Peşkir dokumayı annesinden öğrendiği şekliyle yaşatıyor
ERGÜN HAKTANIYAN - MESUT KARADUMAN - Yeni neslin aşina olmadığı, unutulmaya yüz tutan peşkir dokuma, İŞKUR projesi sayesinde geleceğe aktarılmaya başlandı.
ABONE OLPamuk ipliğiyle dokunan ince havlulara denilen ve kullanım yerlerine göre abdest peşkiri, şerbet peşkiri, dolama, sumak peşkiri adlarını alan peşkir dokumasının geleceğe taşınması amacıyla İŞKUR, "Yöresel Peşkir Dokuma" kursu açtı.
Yaklaşık 20 kişinin katıldığı kursta, 43 yıldır dokuma tezgahında peşkir üreten 57 yaşındaki Hatice Çınar, annesinden edindiği tecrübelerini öğrencilerine anlatıyor.
Çınar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 yıldır Tekirdağ Halk Eğitim Merkezinde (HEM) usta öğreticilik yaptığını söyledi.
Geçmiş değerleri olan peşkiri yaşatmak istediğini belirten Çınar, İŞKUR, HEM ve Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde Hüseyin Pehlivan İlköğretim Okulunda kursu açtığını ifade etti.
Geleneksel el sanatlarına değer verdiğini anlatan Çınar, şunları kaydetti :
"Ailem Bulgaristan'da dokuyucuydu. Çeyizlik eşya yapıyorlardı. Ben biraz meraklıydım. 7 yaşında tezgahın başında çalışmaya başladım, 14'ümde kendime ait bir tezgahım oldu. Peşkir dokumacılığını annem ve anneannemden öğrendim. Bulgaristan'da aynı renk ve desenlerde öğrendiğim peşkir, seccade, yolluk, heybe, şal, folklor kıyafetleri gibi çeşitli ürünleri yapıyoruz.
Biz bunları talebe göre de yapıyoruz. Ürünlerimiz için sipariş de alıyoruz, belediyelere, valiliğe, Trakya Kalkınma Ajansı gibi çeşitli kurum ve kuruluşlara bu ürünleri veriyoruz. Türkiye'nin her yerine gönderiyoruz, yurt dışına bile çıkıyor ürünlerimiz. Sadece Türkiye'de kalmıyor."
- Desenler ve renkler geçmişte yapıldığı gibi
Çınar, dokuma tezgahında 12 kadının çalıştığını, en genç kursiyerin 27, en yaşlı kursiyerin ise 60 yaşında olduğunu aktardı.
Kadın kursiyerlerin mesleğin inceliklerini tezgahların başında öğrendiğini vurgulayan Çınar, "Peşkiri geçmişte annemden nasıl gördüysem, renkleri ve desenlerine kadar hiç değiştirmeden işliyorum. Renk ve desenleri değiştirmeyi sevmiyorum. Zamana uygun renkleri yaparsan eski ölmüş oluyor. Eskiyi canlandırıyorsam neden renklerimi değiştireyim. Geçmişten bugüne kadar aynı şekilde bu desenleri işledik. Geçmiş değerlerimizi İŞKUR'un desteğiyle gelecek nesillere taşıdık." ifadelerini kullandı.
Kursiyerlerden 37 yaşındaki Gülçin Badem ise dokumacılığın kaybolmaya başlayan bir meslek olduğunu ve İŞKUR'dan elde ettiği gelirle yeni bir dokuma tezgahı almayı düşündüğünü kaydetti.