Başı eğilmeyen adam rahmetle anılıyor

Türk siyasi hayatına haksızlıklara karşı verdiği mücadeleyle damgasını vuran Serdengeçti, tek parti diktası döneminde gerçekleri korkusuzca yazdığı için birçok defa hapse girmek zorunda kaldı. 

1947 yılından itibaren “Serdengeçti” ismiyle bir dergi çıkarmaya başlayan Serdengeçti’nin dergideki yazıları, üniversiteden kaydının silinmesine yol açtı. Bunun üzerine Serdengeçti, dönemin Maarif Vekili Hasan Ali Yücel’e hitaben “Yüksek vekaletin alçak vekiline” başlıklı dilekçe yazarak vekilin eline tutuşturdu. Mücadeleci ruhuyla sönmeyen bir fikir ateşinin miladını başlatan Serdengeçti, hem tek parti döneminde hem de sonraki dönemlerde cunta ruhunun baskılarına maruz kalmıştı. 

Parkinson hastalığına yakalanan Serdengeçti, hastalığını da "Parkinson öyle hoş bir isim ki, araba markasına benziyor. İnsanın keşke benim de bir parkinsonum olsun diyesi geliyor. Mao’da bu hastalık varmış yahu. Eh yine de büyük adam hastalığı. Ne de olsa serde fukaralık var, bu da proleter hastalığıymış, bize de böylesi yakışır. Siroz olup da burjuva hastalığına tutulacak değildik ya" diyerek dalgaya alır.

Bir süre Hacettepe Üniversitesi’nde tedavi gören Serdengeçti, 10 Kasım 1983’te Hakk’a yürüdü.