Mustafa Kemal'in tercümesindeki hatalar
Jacques Benoist-Méchin’in eseri Mustapha Kémal’in tercümesinde yapılan tahrifat ortaya çıktı.
ABONE OL20. yüzyıl Fransa’sının en popoüler yazarlarından Jacques Benoist-Méchin’in eseri Mustapha Kémal’in tercümesinde yapılan tahrifat ve Türkiyede’ki Kemalist propogandanın sansür mekanizmasını Yesevizade Alparslan Yasa Derin Tarih’in Aralık sayısında deşifre etti.
Fransa’da 1954 senesinde piyasaya çıkmış, Türkçe tercümesi hemen bir sene sonra Niyazi Ahmed Banoğlu tarafından neşredilmiş olan bu kitap, basıldığı 1955’den beri “akademik” kisveli Kemalist propagandanın başlıca müracaat kaynaklarından biri olmuştu.
Kitabın Türkiye’deki ilk yayıncısı, Kemalist propagandanın en mühim isimlerinden Niyazi Ahmed Banoğlu’dur; mütercimler ise Zahir Güvemli ve M. Râsim Özgen. Tahriflerle dolu bu tercümedeki hataları birer birer açıklayan Yasa, kitapta Atatürk’ün bir konuşmasının şöyle çevrildiğini belirtiyor:
“Beş asırdan fazla bir zamandan beridir ihtiyar bir Arap şeyhinin ortaya sürdüğü ve cahil yobazların tefsir ettiği kaideler ve nazariyeler, Türkiye’de medenî ve ceza kanunlarının esasını teşkil ediyor. Bütün devlet teşkilatına, her vatandaşın yiyeceğine, giyeceğine, uyku ve kalkma vakitlerine kadar müdahale eden odur. Mekteplerde okutuluyor ve böyle en mahrem düşüncelerine kadar bütün hal ve hareketleri ona uyduruluyor. İslamiyet hayatımızı zehirleyen bir kokmuş leştir.” (1955: 150-151)
Yasa, çevirinin doğrusunu da paylaşıyor:
“Türkiye’de 500 seneden fazla bir zamandan beri ihtiyar bir Arap şeyhinin kaide ve nazariyeleri ile habîs ve echel (kara cahil) ulemâ nesillerinin keyfî tefsirleridir ki medenî kanûn ile cezâ kanûnunun bütün tafsilâtını tespit ettiler. Kanûn-i Esâsî’nin (Anayasanın) şeklini, her vatandaşın hayatının bütün teferruatını, en basit fiil ve hareketlerini, yiyeceğini, yatma-kalkma saatlerini, kılık-kıyafetini, mektepte ne öğreneceğini, âdetlerini, itiyadlarını, hatta en mahrem düşüncelerini dahi hep bunlar tanzim ettiler… Evet, ahlâksız bir bedevînin İslâm denen o saçma ilâhiyâtı, hayatımızı zehirleyen çürümüş bir leştir!”
Yasa’ya göre bu pasajda eksiksiz ve doğru tercüme edilen tek cümle yok ve bu kadarı için bile parantez açıp tevile sapılmış. Mütercime göre “bu sözler, hiç şüphesiz bu yoldaki bazı neşriyattan iktibas edilmiş olmakla” beraber yanlıştır, çünkü “onu, tam da bir Hıristiyan misyonerinin isteyebileceği kadar İslâmiyet düşmanı” göstermektedir. Halbuki o, “Türkün dini Müslümanlıktır” demiştir; halbuki M. Kemal sadece “hurafe ve yobazlığın düşmanı idi”.
Benoist-Méchin’in bu sözleri kafasından uydurmadığı muhakkak olduğu gibi, tahlillerinin de dayanaksız olmadığı aşikârdır. Kendisi bu sözler için 1956 baskısının 451. sayfasında hususen H. C. Armstrong’un Grey Wolf’u ile Stephan Ronart’ın La Turquie d’aujourd’hui’sini kaynak göstermekte, bunlara Nutuk’un 1928 Münih baskısını, TBMM Zabıtları’nı vs. ilave etmektedir.
Benoist-Méchin’in eserinin Bilgi Yayınevi tarafından basılan ikinci tercümesini yapan Büyükelçi Zeki Çelikkol da bir Atatürk fanatiği olarak tercümelerde tahrif yapmaktan çekinmediği gibi bazı sayfaları atmakta da sakınca görmüyor Yasa’nın ifadelerine göre.
Yasa’ya göre Kemalist propagandanın tam bir utanç vesikası olan bir başka “tercüme”nin mütercimi Ahmet Çuhadır. Kum Saati Yayınları tarafından 2001’de Kurt ve Pars başlığıyla basılan bu kitapta da Kemalist propagandayı sıkıntıya sokacak pek çok sayfa tabir caizse buharlaşmış.