Meclis 'ten refrandumda 60 güne onay

Anayasa değişikliklerinin halkoyuna sunulması hakkındaki kanunda değişiklik yapan kanun teklifinin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı. AK Partili İyimaya düzenleme ile ilgili eleştirilere net cevaplar verdi.

ABONE OL
GİRİŞ 04.03.2010 03:02 GÜNCELLEME 04.03.2010 03:02 SİYASET
Meclis 'ten refrandumda 60 güne onay

Anayasa değişikliklerinin halk oylamasına sunulma süresini 120 günden 60 güne indiren kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.

Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'a göre, Anayasa değişikliğinin halk oylamasına sunulmasında öngörülen süre, 120 günden 60 güne inecek. Yurt dışında yaşayan vatandaşların halk oylamasında oy kullanacakları süre ise 40 günden 20 güne çekilecek.

GENEL KURUL'DA 60 GÜN TARTIŞMALARI

TBMM Genel Kurulunda, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanunda değişiklik yapılması hakkındaki yasa teklifi üzerinde AK Parti Grubu adına konuşan İyimaya, düzenlemenin, Anayasa değişikliklerinin halkoyuna sunulmasındaki sürenin 120 günden 60 güne indirilmesini içerdiğini belirterek, bu konuda partiler arasında uyuşmazlık bulunmadığını anlattı. İyimaya, halk oylamasının Türk siyasi tarihinde henüz kökleşmediğine işaret etti.

İyimaya, 1982 Anayasasının ''doğuş dönemi ve tasarım açısından ayıplı olduğunu'' savunarak, özgürlük ve insan eksenli olmadığını vurguladı. 1982 Anayasasında bugüne kadar 15 değişiklik yapılmasına karşılık ''devlet, otoriter ruh eksenli'' yapıdan insan ve özgürlük eksenine dönüştürülemediğini kaydeden İyimaya, 1985 yılından bu yana Anayasa tartışmalarının yoğun olarak gündemde kaldığını, üç anayasa yapacak birikime sahip olduğunu söyledi.

Türkiye'de seçilmiş bir parlamentonun anayasa yapıp yapamayacağı yönündeki tartışmalar yapıldığını hatırlatan İyimaya, şöyle konuştu:

''Bir tankın yapabileceğini, milletin parmaklarının yapamayacağını düşünmek kadar paradoks olabilir mi? Ayrıca, Anayasa Mahkemesinin odak tanımına muhatap olan bir partinin Anayasa yapamayacağı yargısını ortaya koymak, kelimenin en hafif anlamıyla saygısızlıktır. 12 Eylül'de siyasi partileri kapatan hangi felsefeyse, AK Parti'yi odak tespitine mahkum eden irade, aynı iradedir; vesayet iradesidir. Anayasayı yapma iradesi partilerin değil, milletvekillerinindir. Bu, devri mümkün olmayan bir iradedir.''

İyimaya, Anayasa değişikliklerinin halkoyuna sunulmasıyla ilgili yasada yapılacak değişikliğin yayımı tarihinden itibaren 1 yıl içinde yapılacak seçimde uygulanmayacağına ilişkin görüş hakkında, ''Bu bir seçim kanunu değildir. Anayasanın 67. maddesi çok açıktır ve bunun mimarı benim. Atıf hukuku ile seçim kanunları birbirine karıştırılıyor. Bu yorumun dayanağı yok'' dedi.

-''24. DÖNEME BIRAKILMALI''-

MHP Konya Milletvekili Faruk Bal da teklif üzerinde yaptığı konuşmada, 1982 Anayasasının ''ihtilal Anayasası olduğunu ve ihtilalin ruhunu taşıdığını'' ifade ederek, yapılan değişikliklere rağmen hala toplumsal kabule ulaşamadığını söyledi.

MHP'nin, Anayasa ile ilgili görüşünün belli olduğunu hatırlatan Bal, temel hak ve özgürlüklerden herkesin en geniş şekilde yararlandığı, toplumun birlik ve bütünlüğünü koruyan, devletin kurum ve kuruluşlarının iyi çalışmasını gözeten bir Anayasanın 24. Dönem Meclisi tarafından yapılmasını savunduklarını anlattı.

Hem 1961 hem de 1982 Anayasasının ''tepki anayasaları'' olduğunu ifade eden Bal, Anayasanın ömrü ve miadının dolduğunu belirtti. ''Anayasa 2 kez komaya girmiştir; 28 Şubat ve muhtırada...'' diyen Bal, seçim dönemine girildiğini, AK Parti'nin bir zıtlaşma ve inatlaşmaya girmesinin ne ülkeye, ne millete, ne kendisine yarar getireceğini söyledi.

''4-5 yıl sonra AKP'nin AB hayal ticareti yeniden başlamıştır'' diyen Bal, bu hayalin iflas ettiğini ileri sürdü. Bal, geçmişte 5 anayasa yapıldığını, 35 değişiklikte toplam 199 maddenin yeniden düzenlendiğini hatırlatarak, AB üyesi ülkelerin Anayasa konusunda bu kadar tecrübesi olup olmadığını sordu.

-''BİZ TÜRKİYE'YE GÜVENİYORUZ, SİZ DE GÜVENİN''-

Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili soruları yanıtlarken şunları söyledi:

''Biz Türkiye'ye güveniyoruz, siz de güvenin. Korkmayın. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Türkiye, rahmetli Menderes'in 1959 yılında ilk başvuruyu yapmasından tam 45 yıl sonra 17 Aralık 2004'te, iktidar muhalefet el ele vererek burada uyum yasalarını geçirdiği için AB'den bize tarih vermeye mecbur bıraktığı için bugün müzakereler devam etmektedir. Eğer biz Türkiye olarak üzerimize düşeni yaparsak, 27 üye ülkeden bir veya ikisinin birtakım itirazları olmasına rağmen, diğer üye ülkeler, Türkiye üyeliği konusunda itiraz edenleri mutlaka ikna edecektir. Bugün AB, kendi ekonomik krizini, enerji krizini, yasadışı göçle mücadele sürecini, uyuşturucuyla mücadele sürecini Türkiye'nin katkısı olmadan bir noktaya getiremeyecektir. Milletvekilleri burada konuşurken, Türkiye'nin darbe ruhuyla hazırlanmış anayasayla yönetilmesinin doğru olmadığını, bunun değiştirilmesi gerektiğini, ancak bunun bu dönemde değil, bir sonraki Meclisin yapması gerektiğini ifade ediyorlar. Siz kendinize güvenmiyor olabilirsiniz ama biz milletin bize verdiği yetkiye güveniyoruz.''

Bağış, görevi devraldığında ziyaret ettiği MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisine ''AB devlet politikasıdır, iktidardayken bu sürece sahip çıktık, size de elimizden gelen desteği vereceğiz'' dediğini belirterek, ''Ben Sayın Bahçeli'nin sözlerinin arkasında durmasını, özellikle kendi partisinin milletvekillerinden bekliyorum'' dedi.

Yargı Reformu Stratejisinin Kızılcahamam'daki Hakimevi'nde yapılan toplantıda bütün kurumların altına imza koyduğu bir gerekçeyle hazırlandığını belirten Bağış, daha sonra Adalet Bakanlığının bir eylem planı ortaya koyduğunu kaydetti.

Bağış, İnsan Hakları Kurumu Başkanlığının Başbakanlığa bağlı olduğu söyleminin ''abesle iştigal olduğunu'' ifade ederek, ''Başbakanlığa bağlı değildir. Bağımsız bir kurum olarak kurulacaktır'' diye konuştu.

-''AB VE DÜNYA STANDARTLARINDA YARGI...''-

CHP'li bir milletvekilinin sorusuna Bağış, şu karşılığı verdi:

''Biz Türkiye'de bağımsız olduğu kadar tarafsız olduğundan endişe etmeyeceğimiz bir yargıya kavuşmak için sizlerle iş birliği yapmaya hazırız. Türkiye'nin AB ve evrensel standartlarda bir yargıya kavuşması için iş birliği yapmaya hazırız. Yargının yetkilerini daraltmak gibi bir niyetimiz yok. Tam aksine bütün vatandaşlarımızın güvenebileceği, artık vicdan ile cüzdan arasına sıkışıp sıkışmadığı tartışılmayan bir yargıya kavuşmak için hep beraber çalışmamız gerektiğini düşünüyoruz. AB'de gizli tanık olmadığı söylendi. Burada bir bilgi eksikliği var.''

Bağış, Cumhuriyet tarihinde ilk kez ders kitaplarına Alevilikle ilgili bilgileri koyan bir iktidarın mensubu olmakla onur duyduğunu belirterek, ''Cumhuriyet tarihinde ilk kez Muharrem ayında, Alevi vatandaşlarıyla aynı sofrayı ve kederi paylaşan bir Başbakanın partisinde bulunmaktan onur duyuyorum. Atatürk'ten bu yana ilk defa bir Cemevine gitmiş bir Cumhurbaşkanı'na oy vermekten büyük onur duyuyorum. Alevi vatandaşlarımızı yıllarca istismar edenlerin, onlara destek olmaya çalışan iktidara, Alevi vatandaşlarımızın üzerinden istismar yapmalarını ayıplıyorum'' diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın bugün bir gazetede yer alan görüşlerine katılıp katılmadığı sorusunu yanıtlayan Bağış, Kılıç'ın bazı ifadelerini hatırlatarak, ''İşinize gelen yerleri okumayın. Bir uzlaşma ortamı olup olmadığını ben size sorayım. Gelin beraber uzlaşalım. Gelin Türkiye'ye yakışır anayasayı beraber yapalım. Ben Sayın Baykal'a dedim ki 'Siz bir anayasa hazırlayın, onun üzarinden gidelim' dedim. Bana hala cevap veremedi. Bana cevap veremeyen Sayın Baykal tarihe nasıl cevap verecek? Onu merak ediyorum'' dedi.

CHP'li Malik Ecder Özdemir'in oturduğu yerden tepki göstermesi üzerine Bağış, ''Keşke yargıyla ilgili gösterdiğiniz hassasiyeti yasamayla ilgili de gösterip, Türkiye'ye yakışır yargı reformunu ve Anayasa yapmaya destek verseniz'' karşılığını verdi.

Yurtdışındaki vatandaşların seçimlerde oy kullanma hakkının verilmesini benimsediklerini kaydeden Bağış, ''Bunu, o ülkelerin kendi iç kuralları çerçevesinde yapabilmemiz için kendi anayasamızda değişiklik gerekmektedir. Türkiye'nin bir Anayasa değişikliğine ihtiyaç duyduğu ortadadır. O konuda da sizinle birlikte çalışmaya hazırız'' dedi.

-''OYLAMA TEKRAR YAPILMALIYDI''-

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç'in sorusunu yanıtlarken, ''Bir kez daha söylüyorum; evet yapılan 367 ucubesidir. Türkiye'de anayasa hukukçularının ve normal aklın kabul etmeyeceği bir yorumdur. Ama Anayasa Mahkemesi ne yazık ki buna imza attı. 1 Mart Tezkeresi reddoldu burada. Orada da bir tartışma çıktı. 264 kabul, 261 ret almış. Normalde kabul gibi algılandı. Ama sonradan başkanlığın yorumu, çekimser oylarla beraber 276 salt çoğunluk olması gerektiği yönündeydi. Benim şahsi kanaatim, o oylamanın yeniden yapılması gerekirdi. Yanlış olmuştur'' görüşünü ifade etti.

Teklifin tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından maddelerine geçildi.

KAYNAK : AA