Erdoğan: Değişiklik HSYK'nın arka bahçesini bozuyor

Başbakan Erdoğan: HSYK'ya 11 bin hakim ve savcının yapacağı oylamayla 10 üye seçilecek. Bunu istemiyorlar. Çünkü bu mevcut arka bahçelerini bozuyor

ABONE OL
GİRİŞ 24.08.2010 06:44 GÜNCELLEME 24.08.2010 06:44 SİYASET
Erdoğan: Değişiklik HSYK'nın arka bahçesini bozuyor

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa değişikliğiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Başbakan Erdoğan, ''Toplamda 11 bin civarında hakim, savcının yapacağı oylamayla 10 tane üye HSYK'ya seçilecek. Bunu istemiyorlar. Niye? Çünkü bu mevcut arka bahçelerini bozuyor'' dedi.

Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Erdoğan, Anayasa değişikliğinde siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının da çalışmaları olduğunu belirterek, "Kendileri bizimle müşterek çalışmaya katılmadılar, ancak biz onların çalışmalarını da değerlendirdik'' dedi.

Başbakan Erdoğan, 12 Eylül'de yapılacak olan halk oylaması sonrasında HSYK ile ilgili bölümlere de değinerek şöyle konuştu: "Hatırlarsanız Sayın Baykal, 'İki maddeyi çıkaralım, diğer maddelerde beraber hareket edelim' diyordu. Bu iki maddeyi Anayasa Mahkemesi'ne götürdüler. Anayasa Mahkemesi, bir iki ufak cımbız yaptı, esastan girdi, girmemesi lazımdı. Bu cımbızlamanın dışında 'Anayasal anlamda başka herhangi bir sıkıntı yoktur' dedi. Buna rağmen CHP'nin Anayasa Mahkemesi'nden geçtikten sonra bu iki maddeye 'evet' demesi gerekmez miydi? Sen götürdün, ben götürmedim."

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Anayasa Mahkemesi'nin yapısıyla alakalı şu anda 11 artı 4, 15 kişilik bir yapı var. 4 yedek üye, değişiklikle beraber asıl olacak. Buraya yeni 2 ilave olacak. Bu yeni ilave edilen iki kişinin üzerindedir sıkıntı. Nedir? Cumhurbaşkanı buraya hukukçuların dışında herhangi birini sokmasın. O da kabul edildi. Şimdi buraya teklifler yapılacak ve Cumhurbaşkanı iki hukukçu atayacak. Bu teklifler Barolar Birliği ve Sayıştaydan gelecek ve bunun neticesinde bu adım atılacak. Şimdi zaten daha önce Cumhurbaşkanı'nın bu konuda yetkileri vardı. Böylece 17 teşekkül etmiş olacak."

"HSYK'da değişen bir şey var mı? Sayıda var. Sayı 7'den 22'ye çıkıyor. Hükümetin burada elemanı olarak Adalet Bakanı ve Adalet Bakanı Müsteşarı var. Bunlar bizden önceki dönemlerde de vardı, bu yeni değil. Fakat bu mevcut 7 kişinin 2'si Adalet Bakanı ile Müsteşar, diğer 5'i ise Yargıtay ve Danıştay üyeleri, Meclisten filan gelmiyor. Bunlar teklif olarak Cumhurbaşkanı'na gönderilir, Cumhurbaşkanı önüne gelen isimlerden 1'ini seçer HSYK'ya gönderir. Yoksa Cumhurbaşkanı istediğini seçme hürriyetine sahip değil. Bunun seçimi Yargıtay'da, Danıştay'da yapılır oralardan gelir. Şimdi ise sayı 7'den 22'ye çıkıyor. Adalet Bakanı ile Müsteşar yine orada. 20 kişi var. Bu 20 kişinin de 5'i mevcut. Bu 5'in dışında 15 kişi seçilecek. Sıkıntının kaynaklandığı nokta şu: İlk derece mahkemesi denilen, diyelim ki Van'ın herhangi bir ilçesinden savcı, hakim oy kullanacak. Hakkari'deki, Sinop'taki hakim, savcı oy kullanacak. Ve bunlar seçim yapacaklar. Toplamda 11 bin civarında hakim, savcının yapacağı oylamayla 10 tane HSYK'ya üye seçilecek. Bunu istemiyorlar. Niye? Çünkü bu mevcut arka bahçelerini bozuyor. Biz de diyoruz ki 'niye rahatsız oluyorsun? Onlar da hakim, savcı'. Katılımcı demokras. Ben mi atıyorum bunu? Hayır. Bütün hakim, savcılar bu işe katılacaklar. Meclis burada seçim yapmıyor, seçim hakkı yok, bizim yok.''

Konuşmasına Avrupa Birliği ülkelerinden örnekler vererek devam eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şunları kaydetti: "Fransa'da kurulun 18 üyesi var. 6 hakim, 6 savcı meslektaşları tarafından seçilir. Danıştay Genel Kurulu 1 üye verir. Cumhurbaşkanı, Senato Başkanı ve Meclis Başkanı'nın da 1'er üye seçme hakkı vardır. İtalya'da 27 üyeli kurulun başkanı Cumhurbaşkanı'dır. Yargıtay Başkanı ve Yargıtay Başsavcısı doğal üyedir. 2'si yüksek yargıdan, 14 ise ilk derece mahkemelerinden seçilir. Bizde 10, burada 14 toplam 16 hakim ve savcı meslektaşları arasından seçilir. 8 üyeyi belirleme yetkisi ise burası çok önemli parlamentoya ait. Bizde parlamentonun böyle bir yetkisi yok. Portekiz'de kurulun 17 üyesi var. Yüksek Kurul Mahkemesi Başkanı ve başkan yardımcısı doğal üye. 2'si istinaf 4'ü ilk derece mahkemelerinden olmak üzere meslektaşlarınca seçilen 6 üye, 2 üye devlet başkanı, 7 üye ise parlamento tarafından seçilir. Polonya böyle, aynı şekilde Hollanda da. AB ülkelerinin çoğunda durum böyle.''

YARSAV'ın kapatılması konusuna da değinen Erdoğan, şunları söyledi: "Biliyorsunuz 80 olaylarında yaşadığımız en önemli sıkıntı Pol-Der, Pol-Bir gibi şeylerdi. Aynı şekilde milli eğitimdeki kamplaşmanın nedeni kurulan vakıflar, derneklerdi. Şimdi biz yargının içerisinde bu tür farklı dernek veya vakıfların oluşması bir defa bir ihsası rey meydana getirecektir. Şimdi öyle bir şey oldu ki YARSAV bir vakıf olmaktan çıktı, parti görünümüne dönüştü. Öyle açıklamalar yapıyorlar ki adeta muhalefet partilerinin açıklaması gibi. O zaman ben oranın mensuplarına şöyle bakıyorum: Bunlar ihsası reyde bulunuyorlar. Benim dosyamın, Cumhurbaşkanının dosyasının gittiği şahıs oranın üyesi. Şimdi biz o kişiye nasıl güveniriz? İhsası reyde bulunuyor. Şu anda hakkında Adalet Bakanlığı'nın açtığı bir teftiş var, çıkıyor rahat rahat açıklamalarda bulunuyor. Bir memur böyle açıklamalar yapamaz, tamamen ihsası rey. Cumhurbaşkanı hakkında da Başbakan hakkında da açıklamalarda bulunuyor. O konuşuyor ama sen Başbakan olarak konuşamıyorsun. Biz konuşuruz ama sen konuşamazsın arkadaş, senin makamın konuşma değil, dosyayı inceleme makamı. Dosyayı incelersin kararını verirsin. Aksi takdirde yapacağın açıklama ihsası reydir. Biz verilen karara uyarız ama saygı duymak zorunda değiliz. Saygı duymak başka, uymak başka bir şeydir. Bu gerçekleri göreceğiz. Hakimler kararlarıyla konuşur, meydanlarda nutuk atarak değil. AB'nin istediği yargı mensuplarının sorunlarını dile getirmek, bunları derleyip toparlamak içindir. Yoksa bu şekilde bir dernekler silsilesi değil. Bu olursa bu bizim yargımızı çok kötü duruma götürür. Bunu bir tehlike olarak görüyorum. Aynen Pol-Der vesaire, onlarda yaşadığımızı yaşarız. Yargının içinde yargı mensupları birbirini acımasızca yargılar hale gelir. Onun için diyorum ki eğer siyaset yapacaksan cübbeni çıkaracaksın.''

KAYNAK : CİHAN