Cindoruk: Ayrışımın temelinde iktidar var

DP Genel İdare Kurulu, Genel Başkan Hüsamettin Cindoruk'un başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.

Cindoruk, toplantının başında yaptığı konuşmada, TBMM'de grubu bulunan siyasi partileri eleştirerek, grup toplantılarını ''boks maçına'' benzetti. Toplantılarda, Türkiye'nin gündeminde olmayan konuların konuşulduğunu ve kelime oyunları yapıldığını öne süren Cindoruk, işsizlik, insan hakları, tarım gibi meselelere değinilmediğini savundu.

Deniz Feneri e.V davasına da değinen Cindoruk, konunun milletlerarası bir alana taşındığını ve AB üyesi Almanya'nın verdiği kararlar bulunduğunu anımsattı. Almanya'da sanıkların suçunu kabul etmesi karşılığında ceza indirimi yapıldığına işaret eden Cindoruk, davanın Türkiye ayağında ise gerekenlerin yapılmadığını savundu.

Davalarda hukuka uygunluğun gözetilmesi gerektiğini vurgulayan Cindoruk, ''Ergenekon'' davasında da hukuka aykırılıklar olduğunu ileri sürdü. Türk adli sisteminin yavaş işlediğini ama tutuklamaların hızlı olduğunu belirten Cindoruk, bireylerin somut delillerle suçu ispatlanmadan özgürlüklerinin kısıtlanamayacağını ve malına el konulmayacağını kaydetti.

Cindoruk, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kararları veren hakim ve mahkemeler de sadece milli hukukumuza değil milletlerarası hukukun kurallarına bakmalıdır. Makul olan, birey hakkında kesin, inandırıcı, kalıcı kanıt olmadıkça özgürlüklerinden mahrum edilmemelidir, mal varlıklarına tedbir konulmamalıdır.

Kararlar makul sürelerde verilmiyorsa Türk adalet sistemi ile beraber demokrasimiz de yara almaktadır. O nedenle baştan beri söylediğimiz bütün olgulara, iktidar partisi açısından önemli bir misilleme gelmiş gibi hissediyorum. Bu adil yargılama isteklerimize, sanıkların çığlıklarına kulaklarını tıkayanlar şimdi kendileri ile ilgili bir töhmet karşısında bizim ne söylemek istediğimizi anlamışlardır, o insanların ve ailelerinin duydukları acıyı paylaşmışlardır.''

DP Genel Başkanı Cindoruk, RTÜK Başkanı Zahid Akman'ı da eleştirerek, Akman'ın görevinden ayrılması gerektiğini ifade etti. Akman'ın devlet memuru statüsünde olduğunu, dolayısıyla istifaya zorlanamayacağına işaret eden Cindoruk, ancak Akman'ın AK Parti oyları ile o göreve getirildiğini ve kendi isteğiyle görevinden ayrılabileceğine işaret etti.

RTÜK'ün yapısını ve uygulamalarını da eleştiren Cindoruk, ''RTÜK, parlamentonun bir siyasi komisyonudur. Bir siyasi komisyon gibi çalışmaktadır, o komisyonda kim çoğunlukta ise onun kararları egemen olmaktadır'' görüşünü dile getirdi.

-YANDAŞ ÖZEL SEKTÖR-

Kendilerinin birleştirme, hükümetin ise ayrıştırma yanlısı olduğunu savunan Cindoruk, ''Biz 'birleşim' diyoruz, birileri 'ayrışım' diyor. Türkiye'de son yıllarda olup bitenlere baktığınız zaman ayrışımın temelinde siyasi partiler yatıyor. Bilhassa iktidar partisi yatıyor. İktidar partisi ayrışımı takviye ediyor ve ayrışımı özellikle siyasi iktidarın bir parçası haline getiriyor. Gerginliği de o yapıyor. Halbuki iktidar partileri huzuru temsil etmeli'' dedi.

Cindoruk, AK Parti ile birlikte ''yandaş medyanın'' ağırlık kazandığını, iktidarın bir süredir de ''yandaş özel sektör'' yarattığını ileri sürdü.

Geçmişte de ''besleme basın'', ''yandaş medya'' gibi kavramlar olduğunu ancak onlara zarar verdiğini anlatan Cindoruk, şimdi yaratılan ''yandaş özel sektörün'' ekonomik düzeni bozduğunu, kişiye ve gruba yönelik teşvikler ile ayrımcılık yapıldığını kaydetti.

Devletin, vergi baskısıyla medyayı kontrol altına almaya çalıştığını iddia eden Cindoruk, devlet imkanlarının siyasi amaç için kullanılmaması gerektiğini söyledi.

Konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı da eleştiren Cindoruk, Erdoğan'ın, kimin ''edepli'' kimin ''edepsiz'' olduğuna karar veremeyeceğini ifade etti. Cindoruk, ''Sayın Başbakan'ın kimilerine edepsiz demesini, kimilerinin edep dışı kalacağını ifade etmesini fevkalade ayıpladığımı ifade etmek istiyorum. 'AK Parti' demişsiniz, 'AKP' demişsiniz, bunlar siyasi hayatta insanın ağzından sürçülisan ile de çıkabilecek birtakım deyimlerdir'' görüşünü dile getirdi.