İstanbul'un İlk Camisi: Arap Camii
İstanbul'un ilk camisi, İstanbul'u kuşatmaya gelen İslam orduları tarafından 1296 sene önce yapılmıştı. İstanbul'da ilk ezan burada okunmuştu. Daha sonra kiliseye çevrilen bu yer, İstanbul'un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesiyle tekrar camiye dönüştürüldü.
ABONE OL715 yılında Emevi Halifesi Velid'in vefat etmesiyle yerine Süleyman Abdülmelik geçti. Süleyman devrinin en önemli olaylarından biri İstanbul'un fethine yeniden teşebbüs edilmesidir. Süleyman, kardeşi Mesleme'yi İstanbul'un fethi için hazırlanan orduya başkomutan tayin etti.
Arap Camii'ni Mesleme bin Abdülmelik 715 yılında yaptırmıştı. Orduda bulunanlar 7 sene süreyle burada ibadet etmişti. Bu bina daha sonra 1232 yılllarında Dominiken Papazları tarafından kilise olarak kulanıldı. Kilise haline getirildiğinde yapılan çan kulesi günümüzde minare olarak kullanılmaktadır. Minare olarak kullanılan dikdörtgen şeklindeki yerin 102 basamağı vardır. İstanbul'un fethinden sonra burası yeniden cami oldu.
Caminin restorasyon ihalesi, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından gerçekleştirildi. İki kurumun işbirliğinde gerçekleştirilen onarım, restorasyon ve çevre düzenleme çalışmaları, ajansın kapandığı Mayıs 2011'den itibaren Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce yürütüldü.
Beyoğlu'nda Arap Camisi Mahallesi'nde bulunan Arap Camisi, Haliç'in Galata yakasındaki en büyük camisi olarak dikkati çekiyor.Dikdörtgen planlı ve gotik tarzdaki caminin içinde mihrap bölümünde gotik mimarisinin en başta gelen özelliği olan kaburgalı tonozlar bulunuyor.Yapının esasının, İstanbul'u kuşatmaya gelen İslam orduları tarafından 716-717 yıllarında kurulduğu biliniyor.
3. Mehmed döneminde onarım gören camiye, 1731'deki Galata yangınının ardından 1734'te, Galata'nın bu bölgesinde hayır eserleri yaptıran 1. Mahmud'un annesi Saliha Sultan tarafından restore edilerek yeni bir şadırvan yaptırıldı.
Arap Camisi'nin, 1807 yılındaki yangın sonrası yapılan onarımı sırasında, Divan-ı Hümayun katiplerinden Hacı Emin Efendi tarafından tarihçesi yazılarak taşa işlendi ve mihrabın sağındaki duvara konuldu. Bu manzumede caminin esasının Mesleme bin Abdül Melik'e dayandığı anlatılıyor.Caminin 1868'de 2. Mahmud'un kızı Adile Sultan ve kocası Mehmet Ali Paşa tarafından yaptırılan diğer bir büyük onarımında, avluda bir sarnıç ve şadırvan inşa edildi.
1913 yılındaki onarımda da binaya son cemaat yeri ilave edildi ve mahfiller ahşap direkler üzerinde yeniden inşa edildi.Camide son olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce 2008 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları, bir süre önce tamamlandı.