Attığı tokat Rus casusun sonu oldu
... Ağa Camii önünde üç el silah sesi duyuldu. Şapkalı adam yere yuvarlandı. Kaçmaya çalışan fail hemen yakalandı.
ABONE OLEski CIA ajanı Ruzi Nazar yıllardır sessiz sedasız yaşadığı Antalya’da öldü. Yıllarca Orta Asya Türklerini Ruslara karşı örgütlemişti. Türkiye’de çalıştığı dönemde (1959-1970) Rus ajanlarını etkisiz hale getirmek ilk göreviydi. Osmanlılar da çok uğraşmıştı Rus casuslarıyla...
AĞA CAMİİ ÖNÜNDE 3 EL SİLAH SESİ DUYULDU
1880’in Teşrinievvel’in (Ekim) 14’üncü Perşembe akşamı İstiklal Caddesi kalabalıktı. Süslü hanımlar, janti beyler, burma bıyıklı çapkın Türk subayları cadde boyunca geziyordu. Ağa Camii önünde birden üç el silah sesi duyuldu. Uzun boylu ve şapkalı bir adam acı bir feryatla yere yuvarlandı. Kaçmaya çalışan faili etraftakiler hemen yakaladı, şapkalı adamın ise sesi soluğu çoktan kesilmişti.
BANA TOKAT ATTI BEN DE ONU HAKLADIM
Ceset Galata Karakolu’na nakledildi. Üzerinden Rusça mektuplar, şifreli yazılar çıktı. Rus diplomatları da karakola geldi. Kısa bir suskunluğun ardından: “Ticaret için gelmişti, adı Pol Varkof’tur” dediler. Yakalanan kişi ise adının ‘Tokatlı Mehmet’ olduğunu söyledi ve anlatmaya başladı: “Taksim’de Çopur Mihran’ın arabalığında at uşağıyım. O adam 15 gündür her Sabah bir at kiralar, akşama kadar gezer. Dün sabah gene geldi. Aceleyle bir at istedi. Fakat hayvanlar henüz yemini bitirmemişti. Biraz oturup beklemesini işaret ettim, razı olmadı. Bağırıp çağırdı. Bana Tokat attı. Çok ağır geldi, acısı ciğerime çöktü. Sabaha kadar da uyuyamadım. Arkadaşımın tabancasını alıp, bu adamı hakladım.’
DOSYA YILDIZ SARAY'INA GELİR
Sorgucu ‘Hükümete neden şikâyet etmedin?’ diye sordu. Mehmet: “Herif ecnebi! Yaptıkları yanlarına kalıyor. Şikâyet etsem ne çıkar?” diyerek boynunu büktü. Tutuklanıp, hapsedildi. Hafiyeler Mehmet’in anlattıklarından ve Varkof’un evrakından şüphelenmişti. Konu Yıldız Sarayı’na aktarıldı. Sultan Abdülhamit, soruşturma dosyasını bizzat inceledi... Tokatlı Mehmet’e bir ‘deli raporu’ alınması, Varkof’un da nerede kimlerle gezdiğinin ortaya çıkarılması talimatını verdi. Hekimlerin muayenesiyle Mehmet’in ‘vakit vakit nükseden bir cinnete müptela olduğu’ rapor edildi. Varkof’un sırrı da anlaşıldı. Aslında Rus Çarı’nın yaverlerindendir. Her gün boğazda gezer, Rumeli sahilindeki tabyaları ve araziyi keşif amaçlı incelermiş.
KATİL DELİDİR DİYEREK AFFEDİLİR
Babıâli, Varkof’un kimliğini bilmezlikten gelir. Dava hemen neticelenir: “Katil delidir. On beş sene hapsine karar verilmiştir” Ardından bu ceza ‘maluliyetine binaen’ padişah tarafından affedilir Mehmet sessiz sedasız tahliye edilir, memleketine döner, üç aylık üç yüz kuruş da maaşa bağlanır…
Kaynak: Musa Kesler - Milliyet