Osmanlı Arşivi Yok Olmaktan Nasıl Kurtarıldı?
Yedikıta dergisi, 1931 yılında Bulgaristan’a hurda kâğıt fiyatına satılan Osmanlı Arşivleri’nin kurtarılması hikayesini yayınladı.
ABONE OLYedikıta Tarih ve Kültür Dergisi, ocak sayısında Osmanlı Devleti’nin hafızası hükmündeki 96 milyon belge ve 374 bin defterden oluşan arşivinin yok olmaktan nasıl kurtarıldığını yazdı. Başbakanlık Osmanlı Arşivi Uzmanı Kasım Hızlı tarafından hazırlanan “Okkası 3 Kuruşa Satılık Tarih Var!” başlıklı yazıda, 1931 yılı Mayıs ayında Bulgaristan’a gönderilen İstanbul Defterdarlığı’na ait 200 balya Maliye Arşivi’nin akıbeti hakkında çarpıcı bilgiler sunuluyor.
Kasım Hızlı makalesinde, Osmanlı Arşivi’nin okkası üç kuruş on iki paraya Sofya’da faaliyet gösteren İsviçre Asıllı Ermeni Berger ailesine ait Srnee Berger kâğıt fabrikasına kâğıt hamuru yapılmak üzere satıldığını yazdı.
Arşivi Kurtaran Üç İsim
Arşiv malzemesinin satışından haberdar olan ilk kişinin Son Posta Gazetesi yazarı İbrahim Hakkı Konyalı’nın olduğunu belirten Arşiv Uzmanı Hızlı, “Konyalı, evrak satışının durdurulması için uğraştıysa da başarılı olamamış, ancak Muallim Cevdet (İnançalp) büyük bir hassasiyetle konunun üzerine giderek İstanbul milletvekili Halil Edhem (Eldem) vasıtasıyla devrin başbakanı İsmet İnönü’ye ulaşmayı başarmıştır.” diye kaydetti.
Makalede yer alan bilgiye göre; Osmanlı Arşivleri’ni sürüklenen felaketten kurtaran üçüncü isim satışın durdurulması için TBMM’ye önerge veren Manisa Milletvekili Refik Şevket’tir. İnönü, bu önerge üzerine genelge yayınlayarak satışı durdurmuştur. Ancak satışın durdurulmasında en etkili kişi Muallim Cevdet ve hazırladığı titiz raporu olmuştur.
İşte Arşivlerin Satışını Durduran Rapor
Muallim Cevdet acil olarak önce İsmet İnönü’yü olaydan haberdar etmiş. Ardından İsmet İnönü’ye Halil Edhem vasıtasıyla bir rapor sunmuş. 9 Maddede özetlediği raporun girişinde Başvekil’e şu bilgiyi vermiş:
“Askerî, bahrî, malî, fennî, ticarî, siyasî, hukukî, edebî tarihimizin vesikalarını asırlardan beri saklayan 25 kubbeli Sultanahmed Arşivi faciasını gazetelerden okumuşsunuzdur. Memur komisyonun Defterdar Bey’de mahfuz tezkeresine göre lüzumsuz zannedilen vesikalar satılığa çıkartılmış… …Rivayete göre dört yüze yakın sandık ve balya dolusu vesikaları okkası üç kuruştan Bulgaristan’a satmıştır.”
Muallim Cevdet raporunda; bu milletin askeri tarihi, mali anasır tarihleri, fünün ve maarif tarihi, Türk evlerinin ve bahçelerinin tarihi, kâğıt, mürekkep, mühür, imza, cilt, ebru tarihleri, ziraat, ticaret, sanayi, maadin tarihi, siyakat, divani, rik’a yazılarının tarihi, Türk kanunlarıyla nizamlarının tarihi, Türk köylerinin, Türk aşiretlerinin, Türk şehirlerinin ve bin yıldır Türk adlarının tarihi yazılmadığını ancak vesikalarının arşivlerde bulunduğunu özetleyerek şöyle serzenişte bulunmuştur:
İnönü’ye Sert Çıkış: “Paşam, Biz Vahşi miyiz”
“Şimdi bu vesikaların birkaç yüz bini uçmuştur. Daha birçok defterlerin imhasına ayrıca karar verilmiştir. Yakında bu da olacaktır. Paşam, bu defterleri niçin müzeye vermeyipte ateşte yakacağız. Biz vahşi miyiz?”
“Paşam, elime geçen vesikaların yalnız unvanları hamiyetli yüreğinizi tutuşturmaya kâfidir. Paşa hazretleri, bizi beynelminel (uluslararası) ilim âlemine pek küçük düşürecek ve düşmanlarımıza ipucu verecek bir hareketten kurtarınız.”ü
Satış İnönü’nün Emriyle Durduruldu
Muallim Cevdet’in feryat dolusu raporu, Manisa milletvekili Refik Şevket’in önerge sunması üzerine İsmet İnönü 10 Mayıs 1931 tarihinde yazdığı şu genelgeyle arşiv belgelerinin satışını durdurmuştur:
“İstanbul Defterdarlığı’nda eski ve lüzumsuz diye satılan evrak arasında çok kıymetli bazı tarihi vesikalar bulunduğu anlaşılmıştır. Bilumum dairelerin evrak mahzenlerinde de çok kıymetli vesika bulunacağı şüphesiz ve bunun takdiri uzmanlara ait bulunduğundan gerek merkezde ve gerek vilayetlerdeki evrak mahzenlerinde bulunan muamelesi son bulmuş eski ve yeni bilcümle evrakın hiçbir bahane ile ve hiçbir suretle zayi edilmesine meydan verilmemesi, bilakis muhafazalarına itina edilmesi için icap edenlere emir ve tebliğ buyurulmasını ehemmiyetle rica ederim. Başvekil İsmet”
Arşivleri Yakmayı Düşünmüşler
Arşiv belgelerini yok olmaktan kurtaran genelgenin ardından Manisa milletvekili işin peşini bırakmamış TBMM’ye işin aslının öğrenilmesi için soru önergesi vermiştir. Maliye Bakanı Mustafa Abdülhalik Renda ise özrü kabahatinden büyük şu cevabı vermiştir:
“Yeni harflerin kabulü münasebetiyle bu evrakın kıymet-i tarihiyeye haiz olmayanlarını yakmak mevzubahis oldu. Vekalette düşünüldü ki bunlar imha edileceğine, memleket dâhilinde şuraya buraya atılacağına kağıt fabrikalarına satalım dendi.”
Bulgaristan’a Giden Belgeler Nasıl Kurtuldu?
Yedikıta Yazarı Arşiv Uzmanı Kasım Hızlı makalesinde Bulgaristan hükümetinin tutumu ve arşiv belgelerinin akıbeti hakkında da şu bilgileri veriyor:
Türk basınının yoğun haberleri üzerine Bulgaristan Başkonsolosluğu’nda görevli Bulgar Panço Doref, Sofya’daki Srnee Berger fabrikası tarafından satın alınan kağıtların adi kağıt olmadığını, önemli Osmanlı belgeleri olduğunu kendi hükümetine bildirmiş. Bunun üzerine Bulgar hükümeti arşiv belgeleri fabrikaya ulaşmadan Sofya Tren İstasyonu’nda el koymuştur. Bu suretle belgeler hamur olmaktan kurtarılmıştır.
Bulgarlar Arşivimize Sahip Çıktılar
Yrd. Doç. Dr. Raşit Gündoğdu ise “Bulgarlar Arşivimize Bizden Daha Fazla Sahip Çıktılar!” başlıklı makalesinde ise Bulgaristan’daki Osmanlı Arşivleri konusunda şu önemli bilgiyi veriyor:
“Bulgaristan Milli Kütüphanesi Nadir Eser Departmanı’nda Osmanlı Devleti’ne ilişkin 350 bin gömlek içerisinde bir milyon arşiv vesikası bulunmaktadır. Bunların yüzde doksanından fazlası Osmanlı Türkçesi, kalan ise Arapça ve Farsçadır. Kütüphanede 191 adet kadı Sicili bulunmaktadır. Ayrıca 720 maliye ve 405 tımar ve zeamet defteri bulunmaktadır. Arşiv dokümanlarının büyük bir kısmı 1931 yılında İstanbul Deftarlığı Maliye Arşivi’nden satın alınan askeri, mali, siyasi, hukuki, edebi, denizcilik ve bilim tarihi ile ilgili yaklaşık 30-50 ton arası değerli belgenin kütüphaneye gelmesiyle oluşturulmuştur.”