'Yılmaz'ın burnunu MİT kırdırdı' iddiası

Mesut Yılmaz'ın Budapeşte'de yumruklu saldırıya uğramasının arkasındaki isimlere ilişkin çok çarpıcı bir iddia atıldı. Çiller'in eski danışmanına göre Çevik Bir, Erbakan'a 'maaşlarımıza zam yap' talimatı vermiş.

ABONE OL
GİRİŞ 30.12.2010 08:40 GÜNCELLEME 30.12.2010 08:40 SİYASET
'Yılmaz'ın burnunu MİT kırdırdı' iddiası

TRT Haber konuşan Tansu Çiller'in 1995-99 yılları arasındaki başdanışmanı Hüseyin Kocabıyık, eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın 1998'de Budapeşte'de yumruklu saldırıya uğramasının arkasındaki isimlere ilişkin çarpıcı iddialarda bulundu. MİT'i işaret etti. Kocabıyık'a göre Yılmaz'a atılan yumruk, istihbarat örgütlerinin organizasyonu... Kocabıyık, Çevik Bir'in dönemin Başbakanı Erbakan'a "maaşlarımıza zam yap" şeklinde talimat verdiğini de iddia etti.

Kocabıyık'ın iddiaları şöyle:

MESUT YILMAZ'A ATILAN YUMRUK İSTİHBARAT İŞİ

"O dönemde bir takım sivil gruplar vardı, devletin elinin altında tuttuğu tiplerden insanlar. İstihbarat örgütlerimizin elinin altında böyle insanlardan oluşan gruplar vardı. O ara Mesut Bey çeteler falan diye bu işlerin üstüne gidince ki amacı da başbakanlığı ele geçirmekti. İstihbarat örgütleri yönlendirdiler Mesut Bey'e saldıran insanları. Devlet içindeki o kavga var ya. Mesut Bey'le kavgalı olan insanlar da vardı devlet içinde. Mehmet Eymür'den Mehmet Ağar'a kadar. Muhtemelen o organizasyon yönlendirildi oraya.

'YEDİĞİ YUMRUK YILMAZ'I DEMİREL İLE YAKINLAŞTIRDI VE BAŞBAKANLIK YOLUNU AÇTI'

"Mesut Bey o yumruğu yedikten sonra bir tür alternatif haline geldi. Sağda Tansu Çiller- Erbakan ve diğerleri bir tarafa Mesut Yılmaz bir tarafa. Mağdur oldu ama sağ siyasetçiler Susurluk baskısı altındayken bir bakıma da siyasi alternatif haline geldi. O yumruk bir bakıma Mesut Bey'i ayrıştırdı. Demirel'le yakınlaştırdı. Zaten Mesut Bey'in başbakan olması anormal bir süreçtir. O basit bir intikam yumruğuydu. Bizim üzerimize fazla gelme yumruğuydu. Ama böyle siyasi bir sonucu oldu."

'ÇEVİK BİR MAİYETİNİ TOPLAYIP ERBAKAN'A TELEFON AÇTI 'MAAŞIMIZI YÜKSELTİN, YOKSA BİLDİRİ YAYINLARIZ' DEDİ, MAAŞLAR ARTIRILDI'

28 Şubat sürecinde bir anekdot var. Çevik Bir yanından bir grup asker varken toplanın bakın ne yapacağım diyor ve Sayın Erbakan'ı arayıp maaşları yükseltin yoksa bildiri yayınlayacağım diyor. Niye yapıyor bunu? Daha önemlisi maaşlar yükseldi mi?
Tabi yükseliyor. Ve muazzam bir zam yapılıyor. Ben bunu Tansu Hanım'dan dinledim. Sayın Erbakan Tansu Hanım'ı arıyor ve çok üzüntülü bir şekilde bu olayı anlatıyor. Tansu Hanım da merak etmeyin ben ilgileneceğim siz üzülmeyin demiş. Çevik Bir karargahta çok popüler o günlerde. Biraz da nefsani bir şey sanıyorum. Çevresine albaylar, genç subaylar, işte maiyetindeki subayları toplamış bir liderlik gösterisi yapıyor. Ben siyasi iktidar üzerime bu kadar etkili bir adamım. Tabi maaşlar da yükseltiliyor. Muazzam şekilde yükseltiliyor.

'28 ŞUBAT'TA BİR ÇOK ANDIÇIN ALTINDA ÇETİN DOĞAN'IN İMZASI VARDIR VE HEPSİ ANAYASA SUÇUDUR'

Diyorsunuz ki Çetin Doğan'ın 28 Şubat döneminde aldığı her nefes, attığı her adım suçtur. Neden?
Birçok andıçın altında Çetin Doğan imzası vardır. O andıçların hepsi anayasa suçudur. O andıçları gördüm tabi. Örnekleri de var bende. Çetin Doğan, bana göre son 50 yılda Türk ordusunun Harbiye Mektebi'nde yetişmiş en parlak subay. Çetin Doğan eğer yeteneklerini ve enerjisini askerlik mesleğine verseydi muazzam bir sistem adamı olabilirdi. Ama o yeteneklerini ve enerjisini cunta darbe vs işlerle harcadı. 28 Şubat'ın her aşamasında ben Çetin Doğan'ı gördüm. Ama Çetin Doğan hiç konuşulmadı. Oysa Çetin Doğan her şeyin arkasında olan insandı. Ben o zaman biliyordum bunu.

28 Şubat bir Çetin Doğan projesi miydi?
Bana göre biraz da öyleydi. Ya da şöyle söyleyeyim. Bakın Batı Çalışma Grubu'nda bir kurmay zekası vardı tabi. İşte o kurmay zekası bana göre Çetin Doğan'ın zekasıydı. Bakın 28 Şubat'ın hemen sonrasında Kıvrıkoğlu geldi ve 28 Şubat ekibini Kıbrıs'taki kurşundan sonra (Suikast girişimi) dağıttı. Ama Çetin Doğan'a bir şey olmadı.

YILMAZ'IN 'SUİKASTI İHBAR ETTİĞİ' BİLGİSİ ÖCALAN'IN İFADESİNE KONACAKTI, BİR SAVCI ÖNLEDİ'

Bazı askerlerin Öcalan'ın ifadelerine Mesut Yılmaz ismini karıştırmak istediklerini ve bir DGM savcısının buna engel olduğunu söylüyorsunuz. Öcalan'ın hangi ifadelerine ve nasıl?
Bu olayı birkaç kişi bilir. Biri de benim. Mesut Bey'e böyle bir tuzak kuruluyordu. Sanıyorum 99 yılıydı.

Yani Abdullah Öcalan Mesut Yılmaz aleyhine bir ifade mi verecekti?
Şemdin Sakık'la bazı gazeteciler için uygulanan metodun aynısı işte. Aynı metodu Mesut Yılmaz için kullanacaklardı. Bir tevatür var ya, hoş onun doğru tarafları da var.

Öcalan'a suikastın (Mesut Yılmaz tarafından) önlenmesi meselesi mi ?
Suikastın önlenmesi meselesi. Onu koyacaklardı. Bize Mesut Yılmaz haber verdi gibi bir şey söyleyecekti Öcalan. Sonra bir savcı buna izin vermedi benim bildiğim.

'BATI ÇALIŞMA GRUBU 94'DE ÇİLLER-TÜRKEŞ-KARAYALÇIN'A LAİKLİK MİTİNGİ YAPTIRDI'
 
"2007 den sonra yapılan Cumhuriyet mitinglerinin bir benzeridir bu.Bugün karşımıza Ergenekon olarak çıkan darbeci vesayetçi zihniyetin o vakit toplumu önümüzdeki dönemde laiklik irtica gerilimine hazırlamaya başladığını görüyoruz. Belli ki bu üç lider Türkiye'de böyle bir tehdidin varlığı konusunda ikna edilmişler. Ben bunun karargahın içinde sonra karşımıza BÇG olarak çıkan cunta hareketi tarafından yapıldığını düşünüyorum. BÇG o tarihte kuruldu. 94 Taksim Mitingi BÇG'nin ilk eylemiydi aynı zamanda."

'MEDYA PATRONLARI SULTANAHMET MİTİNGİ SONRASINDA ÇİLLER'İ CEZALANDIRMA KARARI ALDI'

"Gelmiş geçmiş bütün sağ partiler medya sektörüyle, iş çevreleriyle girift ilişkiler kurdular bunu biliyoruz. Özal da yaptı, Demirel de yaptı. Hatta Tansu Hanım da bir dönem yaptı. Ama bir takım sermaye grupları ve medya devletle öyle özel ilişkiler kurmuşlar ki devlet bunlara sürekli olarak kredi, teşvik ve çeşitli kolaylıklar yapmak zorunda olan bir kurum adeta. 1994 ekonomik krizi olmuş bir takım sıkı para politikaları uygulanacak. Ve Tansu Hanım bunları kesti bir kere burada bir problem çıktı. Mitingin sonrasında artık Tansu Hanım'ın cezalandırılması kararı çıktı medya patronları tarafından. Korkunç bir saldırı yapıldı ve öyle sürdü."