışanı yaptı. İlk turda yüzde 61 oy oranıyla, ikinci turda yüzde 65'e yaklaşan bir oranla bize destek veren Giresun'a şükranlarımı sunuyorum. Allah hepinizden razı olsun.
AVRUPA ÜLKELERİNDE LAMBALAR SÖKÜLDÜ, KOMBİLER KAPATILDI
Ülkemizin içinde yer aldığı coğrafya gerçekten sancılı günlerden geçiyor. Karadeniz'in hemen öte yakasında iki komşumuz arasındaki savaş 2'nci yılını doldurmak üzere. Rusya-Ukrayna savaşında şimdiye kadar on binlerce insan öldü, on binlercesi yaralandı, yüz binlerce insan göç etmek zorunda kaldı. Küresel ekonomi, enerji ve gıda fiyatlarındaki aşırı artış sebebiyle çok ciddi sıkıntıyla karşılaştı. Sizler de o günleri çok iyi hatırlıyorsunuz. Doğalgaz fiyatlarının zirveye ulaştığı dönemlerde öyle günler gördük ki kimi Avrupa ülkelerinde lambalar söküldü, kombiler kapatıldı, devlet daireleri çalışanlarına battaniye dağıttı. Ama benim ülkemde doğal gaz aynı şekilde devam etti.
HİÇBİR VATANDAŞIMIZI ÇARESİZ BİRAKMADIK
Şu anda Karadeniz doğalgazı devam ediyor. Hani olmayacaktı? Bak bizde oluyor. Gabar'dan petrol çıkıyor. Gıda krizinden dolayı dünyanın birçok ülkesinde ciddi sıkıntılar, açlıklar, yokluklar yaşandı. Muhalefet tarafından sürekli bize örnek gösterilen ülkelerin esasında kağıttan birer kaplan olduğu böylece anlaşılmış oldu. Türkiye en zor süreçleri en başarılı yöneten ülkelerden biri. Salgın döneminde üretimden, istihdamdan taviz vermedik. Destek ve hibe programlarımızla toplumumuzun yanında yer aldık. Güçlü ve modern altyapımız sayesinde hiçbir vatandaşımızı çaresiz bırakmadık.
BİZİ SAVAŞA SÜRÜKLEMEK İÇİN ÇOK UĞRAŞTILAR
Ukrayna-Rusya krizinde ise başkaları gibi ateşe benzin dökmek yerine tüm imkanlarımızla yangını söndürmeye çalıştık. Hatırlarsanız o dönem CHP ve ortakları bizi savaşa sürüklemek için çok uğraştı, çok çaba harcadı. Eksen kayması diye bir şey uydurarak Türkiye'yi birilerinin yanında savaşa dahil etmek için pek çok yol denediler. Savaş çığırtkanlığını en son 14-28 Mayıs seçimlerinde asılsız iddialarla Rusya'yı suçlamaya varacak kadar ileri taşıdılar. Ama biz bunlara kulak asmadık. Muhalefetin savaş tellallığına asla prim vermedik. CHP ve ortakları gibi meselelere batılıların gözünden değil, milletimizin zaviyesinden baktık. Türkiye'nin çıkarları neyi gerektiriyorsa, milletimiz için en iyisi, en doğrusu neyse onu yapmanın gayretinde olduk.
KARADENİZ'İN HUZURU HİÇ BOZULMADI
Zaman bizi haklı, muhalefeti yine haksız çıkardı. Bugün elimizi vicdanımıza koyup şöyle bir muhasebe yaptığımızda ne kadar basiretli davrandığımızı çok daha iyi anlıyoruz. Tüm kışkırtmalara, tüm kirli senaryolara rağmen Karadeniz'in huzuru bozulmadı.
Bölgemizdeki yangının kıvılcımı ülkemize sıçramadı. Giresun'la birlikte Karadeniz'deki tüm illerimizi tedirgin edecek ekonomik ve güvenlik açısından zora sokacak hiçbir hadise yaşanmadı. Ne muhalefetin gazına geldik ne de batılı güçlerin tuzağına düştük. Usta bir satranç oyuncusu gibi yapacağımızı aynen yaptık. Çok iyi planladık ve kararlılıkla hayata geçirdik. Böylece Türkiye'yi çok tehlikeli bir süreçten tek bir vatandaşımızın kılına dahi zarar gelmeden çıkarmayı başardık.
Bugün de attığımız her adımı Türkiye eksenli atıyor, milletimizin ve devletimizin menfaatlerini düşünüyoruz. Karadeniz'den Ortadoğu'ya, bölgemiz bir yangın yerine dönmüşken yeni düşmanlıklar, yeni gerilimler olmasın diye çaba harcıyoruz. Çok açık ve net ifade etmek isterim. Bizim dış politikada tek bir amacımız vardır. O da dostlarımızın sayısını mümkün olduğunca çoğaltmaktır. Türkiye Yüzyılı'nın aynı zamanda barışın da yüzyılı olmasını istiyorsak dost ve kardeş ülkelerle iş birliğimizi geliştirmekten başka yolumuz yok. Emperyalist güçlerin bölgemize yönelik oyunlarını bozmak istiyorsak kardeş ülkelerle birbirimize kenetlenmek mecburiyetindeyiz. Görüş ayrılıklarına takılıp kalmak yerine iş birliği alanlarına odaklanmak zorundayız. Şu hakikatin hepimiz farkındayız. Vahdet olmadan rahmet olmaz.
BAE VE MISIR ZİYARETLERİ
Bilhassa Gazze'deki akan kanı durdurmak, İsrail'in katliamlarının önüne geçmek istiyorsak kardeşlerimizle saflarımızı sıklaştırmak gerekiyor. Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır ziyaretimiz bu açıdan çok başarılı geçti. Devlet başkanlarıyla ticaret ve yatırımların yanı sıra Filistin meselesini de görüştük. Her iki ülkeyle de iş birliğimizi güçlendirmeye karar verdik. Biliyorsunuz 7 Ekim'den beri Gazze'deki kardeşlerimize insani yardım malzemesi gönderiyoruz. Gazze'ye yaptığımız yatırımların ulaştırılmasında Mısır makamlarıyla hep koordinasyon içinde hareket ettik. Mısır'ın desteğiyle 34 bin tondan fazla insani yardım malzemesini bölgeye sevk ettik. Önümüz Ramazan, İsrail'in Gazze'ye yönelik katliamları giderek artıyor. Gazze halkının direniş ve mücadele azmini bombalarla kıramayan İsrail, açlıkla Gazze'yi teslim olmaya zorluyor. Amacımız bir an önce ateşkesin sağlanması ve Gazze'ye insani yardımların kesintisiz ulaştırılmasıdır. Ramazan'da Gazze'ye daha fazla el uzatmamız, daha fazla yardım etmemiz bizim kardeşlik görevimizdir. İnşallah bu yardımların sevkinde de Mısır'la işbirliği içinde olacağız. Ayrıca Gazze halkının kendi topraklarından sürgün edilmesine karşı da Mısırla beraber hareket edeceğiz.
Tabii bizim bu hassasiyetlerimizi CHP ve şürekası anlamıyor. Üzülerek söylemek isterim ki onların gündeminde ne Gazze'deki vahşet ne de Filistin'deki işgal ve yıkım var. CHP yönetimi ne Balkanlarda ne Kafkasya'yla ne Afrika'yla ne de gönül coğrafyamızın diğer yerlerindeki krizlerin hiçbiriyle ilgilenmiyor. Bunların nelerle meşgul olduklarını sizler de görüyorsunuz.
VARSIN CHP VE ŞÜKERASI ANLAMASIN
CHP'nin acemi genel başkanı, sabık genel başkanı ve sütre gerisinden bu partiyi yönetenlerin tamamının öncelikli gündemi, kupon belediyeleri kimin adamının yöneteceği meselesidir. Bunun dışında inanın dünya batsa, kıyamet kopsa, üçüncü cihan harbi çıksa bunların zerre kadar umurlarında olmaz. Siyasi ikballeri haricinde hiçbir şeyi görmüyorlar, duymuyorlar. Varsın bu krizlerle ilgilenmesinler, varsın CHP ve şürekası anlamasın. Milletimiz bizim doğru yolda olduğumuzu çok iyi biliyor ve görüyor. Bundan dolayı biz dış politikada adımlarımızı atarken daha önlerini dahi görmekten aciz muhalefete değil, size bakıyoruz, milletimize bakıyoruz. Milletimiz ne derse onu yapıyor, devletimizi neyi gerektiriyorsa devletimizle onu yapıyoruz.