Ermenistan'ın vahşeti Hocalı Katliamı 21 yaşında
Tarih 1992'nin 26 Şubat'ını gösterdiğinde Azerbaycan Hocalı büyük bir vahşet yaşadı. Ermenistan güçlerinin kadın-çocuk, yaşlı-genç demeden 613 sivili katletmesi hala dün gibi akıllarda... Peki üzerinden 21 yıl geçen bu katliamın asıl nedeni ne? Vahşetin perde arkasında kim var? Ermenistan bu katliamda sadece maşa vazifesi mi gördü?
ABONE OLSamet Tunçer'in haberi
Azerbaycan-Ermenistan arasındaki savaşta Ermeni güçlerinin 1992'de Hocalı'da 613 sivili öldürdüğü katliam hafızalardaki canlılığını dün gibi koruyor. Sovyetler Birliği'nin son günlerini yaşadığı 1988'de Azerbaycan-Ermenistan arasında patlak veren savaş, Azerbaycan için büyük yıkımlara yol açtı. Bu savaşın, hafızalardan silinmeyen en acı olaylarından biri de Ermeni güçlerinin 26 Şubat 1992'de Hocalı'da yaptığı katliam oldu.
Hocalı Katliamı'nın 21.yılının anıldığı bu günde Ermenistan'ın vahşetini Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Tarihçi Doç. Dr. Caner Arabacı ile konuştuk. Haber7.com'un sorularını yanıtlayarak "Hocalı Katliamı bir savaş değil. Orada Azerbaycan güçleriyle savaşılmadı, sivil halk katledildi. Burada vahşet var" diyen Dr. Arabacı, yaşanan dramı sözün bittiği yer olarak tanımladı. Ermenistan'ın Azerbaycan ile savaşı ve devamında yaptığı katliamda maşa olarak kullanıldığını ifade eden Arabacı, "Vahşetin gerisindeki Rusya'yı görmeden Hocalı katliamı değerlendirilemez" dedi.
"ERMENİSTAN MAŞA OLARAK KULLANILDI"
"VAHŞET, RUSYA GÖRÜLMEDEN DEĞERLENDİRİLEMEZ"
Ermenistan'ın Rusya'ya gönüllü maşalık yaptığını ifade eden Arabacı, "Ermenilerin bu katliamı yapmalarındaki maksat Doğu Anadolu'dan Müslümanları kaçırma ve Ermenistan'a yer açmadır. Tabi bunun ardında Rusya duruyor. Sadece Azeri nüfus yok edilmiş, Müslüman Türk nüfus kaçırılmış olmuyor. Böylece Rusya'nın müttefiki ve tuttuğu maşası Hristiyan piyarcılığında bir halk yerleştirilmiş oluyor. Böylece Kafkaslar Hristiyan âlemi Rusya'nın kontrolünde Kafkaslara yerleştirilmiş oluyor. Birde setten Hristiyan duvar oluyor. O yüzden Hocalı katliamını Rusya'nın Kafkas politikasıyla birlikte değerlendirmek lazım. Ermenistan da bu konuda gönüllü maşa konumunda. Türkiye ile Rusya sınırında Türkiye ile Azerbaycan'ın arasına giren Anadolu'dan daha eski bir yerleşim yeri olan Karabağ olan bir Türk bölgesini işgal ederek devletleşmek olarak görüyor. Burada hedef Türkiye'dir ve Müslüman Türklerdir. Bunların aleyhine büyücek bir Hristiyan âleminin oluşması olacağı için Rusya destekliyor. Ermenistan'a bakıldığı zaman fevkalade zavallı, arada kalmış ve boğulan Rusya'nın desteğiyle yaşayan bir ülke konumunda. Geçtiğimiz yıllar Rusya 500 milyon dolar, Amerika ise 5 milyon dolar veriyordu. Bir ülke bu desteklerle yaşayamaz. Bu parasal destekler küçük çaplı destekli şirketlerin yaşamını sağlayacağı ölçekte paralar. Ermenistan kendi konumunu çok iyi görmesi lazım. Bu konumunda ne devlet olunur ne de uzun bir süre yaşanabilir. Ancak alet olarak yaşanabilir. Ermeni halkında da bu sıkıntı ve rahatsızlık hissediliyor. Türkiye'nin kapısını açıverseniz Ermenistan boşalacak durumda. Yoksulluk ve açlık var. Rusya yardımıyla sürekli ayakta kalmak imkansız. Hocalı katliamını Rusya'nın güneye inme ve Kafkaslara hakim olma düşüncesini sürdürme ve bu niyetini ortaya koymak olarak görmek lazım. Vahşetin gerisindeki Rusya'yı görmeden Hocalı katliamı değerlendirilemez" dedi.
"HER FIRSATTA MÜSLÜMANLARDAN KURTULMA OPERASYONU VAR"
Rusya'nın amacının buradaki Türk halkını yok etmek ve Kafkaslara hakim olmak olduğunu söyleyen Arabacı, Karabağ'ın Anadolu'dan eski bir Türk ve Müslüman yurdu olduğunu kaydetti.
Arabacı konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Katliamın nedeni Karabağ bölgesini boşaltmaya yönelik. Ermenistan Ruslar tarafından kurulduğu zaman orada 3 bin Türk köyü yüzbinlerce Müslüman Türk var. Birinci Dünya harbi başladığında bu bölgeden Azeri halk Osmanlı Devleti'ne doğru sürülmüş, kaçırılmış, öldürülmüş. Tarihte Müslümanlardan kurtulma operasyonu her fırsatta var. Sadece 1992'deki Hocalı Katliamı'nda öldürülen çocuk, kadın ve ihtiyar sayısı 613. Zaten çok eski olmadığı için medyanın televizyon kameralarının fotoğraf makinalarının olduğu bir dönem ve bu katliamın bolca çekimleri yapıldı. Fotoğraflara bakıldığı zaman saldırılarak öldürülen insanlar var. Bu saldıranların içinde Ermenistan'ın cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan da var. Öldürdükten sonra büyük bir işkence gözleniyor. İnsan tanımadığı insanı öldürdükten sonra neden işkenceye tutar? 2 milyonun üzerinde Azeri'de kaçırıldı ve bir daha buralara dönememiş. İslam ve Türk nüfus buralardan çekildi. İşkencenin mantığını da anlamak lazım. Ama oraları dağıtıp yakıp yıkmakla Ermenistan toprağı yapmak mümkün değil. Çünkü Anadolu'dan eski bir Türk yurdu orası. Hocalı da dahil Hocalının bulunduğu koridor köklü Türk nüfusunun yaşadığı bir yer. Anadolu'dan eski bir Türk yurdu. Peki bunu nasıl boşaltacaksınız? İşte insanları dehşete sokarak, korkutarak, Kısaca şiddet yaparak. Bu insanlık dışı olay Dünyanın gözü önünde yaşandı. Bu olay lanetlenmesi lazım. Lanetlenirken de sadece maşaların lanetlenmemesi lazım. Gerisindeki Rus plancılığının ve Kafkas politikasının da görülmesi lazım."
"HOCALI KATLİAMI DÜNYA'NIN AYIBI"
Hocalı Katliamında hem Ermenistan'ın hem de arkadaki sorun Rusya'nın kınanması gerektiğini belirten Arabacı, " Hocalı katliamı Dünyanın ayıbı. 1992'de yaşanan bu katliam sonrası milletin gözü önünde çekimler ve yayınlar yapılıyor. Ermenistan bu yayınlara insan kaçırma, nüfus boşaltma niyetinde olduğu için engel olmuyor. 21 yıldan beri bu olayı görmeme öldürülenler Müslüman olduğu için. Öldürenler Hristiyan olduğu içindir! Dünyanın bu yaşanan vahşeti görmeye başlaması lazım. Bu geç kalınmış olsa bile güzel bir şey. Bunu gördüğü zaman tarihe dönük bazı yanlışlar da düzeltilebilir. Maşalardaki gayri insani kabiliyette anlaşılabilir. Ama asıl Dünyanın bu tür safları kullanarak Kafkasya'da var olan nüfusu nasıl erittiğini görmek lazım. Asıl sorun orada. Kafkasya sorunu, Hocalı sorunu ya da Ermenistan sorunu değil. Asıl sorunu yani gerideki sorunu görmek ve kınamayı ona yöneltmek gerekir. Kınamalar güzel bir şey insanların insan olduğunu hatırlaması lazım. Bu şart" dedi.
"KATLİAMI ANLATMADAKİ EKSİKLİĞİMİZ ÇOK BÜYÜK"
Müslüman halka yapılan katliamların gerektiği kadar anlatılmadığına işaret eden Arabacı, "Kendisine yapılan zulümleri, işkenceleri ve katliamları bi heyet çekiyor ve bunlarla ilgili yaygara yapmıyor. Tarih boyunca Türk milletinde böyle bir yapı var. Mesela 1914'te bu bölgeden öldürülen, göçe zorlanan ve sürülen Müslüman halk 1 milyon kişi civarındadır. Bu göçte birçokları ölür, birçoklarının ayakları donar. Nahcivan bölgesinde dağlarda ot ve ağaç kabukları yiyerek yaşayan 200 bin insandan söz edilir. Onların hiçbiri anılmaz. Sadece 1914'te tehcir olayı yüzlere batırılır. İkisi aslında birbirinin devamı ve ayakları konumundadır. Azerilerin de Kafkasyadaki diğer Müslüman nüfusun da artık insan olduğunun hatırlanması lazım. Azerilerin ve diğer Müslüman Türklerin kendilerine yapılanları belgesel, film ve roman olarak dünya kamuoyuna duyurması lazım. Mesela Kafkasya'dan Stalin döneminde 1944'te sürülen dünyanın birçok yerine serpilmiş Ahıskalılar var. Hala yurtlarına dönemediler. Bunlarla ilgili doğru dürüst roman yok, belgesel yok. Sadece ufak tefek çalışmalar var. Yayınların yapılması lazım. Çünkü haksızlık devam ediyor. Bu haksızlığın durdurulması gerek" dedi.
HEDEFLENEN YER TÜRKİYE'DİR
Türkiye'nin Hocalı Katliamındaki katilleri bulması ve Azerbaycan'a sahip çıkması gerektiğini savunan Arabacı, "İnsana sahip çıkma insan haklarına sahip çıkma bir erdemdir. Bu Müslüman ya da Türk olduğu için değil bu zulüm insana yapıldığı için Türkiye'nin bu olaya sahip çıkması lazım. Türkiye'ye de bu yakışır. Birde bu olayın gerisinde Kafkaslar boşaltıldığı zaman saldırılacak yer Türkiye'dir. Hocalı Katliamı sadece orada öldürülen gariban ve kimsesiz insanlar olarak görülmemeli. Aslında öldürülenlerden maksat Türkiye'dir. Kafkaslar boşaltıldıkça hedeflenen yer Türkiye'dir. İşte bu durumda kastı ve niyeti görmek gerekir. Türkiye'nin kim olursa olsun insana yapılan zulmü karşısına alması lazım buna Hocalı Katliamı da dahil. Üstüne düşeni de Azerbaycan'a ve Hocalı Katliamına sahip çıkarak yerine getirmelidir. Bunun hem soykırım olarak belirtilmesini hem de bu soykırıma katılanlar Ermenistan'ın yönetiminde bunların deşifre edilerek sorguya çekilmesi ve de insanlık adına hesap vermeye zorlanması lazım. Türkiye bu konuda da rol alması gerekiyor. Türkiye sanki Ermenistan yönetimi içine karşı bir söylem geliştirmiyor gözüküyor. Yani Ermenistan ile Azerbaycan'ın arasını düzeltelim ve barışı sağlayalım düşünce ile ama katillerle de el sıkışıldığı zaman neticeye ulaşamazsın. Kanlı ellerle neticeye ulaşamazsınız. Türkiye'nin katilleri deşifre etmesi ve uluslararası mahkemelerde sorgulanması için çaba sarfetmesi lazım. Ermenistan ile coğrafi yakınlığımız ve tarihi bir geçmiş var. Rusya aradan çıkarılsa Ermenistan ile çok sorunumuz kalmaz. Ermenistan'ın maşalık sorunu sona erdirilse aramızda çok sorun kalmaz. İlişkiler geliştirebiliriz.
HOCALI'DA NE OLDU?
Ermeni güçlerinin 1991'in sonlarına doğru ablukaya aldığı Hocalı, 936 kilometre karelik alana sahip, 2 bin 605 ailenin, toplam 11 bin 356 kişinin yaşadığı bir kasabaydı. Aralık 1991'de Karabağ'ın başkenti olarak kabul edilen Hankendi şehrini işgal eden Ermenilerin bir sonraki hedefi, bölgenin tek havaalanına sahip ve stratejik önem taşıyan Hocalı'yı ele geçirmekti.
Hocalı'nın etrafındaki bütün köy ve yolları tek tek ele geçiren Ermeni güçleri, kasabanın diğer illerle karayolu bağlantısını kesti. Hocalı'nın diğer bölgelerle tek ulaşım bağlantısı olan helikopter ulaşımı, 28 Ocak 1992'de, Şuşa Ağdam seferini yapan helikopterin Ermeniler tarafından vurulmasıyla ortadan kalktı. Bu olayda, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 44 sivil hayatını kaybetti.
Ocak ayının başlarından itibaren elektrik enerjisi de kesilen Hocalı'nın savunması, sadece hafif silahlarla silahlanmış yerel savunma güçleri ve az sayıdaki milli ordu askerlerinden ibaretti. 25 Şubat 1992'den itibaren Hocalı'ya saldırıya başlayan Ermeniler, bölgede bulunan Sovyet Ordusu 366. Zırhlı Alayı'nın bütün araçlarını kullanarak, şehri iki saat boyunca top ve tank ateşine tuttu. Saldırıdan bir gün sonra ise hafızalardan yıllarca silinmeyecek olan "Hocalı Katliamı" yaşandı.
Resmi verilere göre, Hocalı Katliamı'nda savunmasız durumdaki 106'sı kadın, 83'ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti. Katliamdan 487 kişi ağır yaralı olarak kurtulurken, Ermeni güçleri bin 275 kişiyi rehin aldı. Bunlardan 150'sinden haber alınamadı. Esirler yıllarca uluslararası kurumlardan gizli olarak köle gibi çalıştırıldı. Hatta esir kadınların fuhuşa zorlandığı haberleri alındı.
KATLİAMA ULUSLARARASI TEPİKLER
28 Şubat'ta gazetecilerden oluşan bir grubun helikopterle katliamın yaşandığı yere gitmesinin ardından katliama dair elde edilen fotoğraf ve görüntüler, yabancı basında geniş yer buldu.
14 Mart 1992 tarihli Fransız "Le Monde" gazetesi katliama dair, "Ağdam'da bulunan basın mensupları, Hocalı'da öldürülmüş kadın ve çocuklar arasında kafa derisi soyulmuş, tırnakları çıkarılmış üç kişi görmüşler. Bu, Azerilerin propagandası değil bir gerçektir" ifadelerini kullandı. Rus "İzvestiya" gazetesi ise 4 Mart 1992 tarihli sayısında "Kamera kulakları kesilmiş çocukları gösterdi. Bir kadının yüzünün yarısı kesilmişti. Erkeklerin kafa derisi soyulmuştu" ifadelerine yer verdi. Benzer tasvirler İngiliz, Ukrayna, Bulgaristan ve daha birçok yabancı medya organında da yer aldı.
Tüm dünyanın gözleri önünde meydana gelen Hocalı Katliamı'na, uluslararası kurumlar ise sessiz kalmayı tercih etti. BM Güvenlik Konseyi 1993'de 4 karar kabul etmiş olsa da, bu kararlar Hocalı Katliamı ile ilgili değil, "Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarını işgal ettiğine" yönelikti.
Meksika Senatosu, Pakistan Senatosu, Kolombiya Parlamentosu, Çek Cumhuriyeti Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi, ABD'nin Teksas, New Jersey, Massachusetts, Georgia eyaletlerinde kabul edilen kararlarda Hocalı Katliamı "soykırım" olarak nitelendirildi.
samet.tuncer@haber7.com