Fahrettin Altun'dan sosyal medya platformlarına açık çağrı!
Twitter'ın AB dezenformasyon kurallarından ayrılması üzerine açıklama yapan Fahrettin Altun, dezenformasyonla daima mücadele edileceğini belirterek, Uluslararası tüm sosyal medya platformlarına çağırıda bulundu.
ABONE OLTürkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Twitter'ın AB'nin dezenformasyonla mücadele kurallarından ayrılması üzerine değerlendirmelerde bulundu. Ayrıca dezenformasyonla mücadele için tüm kurum ve kuruluşlara çağırıda bulunan Altun, söz konusu Türkiye olduğunda batı dünyası tarafından bu konudaki hassasiyetimizin görmezden gelindiği belirtildi.
TWİTTER AB DEZENFORMASYON KURALLARINDAN AYRILMIŞTI
Elon Musk'ın satın aldığı Twitter, geçtiğimiz günlerde AB'nin dezenformasyonla mücadele kodlarından ayrılacağını belirtmiş ve resmi olarak ayrılmıştı. Bunun üzerine AB ise sosyal medya devine "Twitter, AB'nin dezenformasyona karşı gönüllü uygulama kurallarından ayrılıyor. Ancak Twitter'ın yükümlülükleri devam ediyor. Kaçabilirsin ama saklanamazsın." diye karşılık vermişti.
FAHRETTİN ALTUN'DAN AÇIK ÇAĞRI
Dezenformasyonla mücadele için Türkiye'nin daima mücadele edeceğini belirten Fahrettin Altun'un sosyal medya üzerinden paylaştığı gönderi şu şekilde:
"Medya ve iletişim dünyasında ilginç bir gelişme yaşandı. Twitter şirketi, Avrupa Birliği ile sosyal medya platformları arasında imzalanan “2022 Dezenformasyona İlişkin Güçlendirilmiş Uygulama Kuralları” isimli protokolden çekilme kararı aldı. Bunun üzerine Avrupa ülkelerindeki bazı kamu otoriteleri bu durumdan duydukları rahatsızlıkları dile getirmeye başladılar.
Tam da bu süreçte hem ulusal hem uluslararası kamuoyuna Türkiye’nin tutum ve duruşunun hatırlatılmasının faydalı olacağını düşünüyorum.
TÜRKİYE'DEKİ KURALLARIN KESİN VE NET OLDUĞUNA DEĞİNDİ
Türkiye’de 2022 yılında yayımlanan 7418 sayılı “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile internet haberciliğinden çocukların dijital ortamda korunmasına kadar pek çok alanda gerekli düzenlemeler yapılmış ve “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” suç olarak tanımlanmıştır.
Türk Ceza Kanununun ilgili maddesinde de “sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse”nin cezalandırılacağı açıkça belirtilmektedir.
DEZENFORMASYONLA MÜCADELE İÇİN ÇAĞIRIDA BULUNDU
Diğer taraftan yine 7418 sayılı Kanun uyarınca, Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılara Türkiye’de bir temsilci belirleme, kişiler tarafından yapılacak başvurulara, başvurudan itibaren en geç 48 saat içinde olumlu ya da olumsuz cevap verme, istatistiksel ve kategorik bilgileri içeren Türkçe hazırlanmış raporları 6 aylık dönemlerle bildirme gibi yükümlülükler getirilmiştir.
Dezenformasyon, bugün ulaştığı boyutlar itibarıyla önümüze koyduğu ulusal ve bölgesel tehlikelerin yanı sıra tüm ülkeleri ve uluslararası toplumun tamamını ilgilendiren bir tehdide dönüşmüştür.
Dezenformasyonla mücadelenin önemli bir ayağı ise hiç şüphesiz uluslararası iş birliğinin ve kararlılığın gösterilmesidir. Bu kapsamda ilgili tüm platform, kurum ve kuruluşları dezenformasyon gerçeğini ve bununla mücadele için uluslararası iş birliğinin gerekliliğini hiçbir çifte standart uygulamadan kabul etmeye ve ilgili adımları atmaya davet ediyorum.
"SÖZ KONUSU TÜRKİYE OLDUĞUNDA HASSASİYETİMİZİ GÖRMEZDEN GELİYORLAR"
Fransa’nın Dijitalleşme ve Telekomünikasyondan Sorumlu Bakanı Jean-Noel Barrot, geçen hafta açık ve net bir biçimde kurallara uymaması durumunda Twitter’ı yasaklayacaklarını duyurdu. Sayın bakanın kamu düzeni ile ilgili hassasiyetini çok iyi anlıyoruz. Anlamadığımız husus ise Türkiye söz konusu olduğunda Batılı meslektaşlarımızın niçin kamu düzeni ile ilgili hassasiyetlerimizi görmezden geldikleridir.
Bugün AB üyesi ülkelerin yetkilileri gibi biz de hiçbir sosyal medya platformunun dezenformasyon merkezine dönüşmesini istemiyoruz. Ne var ki biz bu mücadeleyi hem sözüm ona tarafsız görünen ve fakat tarafgir bir şekilde Türkiye’de siyasete müdahale etmeye çalışan sosyal medya şirketlerine karşı, hem de Türkiye’deki dijital iletişim platformlarını kamu düzeni namına regüle etme girişimlerimizi engellemeye çalışan Batılı devletlere karşı vermek durumunda kalıyoruz.
"TECRÜBELERİMİZİ BATILI DOSTLARIMIZLA PAYLAŞMAKTAN MEMNUNİYET DUYARIZ"
Avrupalı dostlarımız bilmelidir ki, biz yasakçı ve vesayetçi zihniyetle mücadele kadar, başta dezenformasyon olmak üzere toplumu kutuplaştıran her türlü yıkıcı faaliyeti bertaraf etmeyi asli vazifemiz olarak görüyoruz. Bu konudaki tecrübelerimizi Batılı dostlarımızla paylaşmaktan büyük bir memnuniyet duyarız.
Bir kez daha belirtmek isterim ki, Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu hakikat savunuculuğu ve dezenformasyonla mücadele vizyonu çerçevesinde vatandaşlarımızın hak ve hukuklarını korumak için gereken her türlü adımı atmaya devam edeceğiz.
Dünyada en çok dezenformasyona maruz kalan ülkelerden biri olarak dezenformasyonla mücadelemiz taviz vermeden kararlılıkla devam edecektir."